Anahtarlı Kız

68 25 15
                                    

   Saklandığı yerden çıkmaya hiç niyeti yoktu. Korkudan çok hızlı nefes alıp veriyor, bir yandan sessizce ağlayan kızın ağzını olası seslere karşı kapatıyordu.

   Arkadan sürünme sesleri gelince küçük kız daha çok korktu ve küçük bedenini kadına daha çok yaklaştırdı. Elindeki nesneyi o kadar çok sıkıyordu ki bunun farkında bile değildi.

   Garip, ürkütücü ve kan donduran o şarkı yine mırıldanmaya başlandı. Kadın gözleri ile etrafı inceledi. Karanlık ve tozlu olan bu ortamda değişiklikler göz alıcıydı. Festival alanını kan götürüyordu.

   Canavar bir anda durdu, sesler kesildi. Küçük kız artık daha sakindi. Kadının gözlerine palyaço ilişti. Sessizce ağlıyor ve yüzüne sonsuza kadar kazınmış olan boyalar akıyordu. Bu sadık kulun daha dayanacak hâli kalmamıştı.

   Kadın ve küçük kız saklandığı yerden çıkmayı göze alamazlardı. Çıkmazlarsa bu palyaço ölecekti. Kadın deli gibi adamın yüzünü merak ediyordu. Onu buna zorlayan şeyden kurtulabileceğine ikna etmek istiyordu.

   Kıza iyice baktı. Aynı arkadaşına benziyordu. Gözlerindeki korku bile ancak bu kadar aynı olurdu. Güzel koku yeniden etrafı sardı, canavar yavaş bir biçimde palyaçoya gidiyordu. Palyaço bunu farkına varınca zorla ayağa kalktı.

   "Pişman bile olamadığım şu dünyada daha kaç kişinin canını yakmak zorunda kalacağım? Artık beni öldür ve kurtulayım. Senin aptal ihtiyaçlarına daha fazla hizmet etmeyeceğim. Zaten her geçen saniye daha çok ölüyorum."

   Canavar adamın dediklerine o kadar çok kendini odaklamıştı ki kadını fark edemezdi. Kadın kızı kucağından bıraktı ve kulağına yapması gerekeni fısıldadı. Gitmesi gereken yeri gösterdi. Sessiz bir biçimde ayağa kalktı.

   Yerden demir boruyu eline aldı ve dayanıklılığına baktı. Hiç korkmuyordu. Burada koca yirmi yılı geçmişti, ne yaşı büyümüştü ne de saçlarına ak düşmüştü. Burada yaşlanan tek şey yıllardı ve tozlar.

   Kız kadının kolunu tuttu, gitme, der gibi baktı. Kadın kızın yanağına öpücük kondurdu. Elini tuttu kolyesini çıkardı. "Bunu al, ve dediklerimi yap. Ben seni kurtarmaya geleceğim. Kaderimiz aynı yere çıkacak. Korkma, ben seni mutlaka bulacağım." Kadın bir kez daha küçük kızı öptü ve arabaların arkasından kızın fark edilmesinin istemediği yöne doğru gitti.

   Boruyu birkaç kez elinde çevirdi, canavara doğru gizlice yaklaşmaya başladı. Canavar onun kokusunu almıştı. Adama bakıp bağırmaya başladı. "Bundan sonra kimse kimsenin emri altında olmayacak. Kızılcık, ikimiz harika bir takım olup kaybettiklerimizin intikamını alacağız. Birbirimize güvenmek dışında başka çaremiz yok."

   Kızılcık'a bir güç geldi. Hızlıca eline geçen ilk silahı aldı. Elindeki çelikten bir tavaydı. İkisi canavara doğru ilerlerken kız kaçmaya başladı.

   Tüm umutlar yeniden doğdu ve güçsüz ruhlar yeniden savaştı.

Zamanın Tozlu Rafları (+18)Where stories live. Discover now