Bölüm 4: Sevgi kalbi öldürür.

80 15 128
                                    

Aşk bir zehir ve bedeni öldürür.

Koridorda otururken avuçlarımda açılan yaralara bakıyorum. Sabah onları tekrar sardığımda su topladıklarını görmüştüm. İyileşmesi bir hafta sürerdi. Dün Sunny sorduğunda ellerimi yaktığımı söylemiştim. Annemin de onları sardığı söyleyerek endişesini biraz azaltmıştım. Fakat yaram çok kötü gözüküyordu. Büyükannem bu sefer acımamıştı. Bir yanım ondan nefret ediyordu ama bir yanım ise... Kabul edilmeyecek şekilde onu seviyor ve üzülüyordu. Bu kadar endişeli olması onunda gergin olduğunu gösteriyordu.
Ellerimi kullanmakta bile zorlanıyordum. Sunny benim yerime eşyalarımı taşıyor ve yardım ediyordu. Sınıfa girdiğimizde üzerimdeki bakışları umursamadan sırama oturdum. Sunny eşyalarımı çantamdan çıkardı.

"Notlar hakkında endişelenme. Senin için alırım. Dikkatle alacağım ve..."

"Sunny sorun değil. Kendini bu kadar zorlama. İkimizde biliyoruz ki deftere en fazla üç satır yazabiliyorsun. Bir süre sonra uyuklarsın."

"Asla."

"Emin misin?" diyorum öne eğilerek. "O zaman sana güveniyorum."

İçten içe gülerek yapacaklarını merakla bekliyorum. Sunny not falan almazdı. Asla. O yüzden sınav günlerinde birlikte sabahlara kadar ders çalışırdık. En son beyni dayanamazdı. Ağlayarak sınavlara girerdi.

"İlk ders matematik. Nefret ediyorum ya. Sabahları bunu yapmak zorundalar mı?" diyor kafasını sıraya gömerek. Saçlarının ardından yüzünü göremiyorum ama ayaklarının pıt pıt vurma seslerini duyuyorum.

Bu sırada yanımıza Angel ve Mark geliyor. Meraklı bakışları benim ve Sunny'in üzerinde geziniyor. Zavallı Sunny hala devekuşu gibi kafasını sırasına gömmüş, tepiniyordu. Onu uyarmam gerekirdi ama fark ettirmeden yapsam iyi olurdu. Ayağımı uzanıp ona vurdum. Bunu yapmak epey zor olmuştu. Boyum fazlasıyla kısaydı. Bir elli yedi boyumla herkesin yanında bebek gibi kalmama sebep oluyordu.

"O iyi mi?" diyor Mark bana sorarak. Yüzümü ekşitecek bir gülümsemeyle ona bakıyorum. "Dün olanlar yani Jas..."

"Matematik." diyorum direkt. Jason yüzünden delirdiğini kimsenin düşünmesini istemezdim. "Ders matematik ve Sunny bu konuda berbat."

Sunny bir şeyleri fark ederek kafasını kaldırmasıyla Mark'la göz göze gelerek hemen bakışlarını kaçırdı. Kızardığını buradan görebiliyordum. Bu kız akıllanmayacaktı.

"Violet." diyor sertçe bana dönerek. Dönerken saçları o kadar hızlı savruluyor ki gözlerime giriyor. Acıyla sızlanıyorum. "Özür dilerim. İyi misin?"

"İyiyim. İyi." diyorum dişlerimi sıkarak. "İyi."

Bu sırada ellerimi kullanmak zorunda kalıyorum ama sargılar buna engel oluyor. Gözlerim gerçekten acımıştı. Hızla savrulan bir saç adeta kırbaç gibiydi.

"Bu arada ellerine ne oldu?" diyor ince bir ses araya girerek. Dönüp baktığımda soruyu soranın Angel olduğunu fark ediyorum. Dünkü gibi kötü bakışlar atmıyordu. Tam tersine merak ellerime bakıyordu.

"Kaza." diyorum sadece olanların açıklamak zor olacaktı. Hele ki dünden sonra.

"Nasıl bir kaza?" diyor Angel ama Mark onu uyarırcasına dürtüyor. Bakışları kardeşini adeta susmasını söylüyordu.

"Bir istediğin veya sorun olursa bana iletebilirsin Violet." Diyor Mark anlayışla. "Bu ellerle not tutmak oldukça..."

"Ben ona yardım ederim." diyor Sunny araya girerek. Sanki bunu yapmak onun göreviymiş gibi davranıyordu. Bu durum beni korkutuyordu. Not alırken kim bilir başımıza neler gelecekti. İşin içinde Sunny olunca korkuyordum.

KalpsizWhere stories live. Discover now