dört: aşka tapan ölüm

3.4K 349 282
                                    

YENİLGİLER VE ZAFERLER

| dördüncü bölüm  |
aşka tapan ölüm

🥀

🎶Maran Marangöz: Aşık Oldum Ben Sana🎶
🎶Beycan Dağcı: Kaybederiz Aşkı🎶

🥀

Uraz yaşıyordu.

Uraz. Yaşıyordu.

Onun öldüğünü düşündüğüm zamanlarda, geceleri balkona çıkardım bazen. Kafamı eğip olanlar hakkında düşünürdüm. Ve bazı anlar o kadar ağır gelirdi ki zihnimdeki düşünceler derin bir nefes almak için kafamı kaldırırdım yıldızlara doğru. O nefes bana hiç yetmez, daha çok boğardı zihnimi. Ama o baloda Uraz'ı karşımda görmem, avucumun altında atan kalbi, ve nefesini hissetmem... bambaşkaydı. Sanki o balkonda, her tarafımı çaresizlik sarmışken yine kafamı ciğerlerime nefes göndermek için kaldırmışım da bir yıldızın kaydığını görmüş gibi hissediyordum. Bir dilek hakkım varmış gibi, acıdan kaçamaz bir durumdayken biri avuçlarımın arasına umut koymuş gibi.

Kendi kendime gülümsedim. Uraz yaşıyordu. O baloda ne işi vardı, yine neler dönüyordu, hiçbir fikrim yoktu. Yanımda kısa bir süre de bulunmuş olsa bile bana tekrar geleceğine dair söz vermişti. Ve o bana 'Söz veriyorum... gökyüzünden bulutları indireceğim.' dese bile ben ona inanırdım.

Pencereye vuran şiddetli yağmur taneleri beni kendime getirirken bakışlarımı daldığı yerden, muhtemelen çocuğun dedesinin yaşını -3 bulacağım yaş probleminden, çektim ve telefonumu elime aldım. O balonun üzerinden dört gün geçmişti ve hala Uraz'dan haber alamamıştım. Onun bana ulaşmasını beklemeli miydim yoksa dedemin beni zorla yanına götüreceği akşam Uraz'ın bana mesaj attığı numaradan ona ilk ben mi yazmalıydım? Numaranın ona ait olduğundan emin değildim ama bana o numaradan mesaj attıysa ona yakın birinin numarasıydı ve kesinlikle mesaj attığımı ona iletirdi. Yine de kararsızdım. Bu yüzden ne zaman kararsız kalsam yaptığım saçma taktiklerden birini uygulamak için odamdan çıkıp Tuna'nın odasına geçtim. Kapıyı çalmadan direkt açıp suratına şirin olduğunu düşündüğüm bir gülümsemeyle baktım. Bana 'geldi yine tipini...' der gibi bakıyorken sonunda sıkılmış olacak ki "Abla Newton bile sayesinde yerçekimini bulduğu elmaya bu kadar uzun bakmadı. Ne istiyorsun?"

Yatılı okuldan ilk geldiğinde çok iyi anlaşıyorduk. Biraz da annemle kocasının boşanma süreci onu yıpratmasın diye yanında olmaya çalışmıştım. Ama habeş maymunu habeş maymunudur işte. Yapacak bir şey yok.,

"Tek bir soru sorup gideceğim."

"Sor."

  "İlkbahardan sonra hangi mevsim gelir?"

"Mal mısın abla?"

"Söylesene oğlum. Yiyeceksin şimdi kapı kolunu suratına!" diye hafif sinirlenmiş gibi yaptığımda sabır dilenir gibi başını kaldırıp tekrar bana baktı. "Yaz?"

"Emin misiniz?" 

"Eminim Kenan Bey. Son kararım."

"Ay! Tebrikler, sıfır lira ama sadık bir abla kazandınız!" diyerek ona öpücük attım ve odadan çıkıp odama koştum. Kapıyı kapatıp yatağa zıpladım heyecanla. Tuna da 'yaz' dediğine göre kesinlikle yazmalıydım. Sırtımı yastığıma yaslayarak cebimdeki telefonu çıkardım.

Ecrin: Uraz? ,

0532***: Yanlış numara.

Ecrin: Ecrin ben.

yenilgiler ve zaferler Where stories live. Discover now