Trauma

15 4 2
                                    

(Art cr; Twitter, @/oholivie)
NF- Trauma
...
Bir ip veya bir halat
Hangisi olacak dostum?
Onlar buradayken,
Sen neredesin ey azizim!
Bileklerime çiçek açtıracak sen,
Sadece uzun, acı veren bir yara açtırdın
Kalbimdeki acı şimdi bileklerimde
Akan kanlar ve soğuk dudaklar...
Soğuyan dudaklarımı ısıtır mı pembe dudakların?
Yoksa öylece gider mi?
Akan kanlarımı silecek mi o eller?
Yoksa titreyerek inkara mı boğulacak?
Ben bu sorular denizimde boğulup giderken,
Nerelere gittim ey azizim?
Hangi bedeni sevdin, hangi dudakları öptün?
Hangi kediler sevdi bacağını,
hangi kuşlar kendisi duyurdu sana?
Bahçedeki gül olsaydım, ilgilenir miydin benimle?
Yoksa şu an, acı içinde olduğum gibi
Solmaya mı bırakırdın beni ey azizim?
Solan bir çiçek, acı içinde çıkan bir hayvanın iniltisi...
İşte, bu şekil duruyorum küvetin içinde
Hani en nefret ettiğin, acı verenin ta kendisi olup
...
Sakusa Kiyoomi kesinlikle gece üçte böyle bir mesaj almayı beklemiyordu. Atsumu'nun dediklerini algılaması bir kaç dakikasını aldıktan sonra onlarca kez aramaya başladı. Vücudundan tüm kanın çekildiğini hissetti, dünya artık dönmüyordu. Endişeyle beraber sıkışan kalbini ve dolan gözleri... tanrı şahidi olsun ki Sakusa Kiyoomi bu kadar çaresiz hissetmemişti. Evden çıkmak istiyordu, Atsumu'nun evini bilmese de sokaklarda gezip onu aramak istiyordu. Üstüne bir hırka alıp odasından çıkacakken telefonunun titremeye başlamasıyla dudakları arasında bir hıçkırık koptu. Hıçkırıkların ardı kesilmedi, göz yaşları inatla akmaya devam ederken soğuk parkeye oturdu, kalkacak gücü yoktu.

Duyacağı sesten, alacağı haberden o kadar korkuyordu ki midesi bulanıyordu. Saatlerce yemek yememişti ama kusacak gibiydi, kafası çalışmıyor, beyni telefonu açmayı adeta reddediyordu. Telefonun arkasındaki ses Atsumu'dan baska birisi olma ihtimali ağır basıyor, bu gerçeklikle yüzleşmek istemiyordu.

Kendiyle verdiği savaştan çıkamadan telefon çalmayı bıraktı ve ardından geri çalmaya başladı. Göz yaşlarını sildi ve telefonu açtı. Telefonun ardından "Yapamadım..." Diye bir ses duyuldu, bu ses Sakusa Kiyoomi için kilisenin çanlarından çıkan çan sesinden daha kutsal, okyanusun seslenişinden daha derin, bir meleğin söylediği ninniden daha rahatlatıcıydı. Sakusa'nın agzindan bir kelime dahi çıkamıyordu, dediği şeylerin bir şeyleri değiştirmeyeceğine inancı tamdı, Atsumu'nun aksine.  Telefondan ağlama sesleri gelmeye başlamıştı, Atsumu dayanamıyordu artık tüm bedeni ondan nefret ediyor gibiydi, telefonun ardındaki bile bir şey diyemezken ne yapacağını bilemiyordu, korkuyordu, ne istediğinden habersiz bir çocuktan farksızken ağlamaması imkansızdı.

Bir süre iki taraf sadece hıçkırıklar, göz yaşları ve derin nefes sesleri duyarken Atsumu'nun "Bir şey..." Derin bir nefes aldı, aldığı nefesler ciğerlerine ulaşamıyordu adeta. "... söyle bana, vazgeçmem için bir sebep sun ya da başka bir şey demiyorum çünkü istemiyorum, ölmek istemiyorum. Biraz iyi hissetmek, bu duyguyu neden benden alıyorlar Omi? Çok yoruldum, ne yapacağım bilmiyorum, değersiz hissediyorum. Herkes bana iyi olduğumu, sevdiğini söylüyor o zaman neden mutlu olamıyorum Omi? Ben bencil biri miyim? Hep öyle demiyorlar mı bana? Bencil, aptal... Bunları dediklerini sen de duymadın mı? Haklılar mı sence, ha?" Titreyen senini umursamadı, içinden atamadığı sıkıntıyı  dışarı vuramıyordu.

"Aptal..."  Sakusa Kiyoomi konuşacak cesareti bulmuştu sonunda. "Sürekli bir şeyler diyorlar, sürekli konuşuyorlar ve bunları takıp hayatını zehir ediyorsun. Seni suçlamıyorum, kimse ne zaman ne diyeceğini bilmiyor, çabalamıyorsun da demiyorum görüyorum çünkü. Seni gerçekten kim seviyor ya da sevmiyor bilemem, sana hiç nasıl hissettiğim hakkında yalan söylemedim Atsumu. Öleceksin sandım ve tanrım... O telefonda ses sen değil başkası olacak diye o kadar korktum ki. Aptal! Kimin sevdiğini bil ya da bilme, inan ya da inanma ama seni gerçekten sevdiğimi unutma lüt..." Telefon kapanmıştı. Kiyoomi'nin tüm vücudunu histerik bir gülüş kaplamıştı, parkeye uzandı ve gülmeye devam etti. Göz yaşları ve gülüşü birbirine karışırken masasında Atsumu'nun ona verdiği çizime baktı.  Yavaşça parkeden kalktı ve yatağına oturdu, Atsumu'ya iyi geceler dileyip telefonunu komidine koydu ve uyumaya çalıştı "Atsumu yaşıyordu" bu düşünce tüm bedenini rahatlatmaya yetiyordu.
Sakusa Kiyoomi o gece Atsumu'yu hayatından asla çıkarmak istemediğini anlamıştı.

...
ᕙ(⇀‸↼‶)ᕗ Asik degil hayatindan cikarmak istemio snwjwjwkw yoğun istek (2) uzwrine yazdim bu bölümü ve...
Hayatımda dönem dönem buna benzer şeyler yaşadım, yasamaya da devam ediyorum düzenli dbsjwjwks ama en sonunda birisi, birileri tarafından sevildiğinizi bilmek ne kadar batarsam batayım döneceğim bir yerin olduğu güvenini hissi veriyor. Ve daha küçük yaşlardaki ben bunun olacağını bilseydim bazı şeyleri daha kolay çözebilirdim. Neyse geç olsun güç olmasın ndjsjwka eğer böyle şeyler yaşıyor, hissediyor ya da yapıyorsanız yazmaktan, konuşmaktan çekinmeyin lütfen evet konuşması çok zor bir şey ama güvendiğiniz biriyle paylasin lütfen ve eğer öyle biri yoksa ᕙ(ಠ ਊ ಠ)ᕗ ben burdayim, manit arkadaslarim ve tanimadigim kisi icin gecerli bunlar AMK BÖLÜM SONU NOT BÖLÜMDEN UZUNDHDJDJDJD normalde bölümde dört satırlık bir şiir koyacaktım Sakusa tarafından yazılan ama diğer bölüme kaldı... TAMAM TAMAM SUSTUMFJDDJ

The poems for your soul, my dear || SakuatsuWhere stories live. Discover now