7 ❝ arkadan koşan olmayacaktı

143 12 0
                                    

Taehyung parti başladıktan birkaç saat sonra kaptığı bir şarap şişesi ile odasına çıkmış, arkasından takip eden Jeongguk'a ise ses etmemişti. O'nu haftalardır reddediyordu. Hayır, sadece onu değil.

Taehyung herkesi haftalardır reddediyordu.

Jeongguk'u da haftalardır reddediyordu fakat küçük olan ısrarcıydı. Taehyung'dan birkaç öpücük koparabilmişti, daha ileri gidememişti. Bugün, Seokjin partiye gelmediğinde, Dük'ün gözlerindeki yenilmişliği gördüğünde ise onu odasına kadar takip etmiş, yatağına kadar girmişti.

Taehyung, Jeongguk'un onu sertçe ve ağlayana kadar becermesine izin vermişti. "Sert ol," dediğini hatırlıyordu. "Adımı unutacağım kadar ağlat beni."

Diğeri ise bunu zevkle adeta bir emir olarak kabul etmiş, majestelerinin isteğini yerine getirmişti. Taehyung'a birçok pozisyonda, birçok kez, sertçe ve gözlerinden yaşlar akana kadar sahip olmuştu.

Taehyung, hem zevkten, hem acıdan, hem de biraz hayal kırıklığından dökmüştü gözyaşlarını. Jeongguk bütün varlığıyla içini doldururken yine de unutamamıştı adını. Her şeyi net bir şekilde hatırlıyor, Vikont Seokjin'i düşlüyordu.

Taehyung, aralarındaki bağı ilk saniyeden hissetmişti.

Rüya mı görmüştü, ya da kendi kendine mi gelin güvey olmuştu? Anlamıyordu.

Balkonun ucunda, karnı korkuluklarla değerken arkasından kollarını beline saran oğlanın göğsüne yasladı sırtını. Elindeki bitmek üzere olan sigarasını Jeongguk kaptığında ve eli geceliğin içinden kayıp sağ göğüs ucuna ulaştığında dudaklarından kısık bir kıkırdama süzüldü. Emilmekten ve ısırılmaktan hassaslaşan göğüs ucunu parmakları arasında kıstırıp çekiştirdiğinde ise inleyip kalçasını arkasındaki erkekliğe bastırdı.

İniltisi yüzünden aralanan dudakları arasından süzülen sigara dumanını ciğerlerine çekti derin bir nefesle. Duyduğu soru ile ise aldığı nefes, boğazında takılı kalmıştı.

"Vikont Seokjin'i mi düşlüyordun ben içindeyken?"

"Ne?" diye mırıldandı Taehyung, gözlerini aralarken.

"Ben içindeyken," diye tekrarladı Jeongguk. Sigarayı rastgele aşağı doğru attı ve ellerini Taehyung'un belinin iki yanına koydu, ince geceliğin üzerinden kendini ona biraz daha bastırdı. "Seokjin, diye inledin."

Taehyung kaşlarını çattı ve agresif bir ses tonuyla cevap verdi: "Seni ilgilendiren bir mesele değil. Bedenime dokunmana izin veriyorum diye, hayatıma da dokunabileceğini sanma."

Jeongguk, çocuksu bir tını ile mızmızlandı: "Sadece merak etmiştim."

"Etme," dedi Taehyung.

"Tamam," diye mırıldandı Jeongguk. Dudaklarını kendi diş izleri ile süslenmiş boyuna bastırmadan hemen önce ekledi. "Etmem."

Taehyung, boynuna bastırılan dudaklar ve kalça arasını zorlayan erkeklik ile inlerken küçük olan onu çektiğinde direnç göstermedi. Jeongguk, Taehyung'u belinden tutarak yönlendirdi ve hafifçe yüzünü yan duvara yaslamasını sağladı. Aynı anda kendi göğsünü büyüğün sırtına yaslamış, bir elini de onun saten geceliğinin içine sokmuştu.

İki parmak açık, meni kalıntıları yüzünden ıslak ve hassas deliğinin içine kaydığında Taehyung, yüzünü pürüzlü duvara daha çok yasladı ve kalçalarını Jeongguk'un parmaklarına iyice bastırdı. Parmaklar derine, ve tatlı noktasına ulaşana kadar daha derine girdiğinde sertçe inlemiş ve "Ah, devam et," diye mırıldanmıştı.

Jeongguk, bir eli ile kıvrılmış belin kenarlarını okşarken diğer eliyle de Taehyung'un deliğini talan etmeye devam etti. Dudakları boş durmuyor, diğerinin boynu ve yanaklarında geziyordu. "Odaya dönelim mi?" diye sorduğunda Taehyung başını sallayarak onu onayladı fakat biraz sonra etrafta yankılanan kırılma sesi ile ikisi de irkilmişti.

Jeongguk'un eli hala Taehyung'un geceliğinin içindeyken ve Taehyung da hala bir kolu ile duvardan destek alırken Jeongguk, göğsünü Taehyung'dan uzaklaştırdı ve sesin kaynağını görmek için evin içine doğru döndüler.

Seokjin'in yaşlarla dolu gözleri şaşkınlıkla aralanmış ve kırdığı vazoya küçük bir bakış attıktan sonra geldiği yolu hızlı adımlara geri dönmüştü. Merdivenlerden inerken çıkardığı sert adım sesleri kulaklarına dolduğunda Taehyung'un ilk tepkisi arkasındaki Jeongguk'tan kurtulup o tarafa doğru yönelmek olmuştu fakat sonrasında kendini durdurdu.

Hayır, arkadan koşan olmayacaktı.

Saçma bir onur meselesi değildi bu. Eğer onun arkasından koşarsa Seokjin'in bu kovalamaya güvenip daha çok kaçacağını biliyordu. O, Taehyung'un aksine bir korkaktı ve Taehyung bir korkak ile ne zamanını ne de herhangi bir duygu kırıntısını harcamaya niyetliydi.

Bu yüzden Jeongguk'un elinden tutarak onu odasına çekiştirdi ve gecelerine kaldığı yerden devam etti. Seokjin kendi dili ile söyleyene kadar başkalarını yatağına almaya devam edecekti. Eğer Seokjin istiyorsa, gelip yatağına girebilirdi ve Taehyung o zaman gözünü kırpmadan herkesi silerdi. Fakat o güne kadar Taehyung, her zamanki Taehyung olmaya devam edecekti.

beni öptüğün gece | taejinWhere stories live. Discover now