Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
______________________________________
Yanımda duyduğum patırtı sesiyle Diego'nun bana bakarak sesizce kalkmaya çalıştığın gördüğümde ona bakıp ne yapıyorsun diyerek başımı salladım.
Bu odada animasyon açıldığında bitene kadar sessiz olmak zorundasın.
Odadan çıktıktan sonra Diego'nun kolundan kavrayıp gücüm yettiğince ters çevirip onu sertce duvara yasladım. Boynuna, dakikalardır elimde taşıdığım bıçağı dayadım.
"Bak, ne yapıyorsun veya ne planlıyorsun bilmiyorum ama sana gram güvenmiyorum." Diego derin nefes almaya çalışıp elimdeki bıçağa bakıp güldü.
"Beni kendi silahımla mi vurmaya çalışıyorsun?" Dediği anda elimde tuttuğum bıçak arkamdaki duvara sertçe saplanirken elimde derin bir kesik bırakmıştı. Daha yeni bandajladığım elimi tekrar kan içinde görünce nefesimi bıraktım.
"Bak aileme geri gitmem gerek ve erkek kardeşimle her ne derdin varsa, sorununu lütfen onunla çöz olur mu?" Koridorun sonuna bakıp tekrar Diego'ya baktım.
"Ne planlıyorsun?" Derin nefes alırken sorduğum soruyu Diego beni ikna ettiğini sanmıştı ve anlatmaya başlamıştı.
İkna olmamıştım.
"Bak önümüzdeki günlerde kıyamet kopucak ve dünyanın sonuna gelicek. Eğer o videodaki bahsedilen yere gidebilirsem dünyanın sonunu tetikleyen şeyi bulabilirim ve dünyayı kurtarabilirim!"
Kesilen avcumun içine bakarken gözlerimi devirmeden edemedim.
"Şu Lila'nin bahsettiği "süper kahramancılık" oyunu öyle değil mi?"
Diego bütün anlattığı şeyleri boşuna anlatmış gibi gözlerini devirip yürümeye başladı.
Yerden aldığım bıçağı geri yerine koyarken Diego'nun arkasından yürümeye başladım. Ağzı açık bir şekilde uzun koridordaki tabloları incelemeyi başlamıştı bile.
Hafif klavye sesi uzun koridoru doldururken, arkamdan geçen adamla Diego arkama garipser bir bakış atıp tekrar yürümeye devam etmişti bile.
