19 - "Ben de seni özledim dostum"

64 8 53
                                    

-3 ay sonra-

-

"Jungkookshi?" Gözlüklü adam yarı açık kapıyı tıklatıp yakışıklı gencin dikkatini çekti "Halledebildin mi?"

"Evet efendim." Jungkook bölüm yöneticisine gülümsedi "Birkaç dakikaya program hazır olur. Önemli dosyalar silinmiş, tekrar kurmak zorunda kaldım."

"Harikasın!" Bay Lee Sehyun içeri girip gencin sırtına pat pat vurdu "Bu öğle arası sana bir şeyler ısmarlayayım!"

Jungkook kıkırdadı.

"Bu benim işim efendim, teşekkür etmenize gerek yok. Hem.. bir randevum var."

"Peki peki" Adamın sevinci yüzünden okunuyordu "Evet bu senin işin ve ben bunun için oldukça mutluyum."

Jungkook tavşan gülümsemesi ile koltuktan kalktı ve kapıya doğru yöneldi. Kapıyı kapatmadan önce yöneticiyi selamladı ve koridora çıktı.

Bileğindeki elektronik saate baktı. Öğle arasına 15 dakika vardı. Kendi odasına doğru ilerledi ve kapalı olan kapıyı nezaketen iki kere yumuşak bir şekilde tıklattıktan sonra içeri girdi.

Jimin bakışlarını klavyesinden kaldırıp kendisine çevirmiş ve bıkkınlıkla bir nefes vermişti.

"Kapıyı çalmana gerek yok Jungkook-shi. Defalarda söyledim."

"Alışkanlık hyung." Jungkook kıkırdadı "İş nasıl gidiyor?"

Jimin neden bahsettiğini biliyordu. Üstü kapalı bir şekilde yanıtladı.

"Makaronları fırına verdim ama altları yanacak gibi görünüyor."

"Yardıma ihtiyacın var mı?"

"Hey, hey, hey..." Jimin bakışlarını sinir bozucu bir şekilde kıstı ve tehditkar bakışlar attı "Sen yokken ben vardım bayım. İşimden uzak dur."

Jungkook güldü.

"Biliyorum. Mor ekranları seviyorsun."

"Mikrofon vereyim ister misin? Belki Bay Lee'ye bizzat söylemek istersin?"

"Tamam, affedersin." Gülmeye devam ederken bilgisayarını kapattı ve telefonuna baktı "Ben çıkıyorum."

"Selam söyle."

"Tamamdır!" Ceketini kaptığı gibi kendini dışarı fırlatan genç hızla koridorda ilerlerken bir saniyeliğine durup yönünü lavaboya doğru çevirdi. İçeri girip aynada kendine baktı ve saçlarını hızla düzeltti. Uzun zamandır boyatmadığı koyu kahve rengi saçları kulaklarının biraz altına kadar uzamıştı. Üstündeki siyah spor takım elbise içinde oldukça ateşli görünüyordu.

Yani..

Jungkook öyle düşünüyordu.

Aynaya bir göz kırpması sunduktan sonra hızla dışarı çıktı ve kafenin yolunu tuttu.

---

Taehyung az önce sipariş verdiği kahvesini karıştırırken bir yandan da camdan gelip giden olmadığını kontrol etmekteydi. Kahve fincanını kaldırmış dudaklarına değdirecekken beyaz Hyundai kapıda belirmişti. Bir anlığına donsa da hafif titreyen eli ile fincanı dudaklarına değdirdi ve ufak bir yudum alıp tabağa geri koydu.

Kalp atışları hızlanmıştı. Kulaklarına dolan bu müzik eşliğinde araçtan inip büyük adımlarla gelen genci izledi. Ceketi havalanırken oldukça havalı görünmekteydi. Taehyung derin bir ah çekmekten kendini alıkoyamadı.

3 ay geçmişti.

3 koca ay..

Her şey o kadar rayındaydı ki...

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 13, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Peace Lily ~ TaeKook #wattys2019Where stories live. Discover now