0 ❝ taehyung isterse, istediğini alırdı

234 13 0
                                    

Dük Taehyung, sosyete tarafından oldukça tanınan ve saygı duyulan bir adamdı.

Ama sadece görünüşte öyleydi.

İşin aslı herkes onun arkasından saygısız, terbiyesiz, sapkın gibi lakaplar kullanırlardı fakat kimse onun suratına hakaret etmek gibi bir gaflete düşmezdi. Çünkü adı üstünde, Taehyung bir düktü ve hepsinden yüksekteydi. Kraliyet Ailesi onu severdi ve korurdu, geri kalanlar ise ağızlarını bile açamazlardı.

O'na bu tarz aşağılık hakaretleri layık görmelerinin tek sebebi ise Taehyung'un onlar gibi korkak değil, cesur oluşuydu. Arzularını saklamakta çekinmez, eğlenmekten zevk alırdı. Diğer adamlar gibi önemli aile kızı ile evlenip varis üretmek gibi bir endişesi de yoktu zira o, kendi hayatını yaşamak istiyordu. Sosyetenin ona dayattığını değil.

Kapalı kapılar ardında, parti adı altında birçok erkek ya da kadınla, bazen de ikisiyle birden birlikte olduğunu cümle alem biliyordu. Fakat kimse bununla onu suçlayacak kadar kendini bilmez değildi.

Yine aynı partilerden birinde, saat gece yarısını geçerken Dük Taehyung kadehindeki şampanyayı yudumlayarak yatağında çırılçıplak bir şekilde uyuyan bedeni süzüyordu.

Taehyung, asla güzel birine dayanamıyordu. Hele de kendine kur yapanlara.

Lord Jeongguk simsiyah saçları, kiraz dudakları ve heykeltıraşların elinden çıkma bedeniyle partinin erken saatlerinde Dük'ün bedenine sürtünerek içki almak için bara yaklaştığında Taehyung biliyordu; onu yatağında görmeden rahat edemeyecekti. O'nu istiyordu. Ve Taehyung isterse, istediğini alırdı.

Almıştı da.

Güzel adamı altında saatlerce kıvrandırmış, defalarca içine boşalmış ve yorgunluktan uyuya kalmasına sebep olmuştu. Taehyung seks ve içki ile geçen hareketleri gecelere alışıktı fakat görünüşe göre küçük olan değildi. Henüz oldukça gençti, büyük ihtimalle yirmi bile değildi, ve kuzeni Jimin'in yanında henüz şehire yeni gelmişti. Jimin eğer Taehyung'un küçük kuzenini yatağına aldığını duysa büyük ihtimalle sinirden köpürürdü fakat Dük'ün pek de önemsediği söylenemezdi. Jimin, kuzenine sahip çıkmalıydı. Özellikle de o parlak ceylan gözleriyle ortalıkta sekmesine izin vermemeliydi.

Kadehindeki şampanya tükendiğinde Taehyung, bardağı masaya bıraktı ve sigara içmek için sessiz adımlarla odadan çıktı. Saçları dağınıktı, teri kurumuştu, leş gibi seks ve alkol kokuyordu fakat önemli değildi; sigara zevkini hiçbir şey engelleyemezdi.

Parti hala devam ediyordu ve sabaha kadar da devam edecekti, alt kattaki müzik yukarıdan duyuluyordu. Taehyung sigarasını yakıp koridorun sonundaki küçük balkonun korkuluklarına yaslandığında hareketli bir parça çalınmaya başlanmıştı.

Melodi dudaklarında bir mırıldanmaya dönüşürken sigarasını ağır ağır içti ve gözlerini evin ışıklarıyla aydınlanan, düzgünce biçilmiş çimlerde gezdirdi. Evi şehrin biraz dışındaydı ve kırsala yakındı fakat birkaç komşusu vardı. Genellikle soylu komşuları şehir dışındaki evlerini tercih etmezlerdi fakat yılın bazı zamanlarında, özellikle de kış ortasında kafalarını dinlemek için kaldıkları olurdu. Şimdi ise çoğu ev boştu, boş olmayanlar ise Taehyung'un gürültülü partisini şikayet edecek kadar cesur insanlara ev sahipliği yapmıyordu.

Taehyung, üçüncü sigarasını bitirmek üzere olduğu vakitte arkasında hissettiği hareketlilikle irkildi ve başını içeriye doğru çevirdi. Yaklaşık yarım saat önce beyaz çarşaflarının üzerinde çırılçıplak yatan güzel çocuk uyanmış ve Taehyung'un saten geceliklerinden birinin altını giymiş, çıplak üst gövdesini Taehyung'un sırtına yaslamıştı.

Elindeki sigarası diğerinin parmakları arasına geçen Taehyung sızlandığında, küçük olan güldü ve bir kolunu Taehyung'un beline sardı. Artık kendi elinde olan sigaradan derin bir nefes aldı ve dumanı büyüğün yüzüne doğru yavaşça üfledi.

Taehyung gözlerini kapatıp dumanı büyük bir zevkle ciğerlerine kabul etti, biraz sonra dudaklarına bastırılan dudakları kabul ettiği gibi. Jeongguk'un elindeki sigara parmakları arasından sıyrılıp zemine düşerken boş kalan eli Taehyung'un yüzünü buldu ve diğer elini onun geceliğinden usulca içeriye doğru kaydırdı. Soğuk eli Taehyung'un sertleşmeye yüz tutmuş erkekliğine değdiğinde ikisi de arzuyla derin bir inilti bırakmışlardı geceye.

Taehyung dilini küçüğün dudakları arasından ittiğinde erkekliğindeki el hareket etmeye başladı ve Taehyung, bir eliyle korkuluklardan destek almak zorunda kaldı. Diğerini ise arkasındaki bedenin boynuna doladı tersten, ensesinden bastırarak onu daha yakınına çekmeye çalıştı.

İkisi de oracıkta sevişmeye razıydılar fakat bahçeden gelen şaşkınlık nidası ile ayrılmak zorunda kalmışlardı. Taehyung pek umursamadı fakat Jeongguk öpücüğü bozmuş ve sesin sahibini görebilmek adına korkuluklara doğru eğilmişti, haliyle sırtı ona yaslı olan Taehyung da eğilmek zorunda kalmıştı.

Büyük olan kalçalarında hissettiği sertlikle boğazdan bir inleme bırakırken balkonun hemen aşağısında, kocaman açılmış gözlerle ayaküstü sevişen ikiliyi izleyen suratla göz göze geldi. Aşağıdakinin suratını pek seçememişti fakat Taehyung arzu ile koyulaşan ifadesiyle ona bakarken o, şaşkınlıkla eliyle ağzını kapatmış ve hızlı adımlarla oradan uzaklaşmıştı.

"Kimdi o?" diye merakla sordu Jeongguk.

Taehyung, küçüğü onu göremese de gözlerini devirdi ve "Ne önemi var?" diye mırıldandı. Arkaya doğru bir adım attı ve bedenlerinin korkuluklardan uzaklaşmasını sağladı. Gevşeyen kollar arasında döndü, kolları diğerinin boynuna dolandı ve bir kez daha dudaklarını birleştirdi.

Diğeri, aklı aşağıda gördüğü yüze takılsa da, kendine yaklaşan dudakları yarı yolda kavrayarak derin bir öpücüğün içine çekilmişti. Taehyung ne kadar ağırdan alıyorsa, Jeongguk da bir o kadar vahşiydi. Taehyung kendini onun kollarına bırakıp koyverdiğinde küçük olan ellerini onun kalçalarına sardı, diğeri mesajı alarak hopladı ve tek seferde bacaklarını onun gövdesine sararak kucağına çıktı. Jeongguk, Taehyung'a göre oldukça iri ve kaslıydı, taşrada yaşamanın hakkını veriyordu.

Taehyung'un sırtı yan duvara yaslandığında nefes nefese ayrıldılar ve Jeongguk, "Sıra bende." diye fısıldadı. Büyüğü ise zevkle kabul etti.

beni öptüğün gece | taejinWhere stories live. Discover now