14. içime yerleşen güven🥀

790 57 7
                                    


Keyifli okumalar❤

Şu an aşırı derecede sinirliydim.
Kayak yapamıyor, yapamadığım gibi sürekli yere kapaklanıyordum. Ama asıl sinir bozucu olansa Remzi'nin yanımda hunharca gülmesiydi. Açıkta bir şey görmüş gibi tövbe tövbe.

Yerde debelenip ayağa kalkmak için yeltendiğimde tekrar düştüm.
Tabii tekrar düşmemle Remzi'nin kahkahası daha fazla çıkıyordu.

"İstemiyorum ya öğrenmek felan.
Seni çekmektense gider leğenle kayarım daha iyi." diyerek ayağımdaki zımbırtıları çıkardım.

Herkes kayabilecek diye bir kanun yoktu sonuçta. Benim de yeteneğim olduğu söylenemez. Sonra gözüme bir ada bir şey ilişki. Çocuklar için oturaklı binecekler vardı.

Çocuklar çok rahat bir şekilde oturduğu yerden kayıyorlardı.

Remzi benim baktığım yere bakınca tekrar bir kahkaha daha attı.
"Bunların hepsini çektim,
Dönünce bakar bakar gülerim artık."

Ona kaşlarımı çatıp, burnumu kıvırdım.
"Gül gül, lakin bu son gülüşün olabilir."

Yüzündeki gülümseme soldu.
"O ne demek hanım abla? "

"Bilmem belki Asu'yla öyle laflarız felan.
Konumuz da senin ona bakışların olabilir."

Bir anda rengi atsa da kendini çabucak toparladı. "İstediğinizi konuşun. Ne varmış ki hem benim ona olan bakışlarımda?"

"Sahiplenircesine bakıyorsun, onu kıskanıyorsun, Onun için kavga ediyorsun,
ona sinir oluyorsun ama ondan gözünü alamıyorsun."

Bu sefer yüzde bıkkın bir ifade oluşmuştu sanki. Bir elini kaldırıp yanağını kaşıdı.
"Ben senide sahipleniyorum, senden de gözümü alamıyorum. Ayrıca benim kavga ettiğim felan yok! dedim ya kapıya çarptım."

Başımı iki yana sallayıp bir of çektim.

"Senin şu kapıyla husumetin bitmedi gitti zaten. Ben bunları yemiyorum bilesin.
Ayrıca bana yalan söylemenden sıkıldım.
Asu ve ben arkadaşız, ama senle ben kardeşiz. Benden bir şeyler saklaman hiç hoşuma gitmiyor."diyerek ayaklarımı kara vura vura az önce gördüğüm zımbırtıların yanına yürüdüm. Kapıya çarpmışmış. Kapı anasına sövmüş sanki bu nedir arkadaş ya?
Hayır yani, ben onun kardeşi değil miyim?
Herkese karşı kapalı kutu olmasını anlarım ama bana karşı olması zoruma gitmeye başlamıştı.

"Çiçek neyin var? "Bir anda duyduğum sesle irkildim. Karşımda Atakan'ı görünce rahatlamıştım ama bana endişe dolu gözlerle bakıyordu.
"Söylene söylene yürüyorsun da, bir sorayım dedim."

"Remzi kayamıyorum diye bana hunharca gülüyor. Bende şu-" diyerek çocukları gösterdim. "Şu çocukların bindiği şeyle kayacağım. Ama kesin buna bindiğim içinde gülecek. "demiştim. Gerçeği bilmesine gerek yoktu. Hem yalanda sayılmazdı.

"Sana katılabilir miyim?"

Bir anda yüzümün aydınlandığına
yemin edebilirim. "Gerçekten mi?"diye cıvıldadım.

"Evet. Sende istersen arabayı ben
kullanırım." diyerek sırıttı.  Ve sözlerine devam etti. "Tabii sen ortağınla binmeyeceksen?" demişti.

Selim'den bahsediyordu.
Gerçekten son zamanlarda onunla baya iyi anlaşıyorduk. Resmen ekürü olmuştuk.
Onu tanıyınca baya eğlenceli biri olduğunu kavramıştım.

"Yok. Sabah onu yataktan aşağıya atmakla tehtit etsem de kalkmadı. Bu yüzden o gelmeden ortağım sen olabilirsin."

Sanki çok gizli bir sır verecekmişim
gibi ona doğru yaklaşarak fısıldadım.

K A M E L Y A  Ç İ Ç E Ğ İWhere stories live. Discover now