Binsung

353 12 17
                                    

Bu sabah gergin bir gündü benim için. Kendimi iyi hissetmiyorum kalktığımdan beri . Sinirli ve gergin hissediyorum. Odamdan pek çıkmadım, çıksam da pek fazla üyelerle konuşmamıştım. Eğer böyle gerginken konuşursak atışacağımızı biliyorum ve bunu istemiyorum. Çünkü Changbin hyung kavgadan ya da ufak bir bağrışmadan bile çok korkutuyor ve onu korkması, ürkmedi benim isteyeceğim son şey bile değil. Hyung line dan ama o bizim bebeğimiz. Makneamız bile onu bebekliyor. Sabah beni gördü umarım yanıma gelmez onunla tartışmak,onu üzmek istemiyorum.

Telefonla ilgileniyordum. Neredeyse öğlen olmuştu ve ben odamdan çıkmamıştım hiç bir nevi kendimi odaya kapattım. Yatağında yatıyordum iyice sinmiştim ama kapı çaldı o arada. Changbin hyung kafasını içeri uzatmış bana bakıyordu. Gelsin istemiyordum. Kimseyle konuşmak istemiyordum bu nedenle ona girmemesini, kimseyle görüşmek istemediğimi söyledim. Ama o diretti ve yanıma gelip yatağa oturdu. Sınırlı ve gergindim zaten o da onaymış gibi üstüme gelmeye devam ediyordu. Belki gider diye ona karşılık vermeden tekrar yatmaya başladım. Sırnaşmaya başlayınca gerginliğim artmaya başladı. Uzaklaştırmak için onu uyardım ama dinlemedi. Biraz saha yaklaşınca iyice sinirlendim ve onu istemeden ittim benden uzaklarsın diye. Galiba biraz fazla sert ittim ve yataktan düştü. Gözleri fal taşı gibi açılmıştı ve korkmaya başlamıştı ama ben o sinirle bunu fark etmedim. Bir anlık ona bağırdım, benden uzak durmasını söyledim. Biraz bağırıp çevirince ona baktım ve gözlerinin dolduğunu gördüm. O zaman anladım ne yaptığımı. Hemen yanına çöküp özür dilemeye çalıştım ama şoktan çıkıp dolu gözlerle ayağa kalktı ve hemen odadan çıktı. Kendime o gidince lanet okudum. Onun korktuğunu bile bile onu itmiş bir de üstüne bağırmıştım. Ben pislik bir insanım en değerlim bunu nasıl yapabildim bilmiyorum. Biraz sakinleşmek için odamdan çıkmadım. Kafamı toparladım ve odadan çıktım. Akşam olmuştu. Minho ve Chan hyung akşam yemeyi hazırlıyordu. Diğerleri de salonda televizyon izliyordu. Bir kişi hariç. Hemen mutfağa gittim. Chan hyung ne olduğunu biliyordu büyük ihtimal ve nerede olduğunu da. Bana baktı ve

'Minin bebeğimi gerçekten korkutmuş ve üzmüşsün. Biliyorum bugün kötüydün. Bunun hepimiz farkındaydık ve onu uyardım fakat o senin için endişelendi ve yanına geldi. Ama odadan çıkarken ağlamak icon zor duruyordu ve kolunu tutuyordu. Şimdi bizim odamızda. Ağlaması durdu ama hala üzgün. Yanında durmama izin vermedi yalnız kalmak istedi. Koluma da batırmadı acımış galiba. Acil durum dolabından ağrı kesici krem al sürersin. Ve lütfen ona bir daha bağırma çok korkuyor.'diyerek omzunu sıktı ve işine geri döndü. Ona teşekkür edip acil durum dolabından kremi aldım. Odalarının kapısının önüne gelince derin bir nefes aldım ve içeri girdim. Changbin hyung yatakta yatmış üstüne de örtüyü tamamen çekmişti. Yanına yavaşça yaklaştım ama beni fark edip kafasını kaldırmıştı. Beni görünce ufak bir korktu ve ortjnun altına saklandı. Bu görüntü kalbimi oldukça kırdı. Hemen yanına gittim ve örtüyü kaldırdım yüzünden. Bana arkasına dönünce onun arkasına yattım ve sarildim ona belinden.

'Özür dilerim. Hem de çok. Ne sana zarar vermek ne de sana bağırmak istemiştim bebeğim. Gerçekten çok özür dilerim. Ne kadar sinirli ya da gergin olsam da bunu yapmamalıydım. Beni affet lütfen güzelim.'

Diyip arkasından saçlarına kocaman bir öpücük bıraktım. Biraz bekledikten sonra benden tarafa döndü ve bana sıkıca sarıldı. Ben de ona sıkıca sarıldım. Biraz öyle durduktan sonra

'Asıl ben özür dilerim sen gerginken yanına gelmemeliydim. Seni daha da sinirlendirdim. Hem ben seni affettim ki sadece biraz sakinleşmesi istedim. Seni seviyorum ve senin de beni sevdiğini biliyorum. Hem sen bana zarar vermezsin ki. Bana bilerek bağırmazsın da. '

Diyip yanağına kocaman öpücük bırakıp bana sımsıkı sarıldı. Onu öyle çok seviyordum ki .

Biraz öyle yatıp sarildim birbirimize. Ama sonra aklıma kolu geldi. Onu yavaşça yataktan kaldırdım ve oturur konuma getirdim. Hangi kolunun açıldığını sordum. Acıyan yeri gösterdi. Önce orayı öptüm birkaç kere. Sonra da kremi sürdüm. Canı çok yanmasın diye üfleye üfleye sürdüm kremi güzelce. Birkaç kere daha özür dileyip onu öptüm. Biraz da öyle oyalandık. İkimiz de aciktigimiz için mutfağa gitmeye karar verdik. Bebeğimi kucağıma alıp götürdüm mutfağa. Hyunglar masayı hazırlamışlardı çoktan. Masaya yerleştirdim miniğimi. Ondan sonra grupça daha doğrusu ailecek çok güzel sohbet edip , güzel vakit geçirdik.

Evettt sonunda döndüm buralara ve bunun şerefine ikinci hikayemi de hemen paylaştımmm.
Umarım bunu da beğenirsinizzz💜💜
Seviyorum sizi ♡♡♡

Changbin One-shotsKde žijí příběhy. Začni objevovat