•|Başlıyoruz!|•

104 15 10
                                    

Tabiki de Germiyan handan çıkarken "İyi günler!" dilemeyi unutmamıştı. Yavaş yavaş meydandan köyün çıkışına yakın bir yerde buluşacakları yere doğru gitmeye başladı.

Dün ki alışveriş gününden sonra bugün artık yola çıkacaklardı..Köşeyi dönünce kardeşleri görüş alanına girdi.

"Hadi ama Germiyan! Sabahtan beri seni bekliyoruz!"
Karaman'ın bağırmasını işitti.

"Bekle lan beni köle!" Sırf onunla uğraşıp, kafa bulmak için hızını yavaşlattı ve kaplumbağa gibi yürümeye başladı.

"Aaa- hadi ama!" diyerek Karaman bu duruma itiraz etti. Germiyan, bu duruma gülmeden edemedi, Candar ise sadece izlemekle yetinmişti.

En sonunda kendisine gına gelen Germiyan hızını artırdı ve sonunda kardeşlerinin yanına geldi.

"Allah'ım sen Germiyan kuluna buraya gelmeyi nasip ettin ya, sana şükürler olsun!"

"Yaaaaa-Karam! Bilseydim daha çabuk gelirdim!" diyerek cevapladı.

Karaman, Germiyan'a bakış attı. Candar sahte öksürükleri ile olaya el attı. Sonunda dikkatleri kendi üzerine çekmeyi başarmıştı.

"Tamam beyler, kesin artık!" diyerek arkasını döndü.
Aliyye'yi kucağına aldı ve az ötesinde bulunan atına çevik hareketlerle bindirdi. Karaman'da gözlerini devirerek kahverengi kürklü atına hızla atladı.

"Aşk olsun be Kara! O kadar kardeş dedik böğürümüze bastık! Aldığım muameleye bak!" diye söylene söylene beyaz ama benekli atına bindi. Karaman tam cevap vereceği sırada onların tekrar arasına girmek zorunda kaldı.

"Siz ikiniz gevezeliği kesin ve yanıma gelin!" dedi atının üzerinden. Germiyan ve Karaman, Candar'ın gerisinde olduğu için atlarını o tarafa doğru sürdüler.
3 kardeş ve atları Candar tam ortada olmak üzere yan yana dizilmişti.

"Canım benim bana müsade eder misin?" diyerek Aliyye'nin kucağında haritayı açtı. 4 kardeşte açılan haritaya bakıyorlardı. Harita da Anadolu ve Arap Yarım Adası'nın kuzeyi çizilmiş bir şekilde karşılarında sergileniyordu. İşaretlenmiş olan yerler, yanlarda ki yazılar ile değişik bir havası vardı.

"Bu bir harita mı?" diye sordu incelerken. Belli ki dikkatini çekmişti.

"Evet, evet bu bir harita. Hatta bak biz de tam buralarda bir yerdeyiz..." diyerek Marmara Denizi'nin yakınlarında bir yeri parmağının ucu ile gösterdi.
"...ve buraya gideceğiz!" diyerekte parmağını aşağıya indirip Başkenti gösterdi.

"Pekala ne kadar sürer?"

"Hmmmm- bilemiyorum. Belki 2.5 ilâ 3 ay?"

"Yok amına-" dedi Germiyan.

"Hakketten Candar abartma en fazla 2.5 aya gideriz diye düşünüyorum bende!" diyerek Karaman fikrini sundu.

"Tamam bunun için sizinle tartışmayacağım.
Geldiğimiz yoldan geri gideceğiz. Belki de kestirme yolları da kullanırız.." bunları derken çantasından bir rulo şekilde sarılmış harita daha çıkardı.
"...aynı yöntemlerle geri gideceğiz! Germiyan ve Karaman, rollerinizi biliyorsunuz!"

Karaman ve Germiyan başları ile onayladılar.
Candar, kucağında ki iki haritayı da Germiyan'a uzattı.

"Her zaman ki gibi Germi!" Anlaşılmıştı. Önde Germiyan, orta da Aliyye ve Candar, arkada ise Karaman olacak şekilde ilerleyeceklerdi. Karaman arkada ki tehlikeli bir durumla veya yolculuk sırasında ihtiyaçlar için arkadaydı. Ne de olsa onlara mutlaka yetişiyordu.

"Herkes hazır mı?" diye sordu Germiyan. Arkasında bulunan Karaman ve Candar onu onayladılar. Germiyan, talimatı almış olacak ki atını dehleterek ilerlemeye başlamıştı bile. Bir kaç saniye sonra da Candar, onun arkasından ise Karaman peşlerine takılmıştı. Böylece her şey başlamış oldu...

Aliyye, hareket eden attan arkaya doğru başını çevirdi. Daha sonra da eğildi. Uzaklaştığı köye baktı.
Neler atlatmıştı oradan, şimdi ise çıkıp gidiyordu.
Kaşlarını çatarak bir yere odaklandı. Orada onları izleyen yaşlı adamla esmer torunu değil miydi?
Tam seçememişti.

Ne olduğunu anlamadan sola doğru dönüş yaptılar ve köyün girişi görme alanından çıktı..Geç mi kalmıştı?
Köy gitmiş, onun yerine sadece yeşil yapraklı çeşit çeşit ağaç gelmişti. Köyü görmek için biraz daha eğildi. Tam dengesini kaybedeceği anda büyük bir el onu kıyafetlerinden tutarak kurtardı.

"Dikkatli ol! Yoksa attan düşüp yaralanabilirsin!.." Candar'ın sesi kulaklarında yankılandı. Bir şey demeden sadece başı ile onayladı ve tekrar poposu üzerine oturdu. Şimdi daha net duyuyordu; esen rüzgarın, kuşların sesini ve atların ritimli bir şekilde toprağı dövmesi...

"...omuzlarını dik tut ve arkana yaslan. Rahatlamayı da unutma!" dedi nazik bir tonla. Kendisine verilen talimatları yerine getirdi..Kısa saçlarının havalanmasını sağlayan rüzgar dinledi.

Evet!
Asıl her şey şimdi başlıyor!

𝐊𝐮̈𝐜̧𝐮̈𝐤 𝐊𝛊𝐳 || 𝐂𝐨𝐮𝐧𝐭𝐫𝐲𝐡𝐮𝐦𝐚𝐧𝐬Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin