Yeşim İkizleri

106 10 1
                                    

Bulut Kovuğu'nun öğrencileri küçük efendileri ve eşini karşılamak için kapının girişinde hazırda bekliyorlardı. Wei Wuxian ve Lan Wangji yavaş adımlarla merdivenleri çıkıyorlardı. Arkalarında narin ve yaralı bir hanımefendi onları takip ediyordu. Ayrıca amcasının özel davetiyle gelmişti ve hızlı hızlı çıkıp onu arkada bırakmak büyük saygısızlık olurdu.

Kapı girişine geldiklerinde Wei Wuxian'in gözüne ilk kez Bulut Kovuğu'na gelişi geldi. Lan Wangji ile ilk karşılaşması. İlk bakış. Bembeyaz cübbesi, asil duruşu, hafif bir meltem gibi yanından geçişi...

Gözünde canlanan 15 yaşındaki Lan Wangji şimdi aynı endamla bu sefer yanında duruyordu. Şimdi yanında efsun eşi olarak duruyordu. Bu düşünce Wei Wuxian'in hafifçe gülümsemesine sebep oldu.

"Ne düşünüyorsun?"Wangji'nin yüzündeki ciddi ifade bir anda yumuşadı ve eşine merakla baktı.

Öğrenciler karşılama için Lan Xichen'i bekliyordu. Bulut Kovuğu'nun yeni öğrencilerinin hepsi büyük kardeşten ziyade küçük kardeşten korktukları için diken üstündeydi. Büyük Yeşim'in nazik yapısı diğerlerine güven veriyordu ama Küçük Yeşim aynı amcası gibi katı ve kuralcı yapısıyla bilinirdi. Pek gülen bir yapısı da yoktu bu yüzden Lan Wangji'nin bakışlarının yumuşaklığı onları gelenlerin sadece ziyafete katılmak veya Lan Yeşim İkizlerinin tekrar birleşmesini görmek için gelmiş bir çift kesik kollu olduğunu düşündüler.

"Hey siz oradakiler, Bulut Kovuğunda sizin gibileri almıyoruz, geldiğiniz yere geri dönün."

Konuşan çocuğun sözleri Wangji'nin yumuşayan yüzünün tekrar eski haline hatta daha da sert haline dönmesine neden oldu. Çocuğun bu ithamları hem Wangji'nin hem de Wei Wuxian'ın hoşuna gitmemişti.

"Sana gelen misafirle bu şekilde konuşma yetkisini kim verdi çocuğum?"

Yingyue, ikilinin arkasından çıkarak çocuğun önüne geldi. Hiç kimse Bulut Kovuğu'nun ikinci efendisiyle böyle konuşamazdı. İkinci efendi olmasını geç, hiç kimseyle hele hele de evine misafir olarak gelen biriyle bu derece saygısız konuşmak onun gözünde affedilemez bir hataydı ve haddini bildirmesi gereken bir konuydu.

"Kafanı sola çevir bakalım. Orada büyükçe bir taş göreceksin. O taşın 124. maddesinde ne yazdığını oku. Hatta hiç yorulmana gerek yok, ben sana söyleyeyim. 124. madde der ki ' Klanına ve efendine itaat et. ' ve 285. madde ' Karşında kim olursa olsun, saygılı ol ' ayrıca 1227. madde de ' Ev sahibine saygısızlık kabul edilemez 'der. Tebrikler şimdiden üç kuralı çiğnemiş bulundun."

Kapıdan içeri, çocuğa doğru adım attı. Çocuğun yüzündeki şaşırmışlık hali çok hoşuna gitmişti.

" Senin laf attığın içeriye almadığın kişi kim biliyor musun? Tabiki de bilmiyorsun. O klanın ikinci efendisi, Lan Yeşim İkizlerinin küçüğü, herkesin öve öve bitiremediği, Lan klanının gurur kaynağı ve efsun dünyasının Hanguang- Jun'u LAN WANGJİ."

Yingyue'nun sonda Wangji'nin adını yüksek sesle söylemesi zaten korkudan yüzü solan çocuğu daha da korkuttu. Yingyue, çocuğun dibine girdi ve yüzünü onun yüzüne yaklaştırdı.

"Başına geleceklere şimdiden kendini hazırla çocuğum bu sana bi abla tavsiyesi."

Onun bu sözlerinden sonra çocuk taş kesildi, olduğu yerde kalakaldı. Herkes neye şaşıracağına şaşırmıştı. Kızın 4000'e yakın kuralı bilmesine mi şaşırsaydı yoksa Hanguang-Jun'un bile girmediği güç duvarından saniyeler içinde hiç zorlanmadan geçtiğine mi şaşırsaydı yoksa dışarda duran kişinin Hanguang-Jun olduğuna mı şaşırsaydı.

"Wangji, gelmişsin."

Herkese uzun gelen ama kısacık bir suskunluk anından sonraki garip havayı yumuşacık bir ses kırdı. Yingyue'nun uzun süredir duymadığı o ses bugün tam dibindeydi.

Yeniden -WangxianWhere stories live. Discover now