Bölüm 10: Beni Affet(Güvenli yer)

68 6 27
                                    

Sabah uyandığımda vücuduma sarılı kollar ve kalçamın üzerine atılmış bir bacak beklemiyordum açıkçası. Hareket etmeye kalkıştığımda içimde hissettiğim şey ile donakalmıştım. Dün gece gözmerimin önüne serilirken dudaklarımı dişledim.

Ilk önce üzerimdeki bacağını itecek sonra da alt bedenimi ondan ayıracaktım. Üzerimi giyip, lavaboya giderek deliğimi temizlemem gerekiyordu. Tabii Wooyoung hareket etmeseydi bunun için işe koyulacaktım da.
Inlememle beraber hemen ağzımı kapatmıştım. Lütfen uyanma lütfen uyanma...
Ve hayat ilk kez yüzüme gülmüştü. Elimle yine de ağzımı kapattım, diğer elimle de Wooyoung'un penisini tutarak içimden çıkarmaya çalıştım. Bir kaç denemenin ardından sonunda deliğim özgür olduğunda sessizce ayaklanmış ve kıyafetlerimi kucaklayarak odadan çıkmıştım. Etrafa bakındığımda ev tamamen sessizdi. Hyunglar uyanmadığı için mutlu bir şekilde banyoya girdim. Kapıyı kilitleyerek klozete oturdum. Bir kaç parça peçeteyi ağzıma tıktıktan sonra bacaklarımı açarak öne doğru eğildim. Kendimi parmaklayacak olmam tüm uzuvlarımı titretiyordu. Ilk olarak orta parmağın ve işaret parmağımı ağzımda ıslattım acıtmaması için ve yavaş bir şekilde deliğime itmeye başladım. Boğuk inlemem kulaklarıma geldiğinde sesimi daha da alçaltmam gerektiğini düşünüyordum.

Tanrım o kadar uzun bir penisi varmış ki boşaldığı hiçbir noktaya parmaklarım yetmiyordu. Kendi kendime ağlama seansı yapacakken kapının tıklatılması ile dona kalmıştım. Hongjoong hyunga ne diyecektim ben... Ya Seonghwa hyunga...
Üzerimi giyip hiçbir şey olmamış gibi de davranamam ki. Eninde sonunda ıslanacak altımdaki. Peçeteyi ağzımdan çıkaracağım esnada kapının arkasından bana fısıldayan Wooyoung'u duydum. Hızla klozetten kalkarak kapıyı açtım ve kolundan tutup içeriye çektikten sonra kapıyı telrar kilitledim. Ağzımdaki peçeteyi çıkararak ellerinden tuttum.

"Lütfen yardım et..."

Wooyoung bir kaç saniye şaşkınca bana baktıktan sonra kendisine gelmek için silkelendi. Ellerini tutan ellerimi kendisine çekerek beni kucağına aldı ardından da klozete oturdu. Sırtım onun göğsüne değiyordu ve içim gıdıklanıyordu.

"Şimdi izninle sana yardım edeceğim ama inlemelerinin duyulmasını istemiyorum bu yüzden parmaklarım ağzında olacak."

"Ama-"

"Aması felan yok. Yoksa yardım istemiyor musun?"

Endişeyle başımı iki yana salladığımda sırıtarak parmaklarını ağzıma itti ve ben de parmakları sığsın diye ağzımı aralamıştım. Bu esnada o ise orta parmağını deliğimden içeriye ittirmişti. Deliğimdeki dolulukla ister istemez inlediğimde ağzımdaki parmaklardan dolayı boğuk çıkmıştı sesim.
Yavaşça ikinci parmağı da içime girdiğinde gözlerimi kapattım. Uzun ve ince parmakları dar deliğimin duvarlarına sürtünürken haz almamak elimde değildi. Başımı geriye atarak omzuna dayadım kafamı. Bu sırada içimde hareket eden parmakları istediğini almış olacak ki içimden çıkmıştı. Bir kaç defa daha içine sokup menileri çıkardıktan sonra elini deliğimden çekerek sertleşmiş penisimi çekiştirdi. Ilk başlarda yavaş ama sonralarda hızlanarak çekiştirdikten bir kaç dakika sonra eline boşalmıştım. Kucağından kalkmamı istediğinde dediğini yaparak kucağından kalktım ve peçete ile deliğimin etrafını kuruladıktan sonra iç çamaşırımı ve kıyafetlerimi giydim. Bu esnada ise kucağında otururken refleksle kendisine sürtündüğümden dolayı uyarılmış penisini indirmeye çalışıyordu.

Kendi işim bittiğinde elimi yüzümü yıkayarak banyodan çıktım ve yattığımız odaya gittim. Yer yataklarını topladıktan sonra kırlentin birisine oturdum ve Wooyoung'u beklemeye başladım.

Bir süre sonra o da odaya girdiğinde direkt yanıma oturmuştu. Ikimizde sessizdik ve birbirimizin suratına dahi bakamıyorduk. Hadi ben utanıyorum be adam sana ne oluyor? Dememden hemen sonra konuşmasıyla acaba dıştan mı söyledim diye düşünmüştüm ama yüzünde hiç alaycı bir ifade göremeyince dediklerini dinlemeye başladım.

"Yeosang nasıl söze başlayacağım bilmiyorum. Seninle ilişkiye girdiğim ilk gecenin sabahında seni bir daha görmeyeceğimi düşünerek seni arkada bırakarak kaçmıştım. Aşk benden yana değildi hiçbir zaman, yine öyle olur sandım ama kader yine seni karşıma çıkardı ve sen o geceyi hatırlıyordun. Hatırlamasan bile telefondaki fotoğraflardan anlardın ne olduğunu. Seninle karşılaştığımda sadece benim hatırlıyor olabilmem ihtimaliyle sana hiçbir şekilde geçmişi hatırlatacak bir şey yapmak istemedim. Kendi kendine hatırlaman daha doğruydu ki eğer beni hatırlamasaydın seninle arkadaşça devam edecektim. Ama sen hatırladın ve en önemlisi beni terslemedin. Ben aptallık yaptım ilk başta biliyorum, seni bırakmamalıydım. Bıraksam bile bir iletişim kurmaya devam etmeliydik sonuçta ilkin bendim. Sana çok iyi davranmıştım o gece ve senin de hoşuna gitmişti... Lafın kısası beni affetmeni isteyeceğim Yeosang."

Asla bitmeyen açıklaması sonunda bittiğinde ne diyeceğimi bilemez haldeydim. Eğer benden hoşlanmasaydı ve ben onu hatırlamasaydım, telefonumda fotoğraflar olmasaydı ve o karşına çıkmasaydı ilkim tanımadığım birisine gitmiş olacak ve ben aptal bir oruspu gibi hissedecektim. Kendi kendime güldüm. Zaten öyle hissetmiştim. O karşıma çıkana kadar aptal bir oruspu gihi hissetmiştim. Kullanıp atılmış gibi hissetmiştim. Geceleri uyku uyuyamamış ve yemek yiyememiştim. Ben o halde olmaya devam etseydim sonum ne olurdu? Intihar mı ederdim? Kesinlikle.

(Yeosang'ın abarttığını düşünebilirsiniz ama bazı insanlar böyle şeylere fazlasıyla takıntılı hem de gerçekten ilkinizin tanımadığınız birisine gittiğini düşünün. Bu gerçekten kullanıp atılmış gibi hissettiriyor. Ki Yeosang her şeyinin özel olmasını isteyen bir kişi ve bu onun için hiçte hafif bir şey değil. Umarım drama queen olarak görmezsiniz onu.)

Sinirle Wooyoung'a tokat attığımda -fazla hızlı değildi canını yakmayacak türdendi- yüzü şaşkınlıkla bana dönmüştü bense ona daha fırsat vermeden kucağına çıkıp dudağına yapıştım. Bir kaç saniye şokta olduğy için karşılık veremese de alt dudağına dişlerimi hafifçe sürttüğümde girdiği transtan çıkıp öpüşüme karşılık verdi. Belimde hissettiğim eller gevşememe sebep olurken geri çekilerek başımı boynuna gömdüm. Gözlerimi kapatmadan önce boynuna minik bir öpücük kondurdum.

"Neler hissettiğimi anlatmak isterdim ama kendini suçlu hissetmeni istemiyorum. Ama seni affediyorum çünkü bana gerçek hislerini söyledin."

Wooyoung'un gülüş sesini duyduğumda ben de gülmüştüm. Güvenli yerimi bulmuştum. Wooyoung'un kolları.

Boy band》Seongjoong / WoosangМесто, где живут истории. Откройте их для себя