Yaşarken Ölmek

1.3K 85 81
                                    


Azılı bir katil...

Ya da bir katliamın başrolü. Belki de gerçek bir canavar... Bunlardan hepsi ya da herhangi biri-

Bu yaşıma kadar on üç şehir ve dört ülke değiştirmiş olsam da bundan bir kere bile şikayet ettiğimi hatırlamıyorum. Açıkçası ailemle olduğum sürece nerede yaşadığım çokta umurumda değildi. Hani babasının işi yüzünden sürekli şehir ya da ülke değiştiren çocuklar vardır ya, benim ki de öyleydi işte, ta ki parti gecesi yanlışlıkla duyduğum ve belki de bir daha aklımdan çıkmayacak o konuşmaya kadar.

OLAYDAN İKİ GÜN ÖNCE
MADRİD/İSPANYA
02.19

"Gecenin bir vakti eve gelme alışkanlığından vazgeçmen gerekiyor Darla." kendime sitem ederek yavaşça dış kapıyı kapattıktan sonra etrafı görebilmek adına ışığı açacaktım ki belli belirsiz fısıltılar duymamla olduğum yerde kalakaldım. Bu saate kadar uyumamışlar mıydı? Ayrıca neden sessizce konuşuyorlardı ki? Ayaklarım benden bağımsız hareket ederken kendimi siyah işlemeli, beyaz mutfak kapısının önünde, kaşlarım çatılı bir vaziyette buldum. Sesler giderek kafamda yükselirken annem ve babamın ne konuştuklarını anlamaya çalışıyordum. Kapının önünde öylece durup ses çıkarmadan dinledim.

"Saçmalıyorsun! Darla artık küçük bir çocuk değil. O, böyle bir şeyi sorgular ve senin verecek inandırıcı bir cevabın yoksa ikimiz de biteriz." Neler oluyordu!? Annemin sinirli sesi ortadan kaybolduğunda babam konuştu.

"Bak Freya, işlerin buraya kadar geleceğini ben de bilmiyordum anlıyor musun?! Aklımda tek bir plan var ve bunu yapmak zorundayım." Kaşlarım iyice birbirine yapışırken tedirgin olmaya başlamıştım.

"Hayır, bunu yapamazsın."

"Başka çarem yok!"

"Bak, gerekirse dünyanın öteki ucuna gidelim ama böyle bir şeyi bizden isteme, lütfen." Neyden bahsettiklerini bilmesem de beynimden yüz tane ihtimal geçiyordu. Normalde bu kadar uzun süre kapı dinlemez ve içeri girerdim ama benim hakkımda konuşuyorlardı ve sorarsam söylemezlerdi.

"Buradan kaçış yok anlıyor musun?!"

"Hayır Alvin, yapamazsın." Meraktan yerimde duramazken babamın ağzından beni yerle bir edecek bir cümle döküldü.

"Darla'yı yaşarken öldüreceğiz Freya."

Son cümle beynimin içinde birkaç defa yankılanırken boğazımın düğümlendiğini hissettim. "Yaşarken öldüreceğiz" de ne demekti? Başıma giren sızıyla elimi alnıma yapıştırıp kapıyı sertçe açarak içeri daldım. Onlar telaşla bana doğru dönerken yere düşmemek adına yanımdaki kapıya tutundum.

"Darla!"

"Sen ne zaman geldin?" Gözlerimi babamın gözlerine dikip öğreneceklerimden korksam da o soruyu sordum.

"Bana... Bana bu saçma konuşmanın ne demek olduğunu anlatır mısınız?!" Annem dudağının kenarını ısırmış bir şekilde yere bakarken babam sanki yıllardır bu anı bekliyormuş gibi başını salladı.

"Darla, bak şu an hepimizin kafası çok karışık sen şimdi odana çık, rahat bir şeyler giyin-"

"Vakti geldi Freya, buraya kadarmış..."

(...)

Mutfaktan koşarak çıktığımda artık hiçbir şey eskisi gibi değildi. Onlar arkamdan gelirken tuvalete girip kapıyı ne kadar kilitleniyorsa o kadar kilitledim. Bu duyduklarım, öğrendiklerim... İnanamıyordum, bunlar doğru olamazdı.

Çeşmeyi açıp yüzüme bir avuç soğuk suyu boca ettim. Dolu gözlerle duyduklarımı düşünürken böylesine büyük bir şeyi yıllardır nasıl fark edemediğimi bilmiyordum. Bunu benden nasıl saklamışlardı, asıl soru böyle bir iğrençliği yıllardır nasıl yapmışlardı?

Bazen, hayatını yerle bir edeceğini bildiğin gerçekleri öğrenmek istemezsin. Şu an tam olarak bu duyguyu yaşıyorum.

LAVİNİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin