I Guess

17 6 19
                                    

I Guess, Mitski
...
Yine yalnız kaldım ey azizim!
Neden anlaşılmadı bu gönül?
Neden sevilemedi?
Bağırıyorum, duyulmuyorum ey azizim!
Sen bile duyamıyorsun beni,
Nefesim yetmiyor artık.
Ciğerlerimdeki hava yetmiyor,
Kalbim yeterince güçlü değil,
Bu yüzden mi anlaşılmadım ey azizim?
Kalbim, yüreğim ve ruhum...
Bu hastalıklı bedenle beraber yok olup gidecek,
Anlaşılmadan, sevilmeden, görünmeden...
Bir papaz, bir rahibe ya da oradan geçen biri küçük bir dua bırakıp gidecek bana,
Kim olduğumu bilmeden...
Bilseler de ederler miydi sence?
Yoksa kinle mi bakarlardı?
Söylesene azizim ben değer miyim?
Sevilmeye, anlaşılmaya, görülmeye...
...
Atsumu Miya yorgundu. Sevilmemekten, sevilemeyeceğini bilmekten çok yorulmuştu. 17 senelik kısacık yaşamında anlaşılmamanın acısını en yakınları tarafından tatmış, olmamış gibi hayatına devam ederken bedeni çöküyordu artık. Göz altları morarmış, biraz da kilo vermişti maçlarda eskisi gibi çevik değildi, Atsumu Miya çökmüştü.

Atsumu'nun bu hali herkes tarafından farkedilmiş olsa da kimse bunun hakkında konuşmak istemiyordu. Kimsenin diyecek bir şeyi yoktu, herkesin derdi kendineydi ve bir yenisine ihtiyaçları yoktu. Ancak bunlara rağmen Sakusa Atsumu'nun peşinden koşuyordu.

Sakusa günün şiirini Atsumu'nun ricasından dolayı akşam evinde okumuştu. Kağıdı buruşturup bacaklarını kendine çekti. Atsumu aptaldı ve Sakusa'yı göremeyecek kadar kördü. "Aptal, beni görmüyorsun. Aptal, seni duymaya çabaladıkça gidiyorsun. Aptal, aptal, aptal..." O'nun duyduğuna inanarak yastığa vuruyor, kendi kendine sayıklıyordu.

Sabah olduğunda, Sakusa için uzun bir gece olduğu belli oluyordu. Gözlerini uykusuzluktan zar zor açıyordu. En sonunda tenefüste dayanamayıp kahve almaya gitmişti -kantindeki bardakların temiz olup olmadığından emin olmuyordu ve tercih etmiyordu-. Atsumu bir kızla konuşuyor, gülüşüyor ve dün Sakusa'ya ağlamamış gibi ortalıkta geziyordu. "Aptal..." "Atsumu yine ne yaptı Sakusa?" Kita'nın sesiyle irkilip arkasına döndü, Tanrım bu adam haber veremez miydi yaklaşırken! "Bir şey olmadı Kita-san, aynı şeyler alıştığımız." Kita "Anladım..." der gibi kafasını sallayıp bir kaç şey söyleyip yanından gitti. Kita uzaklaşınca Atsumu'yu aradı gözleri ancak ne kendisi ne de gülüştüğü kız oradaydı. Soğumuş kahvesini çöpe atıp sınıfa çıktı, değil kahve yüzyıllarca uyusa kendine gelemezdi şu an.

Atsumu ise  muhabbetten sıkılıp bir bahane uydurup oradan ayrıldı, hiçbiri Sakusa'nın yerini tutmuyordu kesinlikle. Ona tepki vermese bile dinlediğini bilirdi ve bu güven hissini seviyordu ancak bugün olmamıştı. Bugün Sakusa onu gerçekten dinlememiş gibi hissetti, kalbi yine acıyordu artık eve gidip uyumak ve iyi hissetmek istiyordu. Öyle de yapmıştı, bir bahane uydurup eve gitti ve uyudu. Annesinin gereksiz azarlarını ya da Osamu'nun sataşmalarını umursamadan uyudu, Sakusa'nın onlarca mesajı ve aramasını umursamadan uyudu. Biraz daha iyi hissedince kalktı, bir şeyler atıştırdı ve odasına döndü. Bir şeyler yazdı, karaladı ve geri uyudu. Atsumu, yorulmuştu, çökmüştü ve üzgündü.
...
Uyumadan önce bir şeyler yazmak iyi geliyor :')) bir şeyler yazınca kafam dağılıyor seviyorum uhuuu burayı bu amaçla kullanmak hoşuma gidiyor. Ve Atsumu'nun gülümsemesi<3 :')) ve fanart cok guzel...

 Ve Atsumu'nun gülümsemesi<3 :')) ve fanart cok guzel

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
The poems for your soul, my dear || SakuatsuWhere stories live. Discover now