11

2.6K 262 158
                                    

"Sabret sevgilim, sana her şeyi, hepsini en baştan anlattığım için, anlatacağım için rica ediyorum, beni dinleyeceğin bu çeyrek saat yüzünden yorulma, çünkü ben seni bütün bir hayat boyunca sevmekten yorulmadım."

"Lütfen, beni sev." Jungkook'tan aldığım bu yakarış, hayranlıkla onu izleyen beni uyandırmıştı. Doğru mu duymuştum, emin olamamıştım ilk başta. Ama sonra tekrar etti. "Lütfen beni sev." dedi, dudaklarını dudaklarıma sürtüp. Minik dokunuşla bile kirpikleri titremişti. Bu tepkisi, biraz önceki sevişmemizden daha çok etkilemişti beni. "Beni sevmen için ne yapabilirim?"

Fısıldayarak; "Hiçbir şey." dedim. Omuzları da aynı yüzü gibi düştü. Alnını alnıma yaslayıp, dudağını burnumun kenarına bastırdı. Üst üste birkaç kez. Kendini sakinleştirmek için mi beni öpüyordu acaba? Galiba bu yüzdendi, çünkü öptükçe nefes alış-verişleri düzelmişti. Boynundaki Ha Ha Ha'larla dolu dövmelerinde ellerimi gezdirdim. Dokunuşumla derin bir nefes çekti içine. Parmağımla kulağının altını okşayıp; "Seni olduğun gibi seveceğim Jungkook." dedim. "Her kimsen o şekilde seveceğim."

Tenimdeki dudakları kıvrıldı. Tatlı bir gülüş geldi kulaklarıma. Minik öpücükler bırakarak dudaklarıma ulaştı. Ve onun ıslak öpücüklerine karşılık verdim. Jungkook tarafından öpülmek, inanılmaz bir histi. Sevilmek? Aşık olduğu kişi olmak? Bu sıfatlara sahip olduğumu bilsem de, hâla inanamıyor ve inanamadığım için de bu sıfatların güzelliklerini tadamıyordum. Jeon Jungkook bana aşıktı. Bana. Bir türlü gerçekliğe oturtamıyor, beynimde 'hayaller' kısmına yerleştiriyordum. Onun tarafından sevildiğime, değer gördüğüme inanamıyordum.

Elini boynuma sarıp, çeneme baş parmağını bastırdı. Kafam geriye doğru gitmiş ve gözlerimiz birleşmişti. "Bana hediye ettiğin kitapta, buna benzer bir söz geçiyordu." dedi, sırıtarak. Kaşlarını çattı, hatırlamaya çalışıyordu ama başarılı olamadı.

"Okudun mu?" diye sordum şaşkınlıkla.

Kaşları daha da çatıldı ve kafasını salladı. O öğretmen, ben ise onun öğrecisiydim de sorusuna yanlış cevap vermişim gibi bakıyordu. İşaret parmağıyla dudağıma vurup; "Kitaplığımda ayrı bir rafta olduğu gibi, zihnimde de en özel yerde kalması için uğraşıyorum. Ve bunun tek sebebi, onu bana senin vermen. Doğum günü hediyemin, hediyesi. Bunu sorman bile saçmalık." dedi. Sonra da dudaklarıma yapıştı. Uzunca bastırdığında, öpüşmeye devam etmek istedim. Ama geri çekildi. Gözlerini gözlerimde gezdirip; "Sana nasıl aşık olduğumun farkında bile değilsin, aptal." dedi.

Sözlerini sindirmek için kendime zaman tanıdım. Ama kalbimin çarpışı bir türlü düzelmedi. Jeon Jungkook bana aşkını itiraf ederken, nasıl sakin kalabilirdim? Hem de Joker Jeon Jungkook haliyle karşımdayken. Çok zordu.

Ben şaşkın ve bence baya da aptal aşık gibi ona bakarken, o elini bacağıma attı. İrkilmiştim. Okşadığında ona doğru sokuldum. Ama şaplağını geçirip; "Arabada oturalım güzelim, bacakların titriyor." diyerek, beni beraberinde sürükledi. Gözlerini bacaklarımdan çekmediğini fark ettiğimde, omzuna bir tane geçirdim. Umursamadı. Elini kalçalarımdan bacak arama indirip, üst baldırımı kavradı. Hoşuma gitse de, mızmızlanmak için ellerinden kurtulmaya çalıştım. Ama kurtulamadım. Benim için kapıyı açarken, kulağıma doğru eğilip; "Çok güzelsin." diye fısıldadı.

Ona dönüp, sırtımı arabaya yasladım. Kafamı omzuma doğru eğip, şımarıkça gülümseyerek; "Biliyorum." dedim. Dilimi dişlerim arasında ezip, omuz silktim. Delicesine bir gülüş bıraktı, aşırı seksi görünüyordu. Bir anda elini boğazıma sardı ve beni kendine doğru çekti. Burunlarımız birbirine değecek kadar yakındık. "Peki, seni asla bırakmayacağımı biliyor musun güzelim? Benden asla kurtulamayacağını?" diye sordu, tek kaşını kaldırıp. Öyle tahrik ediciydi ki, kendimi tutamadım ve inledim.

devil's choice | taekookWhere stories live. Discover now