ARA BÖLÜM 1: "Daha İyi Bir Adam"

11.2K 1.3K 935
                                    

Rosas and Fire okuyucuları alışıktır ama yine de anlatayım, ara bölümleri hikayedeki boşlukları tamamlamak için yazarım. Eksik kalmış olan iki-üç tane yapboz parçasını teker teker yerleştirmek gibi düşünebilirsiniz.

Keyifli okumalar dilerim *Mariah'dan Sonsuz Kalpler*

-------

9 Aralık 2010

Elmacık kemiğinin üzerindeki morluk yüzünden göz kırpmak bile Taehyung için bir işkenceydi. Patlamış dudağını zorlukla aralıyor, müdüre dil döküyor, kendini aklamaya çalışıyordu.

Lise müdürlerinin ortak özelliği, çatık kaşlarıyla her olayı dinliyormuş gibi görünmeleriydi. Aslında öğrenciyi görür görmez kafalarında bir yargıya varıyor, öğrencinin ne söylediğini pek umursamıyorlardı. Belki sadece lise müdürlerinde değil, belirli yüksek mevkilere erişmiş bütün yetişkinlerde görülen ortak bir davranıştı. Senin fikirlerin değersizdir, davranışı.

Okul müdürü, karşısındaki liseli oğlanı küçümsüyor, zorbalığa dair hiçbir şey düşünmüyordu. Kafasındaki şema belliydi, kavga eden iki oğlan çocuğu vardı. Üstelik bu boktan olay, okul bahçesinde yaşanmıştı. Ön yargılarının kurbanı olan müdür, bunu asla affetmezdi!

"Disiplin kurulunun önüne çıkacaksın Kim Taehyung," dedi sert ses tonuyla. "Öğleden sonra derslere girmeyeceksin ve yargılanacaksın."

"Neden beni hiç umursamadığınızı hissediyorum?" diye sordu genç oğlan. Merakla ve biraz da acıyla müdürün suratını süzdü. "İlk önce o başlattı. Bana laf attı. Bir kez değil, okulun başından beri bunu yapıyor. Daha fazla sabrım kalmadı."

"Kamera kayıtlarını izledim. Kavgayı sen başlatıyorsun."

"Bu doğru değil. Bana laf attıktan sonra ona vurdum."

"Yani ilk önce sen başlattın."

"Hayır... Hayır... Anlamıyorsunuz ki. Fiziksel kavgayı ilk başlatmış olsam da bana en başından beri psikolojik baskı yapıyordu."

"Psikolojik baskı mı?" Müdür, çocuğun suratına karşı sinir bozucu bir biçimde güldü. "Neler biliyormuşsun sen..."

Taehyung, açıkça küçümsendiğini hissetti. Yumruklarını sıktı. Tıpkı bir saat önceki gibi vücudunu bir ateş bastı. Bu ateş, eşsiz bir his yaratıyordu. Sanki hayatı boyunca doğru düzgün yaşayamadığı o orgazm anına yaklaşıyormuş gibiydi...

Müdürü pataklamak istedi. Şişman bir adamı pataklamak kim bilir nasıl hissettirirdi... Taehyung'un kalbi hızla çarpmaya başladı.

"Psikolojik baskının ne olduğunu öğrendiğin gibi şiddetin ne kadar kötü bir şey olduğunu da öğrenseydin ya, oğlum."

"Zaten biliyorum," dedi genç oğlan. Müdüre ters bakışlar atıyordu. Ancak yetişkini zerre kadar etkileyemiyordu. "Şiddet kötü bir şey. Annem bana böyle öğretti. Aynı zamanda kimseye kötü bir laf söylememem gerektiğini de öğretti. Eğer kötü bir şey söylersem... Ceza alırmışım."

"Evet, tam olarak durum böyle. Şimdi sen ve kavga ettiğin öğrenci bir ceza alacaksınız. Artık cezanıza disiplin kurulu karar verir."

"Ben onu cezalandırdım zaten."

"Ne?"

"Bana kötülük yaptı. Ben de ona cezasını verdim."

"Nesin sen? Polis mi?"

"Değilim. Kötü laf söylediği kişiyim ve onu cezalandırdım."

"Kimseyi kafana göre cezalandıramazsın Taehyung."

Dört Mevsim | TaekookDonde viven las historias. Descúbrelo ahora