Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
_______________________________________
Bir kaç saat önce geldiğimiz otel odasına geri gelmiştik. Lila, komisyona geri dönmüştü ve ben odamda yatağın üstüne oturmuş bekliyordum.
Birileri ölüyordu.
Önümdeki dolaba asklılıkla asılmış pembe elbiseyi izliyordum. Gözlerimden akan yaşların haddi hesabı yoktu. Tırnaklarını ısırıyor ve ayağımla ritim tutuyordum.
Kimin veya kimlerin öldürdüğünü bilmiyordum ama tanıdığın birileriydi.
Beyniminin içindeki yankılanan seslerlerin durmadı için yalvarıyordum.
"Diego nerde"
"BİlMİYORUM!"
Bir adamın çığlık sesleri beynimin içinde yankılanırken bir anda içimden birşey koptuğunu hisettim.
Sesler kesilmiş ve çığlıklar durmuştu.
Biri öldürülmüştü.
Tuttuğum nefesimi tüm ağzımı yırtarcasına açtığımda ağzımdan sesli bir çığlık koptu.
Odanın içindeki vazolar patlamış. Odayı aydınlatan gece lambasının ışığı gidip gelmeye başlamıştı.
Gözlerimden yarlar akarken tek yaptığım ellerimle kulaklarımı tıkamak oldu.
Bir anda odanın kapısı açıldı yere oturmuş ağlarken uzun kollar etrafımı sardı.
Handler: Neler oluyor birtanem.
Aglamalarim annemin sesiyle daha çok siddetlenirken annem neler olduğunu şaşırmış sadece başımı okşuyor ve beni sakinlestirecek birşeyler mırıldanıyordu.
꧁꧂
Annemin odasındaydık şuan ne kadar Five ile gitmek istemediğimi söylesem de beni yollamaya ikna etmişti.
Üstüme siyah pelerin misali birşey geçirmiş ayakta bekliyordum. Zaten Five'in geleceğini de sanmiyordum bunu anneme söylediğimde de gelmek zorunda olduğunu başka seçeneği olmadığını söylemişti.
