3. BÖLÜM : YALAN

237 15 18
                                    

Ruh halimi kelimelere dökmekten bile aciz bir durumdaydım.Şok olmuş bir halde beni ezip geçen ve gözlerimin beklenmedik şekilde dolmasıyla sonuçlanan konuşmasını bitirdiğini belli eden bir baş hareketiyle konuşmayı sonlandırdı ve delici bakışlarıyla beni izlemeye devam etti.

İri iri olmuş gözlerle adamın gözlerinin içine baktım.Doğru düzgün düşünemiyor ve aklıma söyleyecek adam akıllı cümle gelmiyordu.Böyle bir durumda ne söylenebilirdi ki ?

Biri gelip size şimdiye kadar yaşadığın hayat bir yalandan ibaret dese nasıl bir tepki verirdiniz ?

Ne kadar süre orada öylece birbirimizin gözünün içine bakarak oturduk bilmiyorum ama pes eden o oldu.Dakikalar sonra tekrar konuşmaya başladı.

"Ben-"

Kaba bir şekilde sözünü keserek konuşmaya başladım. "Neden sana güvenmemi bekliyorsun?" , dedim güvendiğim halde.Sadece konuşmak için konuşup saçmalamıştım.Sanki bu soruyu bekliyormuş gibi umursamaz bir şekilde güldü ama gözlerine ulaşmayan bir gülümsemeydi."Buradan bir yere ayrılma." , dedi ve muhteşem arabasına doğru yürümeye başladı.Birkaç dakika sonra elinde siyah deri bir çantayla masaya gelip karşıma oturdu ve sigarasını yakıp derin bir nefes çekti.Elindeki sigaraya tuhaf bir bakış attım.Sigara kullanmazdım ve kokusunu da sevmezdim.

"Eğer sigara kullanıyorsan seni mahvederim!", dedi tehditkâr bir ses tonuyla.İliklerime kadar ürperdiğimi hissettim.Artık nasıl bir bakış attıysam sigara kullandığımı düşünmüş olmalıydı.Yine de şaşırmıştım.

"Bu seni neden ilgilendiriyor ki ?"

"Abin olduğum için olabilir mi ufaklık ?" dedi oldukça sevimli bir ses tonuyla.Ben daha konuşmasının şokunu atlatamadan böyle şeyler söylemesi daha fazla sinirlememe sebep olmuştu.

Çantasından birkaç dosya çıkarıp masaya koydu.Bakışlarından onlara bakmamı istediğini anladım ve yavaşça dosyaları aldım.Dosyaların içindeki karmaşık yazılardan hiçbir şey anlamamıştım ama adımın geçtiği bir satır görünce durakladım ve okumaya başladım.

İkinci bir şok daha.Dosyada evlat edinmeyle ilgili şeyler yazıyordu.İnanamayarak genç adamın gözlerine baktım.

"Bak,zor olduğunun farkındayım ama beni anlaman lazım,bana inanmana ihtiyacım var.Yıllardır ailesizim,şimdi seni buldum ve bu benim için yeni bir umut.Anla beni,lütfen."

Gözlerim tekrar dolmuştu ama ağlayamayacak derecede şaşkındım.Ani bir hareketle sandalyemi ittim ve masadan hiçbir şey söylemeden kalkıp eve doğru yürümeye başladım.Annem bana gerçeği anlatırdı.O bana tüm bunların salakça bir şaka oldfuğunu söyleyip beni rahatlatırdı.Tabii gerçekten annense diyordu daima olumsuz düşünen tarafım.

Genç adamından da arkamdan geldiğini fark etmem uzun sürmedi.Genç adam.Acaba adı neydi?

"Adın ne ?" , diye sordum ani ve kaba bir şekilde.

"Devrim."

İsminin güzelliğini bile düşüneyecek bir durumdaydım ve kosar adımlarla eve doğru gidiyordum.Devrim de hemen arkamdan geliyordu.Sokağa girer girmez adımlarımı daha da hızlandırdım,soluk soluğa kalmıştım.Ankara'nın orta gelirli kesiminden bir ailem ve 5 katlı apartman dairesinde bir evimiz vardı.Bir de abim vardı.Hiçbir zaman anlaşmadığımız abim.Evde tartışma eksik olmazdı.Ve bazen gerçekten bunalır ve babamın ve annemin bağırışlarını duymamak için son ses müzik dinlerdim.Ama her şeye rağmen onlar benim aliemdi ve beni onları seviyordum,seviyorum.İzin istediğimde bana oldukça katı bir şekilde davrandıkları zaman 'keşke alilem siz olmasaydınız' deyip tam bir ergen gibi davranıp daha sonra üzüldüğüm zamanları hatırlayınca baştan ayağa kızardığımı hissettim.

FIRTINAWhere stories live. Discover now