7 - Bora

525 35 106
                                    

Multimedya; Yazgı (Nam-ı Değer el kızı)

İyi Okumalar 🕊️

Otobüsten indikten sonra mevsimin de inmesini bekledim. Mevsim de inip benim koluma girdi. Beraber okul kapısına doğru ilerlerken biraz ileride Yağızın arabasını gördüm.

"Yağızın arabası değil mi şu?" diye sordum mevsime emin olmak için. O da arabaya bakıp 1-2 saniye inceledi ve kafasını salladı.

"Evet o. Sen gitsene yanına. Benim yazgıya bir şey söylemem lazım. Sınıfa gidiyorum" dedikten sonra benim bir şey söylememe izin vermeden okula doğru koşar adım gitti. Arkasından ters ters baktım.

Bu kız bu işten ne zaman vazgeçecek?

Bende mevsimin arkasından okula girecektim ki Yağızın arabadan indiğini görünce vazgeçip ona doğru ilerledim.

"Hayret. Okulun içine parketmemişsin bugün" dedim yanına varınca. Arabayı kilitleyip bana döndü. "Okulun içinde yer yoktu. Hem Mevsim nerede? Siz ayrı gelmezdiniz"

"İçeri girdi o. Yazgıya bir şey söyleyecekmiş"

"Tamam. Hadi bizde girelim madem" Tam yürümeye başlayacaktık ki birden kolumdan tutup çekmesiyle düşecek gibi oldum ama belimden tutarak düşmemi engelledi.

Beni çektiği yere bir araba anında park ederken kaşlarımı çattım.

"İyi misin?" diye sordu Yağız. Doğrularak kafamı salladım. "İyiyim" anında kaşları çatıldı ve az önce beni eğer çekmeseydi bana çarpmak üzere olan arabaya döndü.

"Lan görmüyor musun kız var önünde. İnsan bir kornaya basar" diye bağırdı arabanın içindekine doğru. Şöför kapısı açıldı ve içinden bizim yaşlarımızda bir çocuk indi. Üzerinde gördüğüm bizim okulun kıyafetiyle bizim okulda olduğunu anladım.

"Gördüm. Ama biraz havalı bir giriş yapayım dedim" dedikten sonra pişmiş kelle gibi sırıtan çocuk sinirlenmem neden oldu. "Bora" diye tıslayan Yağız ise şaşırmama.

Tanışıyorlar mıydı?

"Naber Karan?" Yağız sinirli bakışlarını Boraya çevirdi. Beni kolumdan tutarak arkasına çektikten sonra Boraya bir adım yaklaştı. "Bu okula kayıt yaptırmışsın. Şimdi o kaydını geri alacaksın" Yağızın ses tonu o kadar korkutucu çıkmıştı ki iki haftadır tanıdığım Yağız değildi sanki o an. Benimle konuşurken genel olarak sırıtırdı.

"Aa. Öyle mi? Neden aldırıyor muşum?" hala pişkince konuşan Bora denilen çocuk benim bile sinirlerimi bozarken Yağızı düşünemiyorum şuan.

"Seni görmek istemiyorum. Bunu geçen sene gayet açık bir dille belirttiğimi sanıyordum" Yağız son cümlesinde sırıtırken bu sefer sinirli olan taraf ise boraydı.

"Bu sene geçen seneden farklı olacak. Sen merak etme" Yağız yüzündeki ifadeyi silmeden tekrar konuşmaya başladı.

"Bence yine aynı olacak. Geçen sene seni gördüğümde koşa koşa kaçıyordun bu okuldan. Tamam benim için zevkli anılardı ama ben senin için söylüyorum. Tekrar rezil olma bence" bora denen zilli bu sefer bana bakmaya başladığında yüzünde sinirli bir ifade yoktu. Aksine. Pişkin pişkin sırıtıyordu.

"Selam" dediğinde yüzümü buruşturdum. Selam mı? Tam yürüme cümlesi. Tam ona ne kadar saçma bir giriş yaptığını söyleyecektim ki Yağız kolumdaki elini bileğime indirdi.

"Çevremdeki insanlarla muhattap olmayacaksın Bora. Yakarım" diye bir tehdit savurduktan sonra beni de peşinden sürükleyerek okula giriş yaptı.

Sokak Lambası Where stories live. Discover now