5.Bölüm

926 59 25
                                    

Wang Yibo, eve bir tane doktor çağırmıştı ve şu anda Xiao Zhan' nin yüzük parmağı, serçe parmağıyla birlikte alçıya alınmıştı. Eğer bir kaç gün daha bekleselerdi parmağın kesilme riski bile olabilirmiş.

Şu anda ikili birbirleriyle konuşmadan sadece televizyona bakıyorlardı. Evet bu normal olabilirdi ama sorun şu ki televizyon kapalıydı.

Wang yibo yaptıklarından pişman değildi. Hâlâ daha Xiao Zhan' nin acı çekmesini istiyordu. Wang Yibo, niye şu anda hem kendi oğlunun hem de annesinin katilinin yanında oturuyordu ki? Bir hışımla ayağa kalktı Wang Yibo. Bu adama karşı yumuşamış mıydı? Hiç öyle sanmıyordu.

" Sen benim yanımda hangi yüzle oturuyorsun?! Defol git odana!"

" Orası seninde odan Wang Yibo."

" Sen annemin ve oğlumun katili olana kadar evet benim odamdı."

" Ben sana kaç kere diyeceğim o arabayı ben kullanmadım!"

" Sana inanmıyorum ve inanmıyacağımda, boşuna kendini yorma. Şimdi siktir git odana!"

Xiao Zhan hızlıca ayağa kalkmıştı. Ona ismiyle seslendi diye her şeyin eskisi gibi mi olucağını sanıyordu? Cidden çok aptaldı. Wang Yibo asla değişmeyecekti.

Wang Yibo, Wang Lin' e bir bakıcı tutuğu için burada böyle rahatça tartışabiliyordu. Kızı tabi ki de bakıncıdan nefret etmişti. Wang Lin zaten Xiao Zhan hariç herkesten uzak duruyordu, ama ağlamıyordu.

" Kızımın yanına gidiyorum ben."

" Hayır, odana gidiyorsun!"

" Wang Yibo o çeneni kapat! Kızıma bakıcı tut diye kim sana akıl verdi? Ona ben bakabilirim!"

" Bu bakmış halin mi?"

Wang Yibo sesli bir kahkaha attı.

" Bakmamış halini merak ediyorum doğrusu."

" Senin konuşmaya hakkın yok Wang Yibo. Eğer ben bakamıyorsam sen bak çocuğuna. Doğruya sen onu doğduktan bir ay sonra hatırlayıp gelebildin!"

Wang Yibo, Xiao Zhan' nin kolundan tutup sıktı.

" Benimle doğru konuş Xiao Zhan! Bu eve gelmememin sebebi sendin! Madem öyle bundan sonra burada kalıcam hadi bakalım!"

" Eğer bu evde o kadar kalmak istiyorsan o bakıcı buradan siktir olup gidecek ve bizim bebeğimizle sende ilgileneceksin."

" Sen bana emir mi veriyorsun? Senin düzgün bakamadığın çocuğa o bakıca-"

Xiao Zhan bir anda Wang Yibo' nun yüzüne bir anda tokat atmıştı. Onu çocuğuna bakamamakla suçlayamazdı.

Wang Yibo, Xiao Zhan' nin hareketine karşılık alayla sırıttı. Ona vurmuştu değil mi bu piç? Kafasını tekradan Xiao Zhan' e doğru çevirmişti. Sinirle Xiao Zhan' e bakıyordu.

Bir anda Xiao Zhan' nin boğazından tutup onu duvara doğru vurmuştu. Xiao Zhan şu anda Wang Yibo ve duvar arasında sıkışıp kalmıştı. Wang Yibo' nun eli, Xiao Zhan' nin boğazını daha sıkı bir şekilde kavramıştı.

Xiao Zhan' nin gözlerinden bir damla yaş düşmüştü. Aşık olduğu adam şu anda onu öldürmek için bir hamle yapmıştı. Onun ölmesini istediyse neden onu bulmaya çalışmıştı ki?

Annem bile beni sevmemişken onunla kan bağı olmayan birinin onu sevmesini nasıl beklemişti ki? Neden hayatı boyunca hiç koşulsuz bir şekilde sevilmemişti? Sorun onda mıydı?

Wang Yibo ne yaptığını anlayınca ellini Xiao Zhan' nin boğazından hemen çekmişti. Xiao Zhan' den bir katil olduğu için nefret etmiyor muydu? Bir sinirle o da Xiao Zhan' nin yaptığı şeyi yapıcaktı.

Wang Yibo elini, Xiao Zhan' nin boğazından çekince Xiao Zhan yere düşmüştü. Tek yaptığı şey ağlamaktı. Yine ağlıyordu. Hayat niye ona bu kadar acımasız davranmıştı ki? Onun şu anda ki tek varlığı minik kızıydı. Wang Lin, olmasa ne yapacağını kendisi bile kestiremiyordu.

Wang Yibo' da kendini yere bırakmıştı. Az önce yapacağı şeyi düşündükçe kafayı yiyecek gibi oluyordu. Nasıl Xiao Zhan' nin boğazını sıkabilirdi? O ne sikim yaptığını düşünüyordu ki? O da onun gibi katil mi olmak istiyordu? Wang Yibo' nun haberi olmadığı tek şey o zaten bir katildi. O Xiao Zhan' nin ruhunun katiliydi. O sadece insan bedenini öldürmeye bir katillik olarak görsede bir insanın ruhunu öldürmekte bir katillikti.

İkiside bir süre öyle orada oturmuştu. Bir saat boyunca tek yaptıkları tek şey düşünmekti. Xiao Zhan arada biraz olsun ağlarken Wang Yibo' nun yüzünden bir mimik bile oynamıyordu.

Bakıcı hala odadan çıkmış değildi. Bu normal bir şey değildi saat neredeyse bire geliyordu. Küçük meleğininin odasına gitmek için duvardan destek alarak kalktı. İçindeki bir ses bir şeylerin ters gittiğini söylüyordu. Kızının odasının kapısını açmıştı.

Evde acı dolu bir çığlık sesi yükselmişti. Wang Yibo hemen ne olduğunu anlamak için kızının odasının olduğu yere doğru koşmuştu. Gördüğü şey onu bir kez daha öldürmüştü.

Xiao Zhan, kızının cansız bedenini kollarının arasına almış ağlayarak çığlıklar atıyordu. Onu tek seven kişiyi, onun hayata tutunma sebebi olan, onun Wang Lin' i ölmüştü. Acı bir dolu çığlık daha atmıştı Xiao Zhan.

Wang Yibo ise yere çökmüş ağlıyordu. Bakıcı onların küçük meleklerini yastıkla boğup camdan aşağı atlayıp kaçmıştı. Onlar kavga ederken bütün bu olanlar gerçekleşmişti. Eğer Wang Yibo, Xiao Zhan' ni kızının odasına gitmesi için bıraksaydı bunların hiçbirisi olmazdı. Wang Yibo kendi tabiriyle artık bir katil olmuştu.

Xiao Zhan nefes alamadığını hissetti. O küçük meleği olmadan nasıl yaşıcaktı ki? Hayatta nasıl tekrardan tutunacaktı? Xiao Zhan kızının ölü bedenine tekrardan sıkıca sarıldı. O bu hayattan bir kez daha nefret etmişti? Onu bu cehennemden kurtaran tek melekte kanatlanıp cennete uçmuştu. Artık cehennemde tek başına kalmıştı. Yapayalnızdı.

La Mort Et L'amour/ YiZhanWhere stories live. Discover now