Minbin

356 12 2
                                    


'Hyung çok yoruldum~' diye söylenmeye başlamıştı yine Changbin.

Hem parka gezmeye çıkmak istemişti hem de hemen eve gitmek istemişti ben bu çocuğu anlamıyorum artık. Şu sıralar aşırı duygu değişimleri yaşıyor.  Yanağını sıkıp eve az kaldığını ama önce markete uğramanız gerektiğini söyledim. Market diyince gözleri parladı , hemen canlandı. Aklından geçenleri tahmin ediyordum. Marketten yine abur cubur alacaktı bir poşet. Özellikle çok seviyordu çikolatayı. Elimden tutup hızlıca yürümeye başlamıştı. Ben de onun hızına yetişmeye çalışarak arkasindan ilerliyordum. Elinden kendime çekip yanımda durmasını sağladım. Sakin olmasını yoksa dikkatsiz giderken bir şey olabileceğini söyledim. Elimi beline attım ki kaçmasın tekarar. Beraber markete doğru gittik.

      Çıktığımızda ihtiyaçlarımızdan çok bir poşet dolusu çikolata almıştı yine. Bana masum masum bakıp,  yine beni kandırmıştı. Bir elinde çikolatasıyla diğer eliyle de elimi tutup sakın bir şekilde eve yürümeye başladık.

'Minho hyungie seni çoook seviyorumm. Sen benimle böyle ilgilenirken kendimi bebek gibi hissediyorum ve şımarıyorum biraz. Özür dilerim~' diyerek konuşmaya başladı.

Şaşırdım çünkü biz onun böyle tatlı ve şımarık olmasından rahatsız olmuyorduk hatta daha da bebekliyirduk ki çünkü o çok tatlı ve sevgiyi fazlaca hak eden biriydi.

'Bebeğim neden özür diliyorsun ki? Biz seni her halinle çok seviyoruz. Hem biz seni şımartmayı,bebeklemeyi çok seviyoruz. Biz senin her halini çok seviyoruz. Sen bizim, stayin, steak kidsin bebeğisin. Sakın  bir daha bu konuda özür dileme ve mutlu olmaya bak tamam mı güzelim? ' diyerek saçlarıma kocaman bir öpücük bıraktım ve kendime daha da yaklaştırıp  elimi beline dolayarak sarıldım  ona. 

Eve vardığımızda iyice yorulmuş bir şekildeydi minik bebeğim. Gözlerinden belli oluyordu bugün iyice yorulmuş ve uykusu gelmişti. Kapıya sakince tıkladı ve bekledik. Kapıyı Chan hyung açtı ve arkasından Han geldi. Han gelip önce Changbine sarıldı ve onunla ilgilendi. Sonra da yanağından öpüp elimdeki poşetleri taşınama yardım etti. O sırada Chan hyung da Changbin ile ilgileniyirdu. Onlar salona geçerken ben de mutfağa geçtim. Felix tam da Changbin in sevdiği gibi çikolatalı pasta yapmıştı ona. Ama Changbin onu yiyebilecek kadar ayakta kalabilir miydi sanmiyordum. Salona geçtiğimde müziğinin iyice uyku moduna geçtiğini gördüm. Koltukta mayışmış bir şekilde oturuyordu. Yanina gittim be onu kucağıma aldım. Ayaklarını belime iyice sardı ve dikkatlice onu odasına götürdüm.  Önce odadaki lavaboya getirip , lazona masasına oturttum. Yüzünü  ve ellerini yıkadım çünkü dışardan gelmişti ve bundan rahatsız olurdu. O da mayısım halde ne yatırdıysam bana uyuyordu. Güzelce kurulduktan sonra ellerini tekrar kucağıma aldım.ve odasına, yatağına gidip oraya bıraktım. Üstüne rahat bir şeyler çıkardım ve giymesine yardımcı oldum. Güzelce üstünü değiştirdim ve yatırdım. Üstüne örtüsünü örtüp, alnına bir öpücük kondurdum. Gidiyordum ki  gözlerini hafifçe açıp onunla uyumalı istedi. Geceleri bizden biriyle uyurdu hep daha rahat hissediyormuş kendini. Tabii ki de onu kırmaz ve bu güzel şansı kaçırmazdım. Yanına yattım. Hemen başını boynuma gömüp, bana sarılarak uykuya dalmaya başladı. O kadar tatlıydı ki onunla vakit geçirmek bana, bize her şeyi unutturuyirdu. O bizim bebeğimiz, neşe kaynağımız. Onu çok seviyorum, seviyoruz.  Alnına kocaman bir öpücük kondurdum ve ben de ona sıkıca sarıldım. Beraber huzurlu bir uyku uyuduk.




Umarım beğenirsinizzzz♡♡♡
Uzun zamandır yazamamıştım  ama artık okul tatill  daha çok ve daha sık bölüm gelicek.
Ve eğer istediğiniz bir konu ya da Changbin ile bir  ship varsa yazabilirsiniz onlar için de yazabilirim.
Seviyorum sizii💜🦋

Changbin One-shotsWhere stories live. Discover now