Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Diego umutsuzca koltuğuna oturduğunda yüzündeki ifade tam bır yıkılışı andırıyordu. İzlediği şeyler olmasını beklediği şeyler olmadığı icçn oturup sindirebilmek icin kendine bir kaç saniye vermişti.
"Vanya da kim?" Gözlerimi, ekrandaki mavi ve beyaz ışığı yayan kişiden çevirip sandalyedeki umutsuzca oturan Diego'ya çevirdim.
Diego bir kaç saniye öylece yere bakarken bakışlarını bana çevirdi.
"Kız kardeşim." Kaşlarımı hafif çatıp ekrandaki kişiye ve Diego'ya baktım.
"O gün beni bağladığınızda-" Diego sözümü kesip devam etti.
"Evet oradaydı."
Dudaklarımı birbirine bastırıp bakışlarımı ekrana çevirdim.
"Vanya bir bomba." Diye mırıldanan Diego'ya bakışlarımı tekrardan çevirdim. "Bomba hep Vanya olacak."
Diego bakışlarını Herb'den çekip bana döndürdü.
"Dallas'a dönmem lazım. Hemen!" Herb benden önce kalkıp Diego'ya döndü.
"Bize La Résistance lazım. "
꧁꧂
Koridorda gezdikten sonra Herb, Diego ve bana yeni bir odanın kapısını açtı.
İçeride bütün vaka ekibini görünce kaşlarım catıldı.
Hepsi Diego'yu görünce birden ayağa kalktı. Diego bana eğilip sesli bir şekilde "Şaka mı bu?" dedi.
"Görünüşümüze bakmayın, becerikliyizdir."
"Vaka Yönetimi'ne bulaşılmaz."
"Sakön ol Dot." Diyerek susturdum.
Herb başını aşağı yukarı eğerken herşeyin yolunda olduğunu belli ediyordu.
Diego ve benim de gözüm kalabalığın önündeki masanın üstünde duran çantadaydı.
