Bölüm-97 Uykucu ve Aç

136 17 2
                                    

Sanırım şu anda dünyada bulunan milyonlarca canlı arasında en saçma dövüş stiline sahip olan kişi Tembelliğin Belphegor'uydu. Tamamen mantıksız olsa da dövüşürken uyuyordu.

Ciddi ciddi uyuyordu. Rakipleri akın akın üzerine gelirken kendisi sanki 40 yıldır uyumamış gibi büyük bir rahatlıkla uyuyordu. İşin tuhaf tarafı ise rakipleri ona dokunamıyordu bile. Üzerine doğru gelen her türlü canlı ona yaklaşınca bir anda parçalanıyor ve yok oluyordu.

Hatta bazı canavarlar ona yaklaşmayı bile başaramadan silinip gidiyorlardı.

(Beelzebub)-Hoy uykucu. Yardım lazım mı?

Oburluğun Beelzebub'u aniden görüş alanında belirdi ve bu şekilde bağırdı.

(Belphegor)-Gerek yok ama gerek var.

Uyuyan ama uyuyormuş gibi davranmayan Belphegor yine uyuyormuş gibi davranmadı ve Beelzebub'a cevap verdi.

(Beelzebub)-O nasıl oluyor lan!?

(Belphegor)-Tembelim ben tembel. Bunlarla uğraşmak çok zahmetli. Zaten niye bu kadar fazla ki bunlar? Başka zamandan gelen Ejder hikayeyi bize anlatırken 10 milyon kişi dememiş miydi? Nereden baksan 300 milyon kişi var burada.

(Beelzebub)-Haklısın. Da, dur bir dakika!? Onu ne ara hesapladın lan!?

Belphegor'un ani bir tahminde bulunması Beelzebub'un fazlasıyla şaşırmasına yok açmıştı. Normalde olsa belki buna şaşırmayabilirdi ama şu anda hem bir savaşın içindeydiler ve bir şeyleri hesaplayacak kadar zamanları yoktu hem de, Belphegor uyuyordu.

(Belphegor)-Konuşturmasana beni ya. Uyuyacam ben. Benim yerime hallediver şunları.

(Beelzebub)-"Uyuyacam" ne lan!? Harflerden tasarruf etme bari! Argh! Neyse!

Beelzebub zıpladı ve aralarındaki kısa mesafeyi anında kapatarak Belphegor'un yanına indi.

(Beelzebub)-Ne ara uyudun lan!?

Beelzebub'un, Belphegor'un yanına gitme süresi 1 saniye bile değilken Belphegor çoktan uyuya kalmıştı bile. İnanılmaz derecede tembel bir bedene sahipti ve her an her saniye uyuyabilirdi. Ve uyuyordu da. Bir defasında uyuya kalmış ve aralıksız bir şekilde 3 yıl boyunca uyumuştu. 3 yıl boyunca aralıksız uyuması her ne kadar saçma olsa da uyandıktan sonra 10 dakikalık bir yemek faslı olmuştu ve sonra yeniden yatağa dönmüştü.

Tembellik otoritesi o kadar da müthiş bir otorite sayılmazdı.

Bunlar bir yana Oburluk otoritesine sahip olan Beelzebub'un da o kadar düzgün olduğu söylenemezdi. Üzerine gelen tüm saldırıları karşılıyor ve tüm enerjilerini yiyordu. Daha doğrusu bedeni doyumsuz bir canavar gibi üzerine çarpan her türlü saldırının tüm enerjisini emiyor ve içinde biriktiriyordu.

Sonra da Beelzebub istediği miktarda enerjiyi düzenliyor ve istediği şekilde geri gönderiyordu. Savaşın başından beri çok zaman geçmemişti ama rakiplerinin sayısı sayesinde Beelzebub inanılmaz miktarlarda enerji depolamıştı.

Derken kolları mavi bir aurayla kaplandı ve elektrikleniyormuşçasına dışarı taşmaya başladı. Beelzebub ellerini birbirine vurdu ve sertçe geri çekti. Çekmesiyle birlikte de elleri arasında kollarındakinden daha büyük bir elektriklenmeye oluştu.

(Beelzebub)-Ah adamım. Enerjiyi şekillendirmekten asla bıkmayacağım.

Ve evet. Oburluk otoritesi Beelzebub'un emdiği enerjiyi şekillendirmesine de yarıyordu. Beelzebub isterse emdiği enerjiyi elementlere dönüştürebilirdi ya da enerjiden oluşan silahlar yapabilirdi. Bu tamamen onun keyfine kalmış bir şeydi.

Ejderha İmparatorWhere stories live. Discover now