Gizli iş

1.7K 95 13
                                    


Seri katilin yüzü ile göz gözeydim. Ve tam o sırada şimşek çaktı. Titredim. Parmaklarımın arasındaki kağıt parçası yoğun rüzgardan dolayı kıvrılarak yere düştü. Yere düşen yüz en acımasız haliyle sanki bana bakıyordu.

________________________________________

Ellerimden düşen kağıt parçasına uzanacağım vakit yüksek seste açık unuttuğum telefonumun sesiyle irkildim. Kısık serzenişi de beraberinde getirdim o vakit.

"Hay ben senin... Korktum ulan."

Elimi masamda düşmeye yakın duran telefona uzattım. Arayan kişi iş arkadaşım Servet'di. Açar açmaz kulağıma götürdüm ve tam o sırada Servet de konuşmaya başladı. "Hayırlı akşamlar Enes, rahatsız etmiyordumdur inşallah?" Ulan akşamı mı kalmıştı bunun diyen iç sesimin absürtlüğünü umursamadım. Bunu niye dert etmiştim zaten. "Yok Reis'im ne rahatsızı canın sağolsun. Bir sorun yoktur umarım?" İş harici yerlerde böyle hitaplarda bulunuyorduk.

"Yarın için erken toplantı olacakmış, olay yeri incelenecekmiş haberin olsun diye aradım." Ulan yarın kafa dinlemek istiyordum sırası mıydı şimdi...

Uzun zamandır seri katilden herhangi bir iz arıyorduk ve çabalarımız sonuçsuz, bir o kadar da tongaya geliyordu. Başta beni heveslendiren incelemeler şimdi lanet ettirecek kadar usundırmıştı. Bu yüzden kendi araştırmamı kendim yapmam bana daha cazip geliyordu. Tabii bu habersiz olduğu için kimsenin bilmesini isteyeceğim şey bile değildi. İşimi tehlikeye atıyordum sonuçta. Karşı tarafın cevabımı beklediğini hatırlayınca: "Tamam gelmeye çalışırım, bana konumunu ve saatini mesaj olarak atarsın."

Amacım geçiştirmekti ama karşı tarafin sıkıntılı nefes verdiğini duydum. Kaşlarım çatıldı. "Enes ikidir aynı şeyi söyleyip gelmiyorsun. Farkında mısın bilmiyorum ama başsavcı oldukça işinde ciddi. Olay yerine bir savcının gelmediğini öğrenirse-" sıralı metininin uzayacağını anlayınca sözünü kestim.

"Servet tamam dedim, uzatma."

"Peki gardaş yarın saatini de konumu da atarım sana. Hayırlı akşamlar yeniden."

"Eyvallah." Der demez telefonu kapattım ve masanın üzerine hatrı sayılır bir hızla bıraktım. Gece gece sinirlerim iyice manyamıştı. Oflayarak dosyalara göz attım. Elbet katil açık verecekti. O günün yakın olduğunun farkındaydım. İp uçları beni tünelin ucundaki aydınlığa çıkarmak için bekliyordu.

****

Yaklaşık bir saatin sonunda oturduğum koltuktan kalkabilmiştim. Uzun zamandır oturduğumdan bacaklarım uyuşmuştu fakat bunu sorun etmeyerek aşağı inmek için hareketlendim. Pencereye kısa bakış attım. Yağmur hafiften yağmaya devam ediyordu. Gülümsedim. Yağmuru seviyordum. İçime huzur dolduruyordu. Oyalanmadan kapıyı açıp dışarı çıktım.
Merdivenlerden ıslık çalarak sallana sallana indim. Karşıma ilk olarak kızım çıktı. Onu görür görmez kollarımı açtım. O da büyük bir sevinç ile beni izliyor kucağına almamı ister gibi kuyruğunu sallanıyordu. "Gel buraya tüylü serçem benim." İşte tüm yorgunluğum gitmişti.
Onunla ilgilenirken Sultan'ımın sesini duydum.

"Enes bırak şimdi köpekle oynamayı, sofraya geç." Hem tabakları diziyor hem de söylenmeye devam ediyordu. Onun bu tavrına kıkırdadım.

"Tamam Sultan'ım kızma geldim."

Prensesimi yere bıraktım. O da iner inmez kuyruğunu sallayarak minik adımlarla salona ilerledi. Ellerimi yıkamak için lavaboya gittim. Aynadan kendime bakınca şu günlerde ne kadar değiştiğime şahit oldum. Göz altlarım uykusuzluktan morarmaya yüz tutmuş, göçük olan yanaklarım iyice belirginleşmişti. Yeşil gözlerimin feri sönmüştü sanki. Kendime daha fazla katlanamayacağımı anlayınca musluğu kapatıp hızlıca salona ilerledim.

Sofraya yerleşmeden önce Esma'nın yanaklarına buse kondurdum. Onun huylandığını bildiğimden sımsıkı bir öpücük daha kondurdum. "Yaa! Enes abi." dedi. Onu umursamadan sandalyemi çekip yerime oturdum. O sırada da Sultan'ım önüme sıcak çorba koymuştu. "Sus kız. Sana benim yanımda anneni sinir etme demedim mi? Ne o öyle telefonla uğraşmalar?" Omuz silkti. Ne kadar sosyalleştirmeye çalıştırdıysak o kadar kopuktu bizden. Bana saygısında kusur etmiyordu ama git gelleri oldukça fazlaydı. Özellikle annesine karşı.

Elime sıcak çorbayı aldığım vakit Serpil Sultan'ın sesini duydum. "Enes'im sıcak dikkat et. İçme sıcak sıcak kudurursun sonra." O kadar ciddi söylemişti ki elimdeki dolu kaşıkla bakakalmıştım.

"O nasıl oluyor ya?"

"Bak Esma da sıcak sıcak içiyor sonra kuduruyor işte." dedi hayıflanır gibi. Esma annesine kısa bakış atıp önüne döndü. Bu kız hiç takmıyordu annesini.

"Yok sıcak sevmiyorum zaten üflerim ben." Kendi kendime konuştuğum sırada güldü halime.

Hep beraber sofraya kurulup kendi halimizde sohbet ediyorduk. Tabi bu durum ben ve Sultan'ım için geçerliydi.

Geceye olmasına rağmen yemekleri yemiş, Sultan'ıma tabakları toplamak için yardım etmiştim. Her ne kadar buna karşı çıksa da bana bu konuda söz geçirmiyordu. Son bardağı da bulaşık makinesine yerleştirip kapağını kapattım. "Ah be oğlum, yeterince işinde yoruluyorsun bir de bunlarla uğraşıyorsun."

"Elimi bir şeye dokundurtmuyorsun ki. Bari bu konuda yardımcı olayım."

Kafasını iki yana salladı. "Sizin canınızın sağlığı bana yeter oğlum, olur mu öyle şey? Hadi uzan biraz kahve yapayım sana." Başımı salladım. Yanağına öpücük kondurup salona geçtim vakit kaybetmeden. Orta boyda televizyonun karşısında reklamları izleyen köpeğimin tüylerini okşayıp kendimi karşısındaki koltuğa attım. O sırada köpeğim koltuğa çıkarak kucağıma yerleşti. Burnunu öpüp kanal aramaya başladım. Görünür de bir şey yoktu. Biraz daha kanal gezdikten sonra ilgimi çeken belgeselde durdum. İzlemeye başladım. Yanıma bırakılan kahve ile gülümsedim.
"Ellerine sağlık canımın içi." dedim büyük bir keyifle.

"Afiyet olsun oğlum."

Geçen sürede herkes uyumak için odaya çekilmeye başladığında ben hala koltukta uzanmaya devam ediyordum. Uyumak için başımı yastığa koyduğum ilk anda geç yatmaya alışan bedenim uyumamak için direniyordu. Derin bir nefes alıp elimi telefonuma götürdüm. Servet konum ve saatini mesaj olarak atmıştı. Bir şey yazmadan uygulamadan çıkıp eşofmanımın içine gevşekçe bıraktım, daha sonra ayağa kalkıp odama gitmek için ayaklandım. Televizyondan gelen son ışığı da kapatıp odayı karanlığa bıraktım.

Yarın epey yorucu geçecekti benim için.

Yavaş yavaş konuya giriş yapacağım şimdilik bu kadar kendinize iyi bakın. 💜



GİRDAP (BXB)Where stories live. Discover now