69 - Düğün

107 8 20
                                    

Merhabalaarrr.

Nasılsınız efendim?

Bu bölümde karakterlerimizin düğünlerini okuyacağız.

İyi okumalaaarr.

Yazgı & Poyraz

"Geldi geldi" dedi Zelal. "Ben gidiyorum evin kapısını tutacağım. Mevsim sen daire kapısını tut. Zelal sende odanın kapısını tut. En az 200. Alabiliyorsanız daha fazla alın" dedim hızla. "Ayaza saldırın. Ayaz poyrazdan zengin" dedi yazgı son anda. Zaten bende hemen sonra ayağımdaki topuklu ayakkabılarımla zor olsa da evin kapısına doğru koşturdum. Aşağıdan gelen davul zurna seslerine bakılırsa çoktan gelmişler, birde oynamaya başlamışlardı.

Dış kapıyı açtığımda bizim dörtlüyü Ankara'nın bağları oynarken gördüm. O sırada gözlerim yağıza kaydı. Öyle güzel oynuyordu ki... Ya adamın kollarını kaldırıp oynaması bile cool anlatabiliyor muyum? Üzerine giydiği takımı, kestirmiş ve güzelce taramış olduğu saçları... Allah bunu bana seveyim diye yollamış gerçekten. Canım ya. Parmağımdaki tektaş yüzüğe gitti gözüm. Tapusu bende diye dolaşmak istiyordum.

2 gün önce evlenme teklifi etmişti bana. Hiç beklemediğim bir anda gelen bu teklif beni şok etmişti. Telefirikdeydik. Evet doğru okudunuz. Telefirikdeydik. Hiç beklemediğim bir anda çıkartıp teklif etmişti ve bende anında kabul etmiştim.

Müzik durduğunda kapıya doğru geldiler. En önde Poyraz olmak üzere arkasında da diğerleri vardı. Elimi uzattım. "Ne kadar istiyorsun?" dedi poyraz direkt. "Yazgıya ne kadar değer veriyorsan" dedim bu durumda söylenebilecek tek lafı söyleyerek. "O kadar param yok" dedi poyraz "Orası beni hiç ilgilendirmez" dedim bende. "Bu arada benden sonra 2 engel daha var ona göre" diye de ekledim.

"Yuh. Daha yok muydu koysaydınız?" dedi yiğit. Poyraz cebinden çıkardığı 200 TL yi avucuna bıraktı. Bu sefer elimi ayaza uzattım. "Damadın kardeşinden de bir şeyler bekliyoruz" diyerek onun da vermesini istedim. "Hiç istemediğim bir yenge bana geliyor ve ben bu yetmezmiş gibi bir de para mı vereceğim yani?" dedi Ayaz. Kafamı salladım. Bir süre Ayazla bakıştık. Kazanan ben olduğumda oflayıp o da cebinden 200 TL çıkardı ve bana verdi.

"2 engel daha olduğu için zorlamıyorum hadi yine iyisiniz" dedim ve kapıyı açıp kapının önünden çekildim. Onlar ve arkasından birkaç kişi daha içeriye girdiğinde arkalarından ilerledim. Yağız beni bekleyip kolunu omzuma attı. Bende kolumu beline sardım. Bu sefer mevsim engeline takıldılar. Mevsime de çok almaması için kaş göz yaptım. O da aynı benim gibi 200 ayazdan 200 poyrazdan aldı. Mevsimi de geçtikten sonra yazgının bulunduğu odaya geldik. Burda da Zelal engeli vardı tabi.

Zelal biz kadar düşünceli olmadığı için 500 poyrazdan 20 de ayazdan kopardı. Hain bir kişilik olduğundan mütevellit kendi manitasına torpil geçmişti. Poyraz içeri geçtiğinde tepkilerini çok merak ettiğim için dikkatle onu izledim.

Önce yazgıyı baştan aşağı süzdü. Daha sonra yanına ilerleyip ellerini tuttu. "Melek gibi olmuşsun" dedikten sonra uzanıp alnından öptü. Yazgı da gülümsüyordu. "Sende çok yakışıklısın" dediğinde bu hallerine duygulanmamak elde değildi malesef. Birbirlerine sarıldılar. Bir süre öyle kaldıktan sonra ayrıldılar.

Odadan çıkıp salona ilerledik. Yazgının babası gelip yazgının beline kırmızı kurdaleyi taktığında yazgı ağlamaya başladı. "Güzel kızım" dedi babası ve yazgıya sarıldı. Babasının da gözlerinin dolduğunu görebiliyordum. Ayrıldıktan sonra yazgının gözlerini sildi. "Hep mutlu ol" dediğinde yazgı kafasını salladı. "Olacağım" Ali amca bu sefer gözlerini poyraza çevirdi. "Kızıma iyi bak damat" dediğinde poyraz uzanıp Ali amcanın ellerini öptü. "Merak etme Ali amca. Bana emanet" dedi.

Sokak Lambası Where stories live. Discover now