I'll Die Anyway

32 7 8
                                    

Girl in Red, I'll die anyway.
...
Annem, en zalim sözleri söylediğinde;
Ölümü istedim ama tanrı bana onu vermedi,
Ne de annem beni iyileştirecek merhamet dolu sözleri.
Babam beni terk ettiğinde;
Ölümü istedim ama tanrı bana onu vermedi,
Ne de babam geri dönmeyi.
Kardesim bana sırt çevirdiğinde ;
Ölümü istedim ama tanrı bana onu vermedi.
Ne de kardeşim yanımda durmayı...
Toprak sevdiklerimi aldığında,
Ölümü istedim ama tanrı onu vermedi.
Ne de toprak beni kabul ya beni...
Şimdi ise seni bekledim,
Aciz ve günahkar kollarımda,
Seni istedim!
Dudaklarımdan dökülen iniltilerime,
Örtü olsun istedim o dudakların!
Haykırırken, ağlarken söyle,
Hiç mi duymadın kalbimi?
O kadar mı sağırdın?
Yoksa tanrı mı duyurmadı seni bana?
Ve bunların ardından Tanrı'dan ölümü istiyorum ancak onu bana vermiyor...
...
Sakusa Kiyoomi, sırasının üstünde mürekkebi biraz dağılmış ve en saf duygularla yazılmış kağıda bakıyordu; ne demesi, ne hissetmesi ve ne yapması gerektiğini bilmeden dağınık el yazısını izliyordu. Kelimelere baktıkça sanki ayaklanıp etrafında gezecekmiş gibiydi.

Fazla uzaktan gelmeyen bir sesin ona seslendiğini duydu,  kafasını kaldırdığında şiirin sahibi olduğunu tahmin ettiği, kendisi de o kişi olması için dualar ediyordu, sarışın oğlana dolu dolu baktı.  Oğlan ona doğru koşar adımlarla geliyor, Sakusa'nın elindeki kağıda bakmayan çalışsa da Sakusa kızıp bir çırpıda kağıdı çantasına sıkıştırmıştı.

Önündeki oğlan dudaklarını buzup ona baktığında göz devirdi ve karşısındaki oğlan umursamadan  konuşmaya devam ediyordu ancak Sakusa Kiyoomi onu duyamayacak kadar sağır hissediyordu. Duyuyor gibi yapıyor, Atsumu'ya güneşin kendisinden bir armağan olduğuna inandığını gülüşünü izliyordu ve tanrı Sakusa Kiyoomi'nin şahidi olsun  o gülüşün solmaması için ruhunu adak olarak verebilirdi.
Bunları düşünürken Atsumu'nun birden "Omi-kun, akşam size gelebilir miyim?" demesiyle  ona döndü, Atsumu büyük bir gülümsemeyle sormuş olsa da samimi değildi, ağlamak istiyordu. Sakusa olumlu bir şeyler söyledi, reddedemezdi reddederse o gülüşün solacağını biliyordu, Atsumu'nun biraz daha üzülmesini istemiyordu,  yapamazdı. Atsumu, ellerini çırpıp arkasında oturan Sakusa'ya öpücükler gönderirken ikili öğretmen tarafından uyarı alınca önlerine döndüler.

Sakusa için o kırk dakika olması gerekenden yavaş akmış gibiydi, yorgundu ve yapmak istediği tek şey uyumaktı ama aklıma o şiir geldikçe düşünmeden edemiyordu; Ya Atsumu'nunsa, ya değilse, kim yazar ki başka? Neden sırama koyulsun ki? O iyi mi?..." Ve bunun gibi onlarca tilki kafasında dört dönüyordu. Kafasını sırasına koyup söylenmeye devam etti, biri sırasını dürtünce kalkma zahmetinde bulundu. "Sakusa-kun, resim odasına gelmiyor musunuz? Zil çaldı geç kalacağız." Konuşan gibi Sakura'dan başkası değildi. Kız oldukça cana yakın ve tatlı birisiydi, pembe dudakları ve yanakları kesinlikle isminin hakkını verirken, herkesin kusur olarak gördüğü özellikler onun güzelliğine güzellik katıyordu. Yüzündeki çiller ve yaralar, seyrek kaşlar ve ince telli saçları... Bu güzelim kızımızın lise aşk hayatı  da böyle güzel değildi ya... geçen seneden beri Sakusa'dan hoşlandığı herkes tarafından bilinirdi ancak Sakusa o kadar da umursamamıştı.

  Sakura sınıftan çıktıktan sonra peşinden o da çıkıp resim sınıfına gitti, Atsumu'nun yanına oturdu "Beni neden kaldırmadın giderken?" "Sakura-san'ın sizi uyandıracağını biliyordum çünkü."  diyip geçen haftadan beri uğraştığı manzara resmine döndü, Atsumu sanatla ilgili herhangi bir şeyde kesinlikle becerikliydi. Ders boyunca ne Atsumu ne de Sakuksa bir çift laf konuştular, ikisi son derse sustular.

Bu sessizliğin  eskiden ona iyi geleceğini düşünen Sakusa Kiyoomi şimdi içinde büyük bir boşlukla tahtadaki soruları anlamaya çalışıyordu. Yarım yamalak anlaşılan dersler, düşünceler ve duygular... Bunların arasında dönüp dolandı tüm ders boyunca Sakusa ve en sonunda bitiş zili çalınca biraz daha rahatladığını hissetti.

  Atsumu'ya hadi dercesine omzuna dokunduğunda -Ki Sakusa'nın birinin omzuna istiyerek dokunması bile sınıfın onu ne kadar boğduğunun bir işaretidir- Atsumu omzunu silkti ve "Üzgünüm, bugün gelemeyeceğim Sakusa." diyerek kalkıp uzaklaştı. Sakusa kırıldığını hissetti ancak takmadı, evine doğru ilerlemeye başladı. Oysa sohbet etmek için konu bile açmayı düşünürken bunun yaşanması Sakusa Kiyoomi'nin yüreğinde anlaşılmaz bir ağırlık çökmesine sebebiyet vermişti.

☁️
...
:') notlarda çürümesini istemedim, burada kalırsa en azından kaybolmaz uhuu
İyi günler!!

The poems for your soul, my dear || SakuatsuWhere stories live. Discover now