•|Kimsin?|•

196 22 24
                                    

"Buranın macunu bu kadar güzel olduğunu bilmiyordum." dedi 2.Germiyan macunu bitirirken.
İkiz kız kardeşinin yaptıklarının yanına yaklaşan azdı tabi.. Aklının bir köşesine ondan yapmasını istemeyi yazdı.

Üç kardeş başkent Konya'dan Bursa'ya daha doğrusu Söğüt'e geleli 1 gün olmuştu. Gelmişlerdi ama nereden başlayacaklarını bilmiyordular.

"Neden buradan başlamıyoruz, hem dinleniriz hem de boş durmayız." diyerek Karaman bir öneri sunmuştu.
Diğer ikisi de bu fikri onaylamıştı.

Şimdiden bir buçuk ayı geride bırakmıştılar ama hala daha başlamamıştılar bile. Candar derin bir iç çekti.
Canını sıkmıştı bu durum...

Daha kardeşlerinin kız mı yoksa erkek olduğunu bile bilmiyordu. Kardeşleri melez olduğu içinde nasıl göründüğünü de bilmiyordu. Normal bir insan gibi mi, yoksa değişik bir ten rengi mi vardı?

Karaman ve 2.Germiyan ise birbiriyle atışıyordu.

"Gerçekten bunu mu beğendim? Başkent'te ki daha güzel."

"Nerenle anlıyorsun? Burada ki de güzel."

"Bi' susun lan. Biz ne için geldik, sizin yaptığınıza bakın." diyerek kardeşlerini tatlı bir dille uyardı.

Tam o sırada içeriye nefes nefese kalmış bir adam girdi.

"Kavga oluyor, millet! Hemen gelmeniz lazım!" diye handa tüm oturan herkese bağırdı. Handa bulunan herkes dışarıya çıkmaya başlamıştı bile..

"Gerçekten de kavga mı var?" diye sordu Karaman.

"Bilmiyorum." dedi Germiyan.

"Bir gidelim bakalım! Hem belki bir şeyler öğreniriz.
Karaman sen benimle gel! Germiyan sende hesabı bu parayla ödeyip gelesin." dedi. Masanın üzerine bir kese dolusu altın bırakmıştı.

"Neden her zaman ayak işlerini ben yapıyorum.
Bu hiç bir zaman değişmiyor!" diye söylenmeye başladı.

Karaman ve Candar ise onu umursamayarak handan çıktılar ve kalabalığın olduğu yere doğru yürümeye başladılar.

"Sence olay ne?" diye sordu Karaman. Candar önde, Karaman da arkasından geliyordu.

"Emin değilim. Ama büyük ihtimalle basit bir şeydir." diyerek yanıtladı Candar.

Yavaş yavaş yaklaştığı zaman Karaman bağırmaya başladı.

Öyle bir bağırmıştı ki tüm gözler ona doğru dönmüştü.

"Neler oluyor?" diye sordu Candar.

İki tane adam birbirine kılıç çekmişti. Bir tane kadın ise onların arasında gel-git durdurmaya çalışıyordu. Kadın hemen Candar'ın yanına gidip derdini anlatmaya başladı.

"Ne duruyorsunuz böyle? Bir şey mi oynatıyorlar?
DAĞILIN!" diye bağırdı Karaman.

Daha sonra herkes yavaş yavaş dağılmaya başladı.
Ama Karaman'ın dikkatini çeken biri vardı.

Üstü başı kir ve toz içinde, pia kıyafetli bir kız çocuğu ona doğru hayranlıkla bakıyordu. Karaman kaşlarını çattı. Küçük kızın evsiz biri olduğu belliydi. O zaman neden ona bakıyordu? Ondan bir şey mi dilencekti yoksa?

Küçük kız sanki Karaman'ın ona baktığını yeni fark etmiş gibi telaşlanmıştı. Bu kızın bir sorunu mu vardı?

Küçük kız hemen etrafına bakınmaya başladı ama yanında kimse yoktu. Herkes dağılmıştı.

Karaman, küçük kıza daha dikkatli bakınca ten renginin garip bir renk olduğunu fark etti.
Aradıkları şey o olabilir miydi? Kendi kendine delirdiğini düşündü Karaman.

Aradıkları şey ayaklarına gelecek değildi ya!
Ya ama gelmişse?

"Bir sorun mu var ağabey?" diye soran Germiyan'ın sesini duymuştu.

"Galiba, evet."

"Ne sorunu ki?"

Karaman havada ki soruyu yanıtsız bırakarak yavaş yavaş giden kızın arkasında durdu ve ona seslendi.

Yaptığı şey Germiyan'ın dikkatini çekmişti ve abisinin yanına gitmişti.

Küçük kız, ürkek hareketlerle arkasını döndü.
Mavi gözleri şokla açılmıştı.
Gözlerinde korku vardı.

"Adın ne?" diye sordu soğuk sesle Karaman.

Küçük kız, bu soru üzerine titremeye başlamıştı.

"Abi! Çocuklara hiç öyle soru sorulur mu?
Merhaba küçük kız! Tanışmak ister misin?"

Küçük kızın titremesi kesilmişti ama hala korktuğu belli oluyordu.
Ağızını oynatıp tek kelime etmedi bile.

"Korkmana gerek yok! Bizden sana zarar gelmez. O zaman ilk ben kendimi tanıtayım. Benim adım Germiyan, yanımda ki ise abim Karaman. Şimdi senin adını öğrenebilir miyim?"

İki kardeşte o zaman fark ettiler. Kızın gözleri açık bir mavi rengindeydi.

"Babamın göz rengine benzemiyor mu âğabey?" diyerek Germiyan Karaman'a söyledi.

"Hani?" diyerek Karaman, öne doğru ellerini dizlerine koyarak eğildi.

Küçük kız yutkunarak bir kaç adım geriye gitti.

"Yo!Yo!Yo! Seni korkuttuk mu? Kusura bakma!"

"Siz ikiniz ne yapıyorsunuz?" diye ses geldi arkasından.

"Candar abi, gelip buna bir bakmalısın!"

Candar yanında ki kadını zar zor olsa da göndererek kardeşlerinin yanına geldi. Karşısında küçük bir kız çocuğunu beklemiyordu.

"Bir çocukla ne yapıyorsunuz böyle? İşimiz başımızdan aşkın zaten!"

"Çocuğa sorular sorduk ama ağızını bile açmadı.
Bir sokak çocuğu olduğu belli. Büyük ihtimalle ona altın verirsek konuşur." diye yanıtladı Karaman.

"Vaktimizi çocukla harcayamayız.  Şu çocukla da oynamayı bırak Germiyan." dedi bir kez daha Candar.

"Siz bana bir kaç dakika verin." dedi Germiyan dedi ve tekrar kıza döndü.

"Bana adını söyluyecek misin, küçük?"

"Be-be-benim adım pis şey!" diye yanıtladı küçük çocuk.

𝐊𝐮̈𝐜̧𝐮̈𝐤 𝐊𝛊𝐳 || 𝐂𝐨𝐮𝐧𝐭𝐫𝐲𝐡𝐮𝐦𝐚𝐧𝐬Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin