0.1|Sevgisizlik

271 19 12
                                    

Kitabı okumaya başlamadan önce tanıtım bölümüne gitmeniz rica olunur:)) Keyifli okumalar...

Medya: Okyanus Kandeniz

...

"İnsanları öldürmek için silaha ihtiyaç yoktur"

05.05.2012

(Yazarın Anlatımıyla)

Gözlerini, perdesinin arasından gelen Güneş ışıkları ile açtı. Yatağın içinde bir süre kıpırdandıktan sonra küçük ayaklarını yatağından sarkıttı. Komodinin üstünde olan takvime baktı ve heyecanla yatağından atladı. Tarihlerden 5 Mayıs'tı. Bugün bu küçük kızın doğum günüydü. Tam tamına 6 yaşında olacağı gün bugündü. Hemen dolabına özenle astığı elbisesini aldı ve elbiseye baktı. Bembeyaz olan bu elbise tıpkı gelinliği andırıyordu. Üstünde özenle işlenmiş taşlar, danteller vardı. Bunu giyecek olan kim olursa olsun tıpkı kuğuya benzerdi. Küçük kız hemen üstünü değiştirdi ve makyaj masasının sandalyesine oturdu. Beline kadar gelen sapsarı saçlarını özenle taradı. Saçları onun için her şeydi. Saçlarını, kendini koruma kalkanı olarak görüyordu. Bu zamana kadar özenle uzattığı saçlarına asla kıyamazdı.
Kafasını çevirip komodinin üzerinde olan saatte baktı. Zaman onun için çok önemliydi. Geçen her dakika doğum gününün bitmesine biraz daha yaklaşıyordu.

Saçlarını kulağının arkasına aldı, elbisesini düzeltti ve yavaş adımlarla odanın kapısına doğru yürüdü. Tam kapı kolunu tutup açacaktı ki içerden bağırışlar yükselmeye başladı. Küçük kızın annesi " Bu çocuğu ben istemedim anlasana. Bir gecelik bir şey için hayatımı mahvettin. Birde gelmiş haklıymışsın gibi karşımda dikiliyorsun." diyordu. Küçük kız hiçbir şey anlamamıştı. Ardından babası devam etti. "Hiç bir şey tek taraflı değildi Nazlı. Ailelerimiz böyle uygun gördü ve böyle oldu. Bu çocuğu bende istemiyorum. Ama ailemi sende biliyorsun. Şirketin hisselerini bana vermeleri için evlenmem gerekiyordu!" diye bağırdı. Küçük kız hiçbir şey anlamıyordu. Neler oluyordu böyle. Canından çok sevdiği anne ve babası gelip 'Ben bu kızı istemiyorum' mu diyordu yani. Küçük kız sadece kulağını kapıya dayamış içeride olup biteni dinlemeye çalışıyordu. Annesi sesini biraz daha yükselterek " SEN BENİ KULLANDIN POYRAZ. BEN SENİNLE EVLİ OLMAK BİLE İSTEMEDİM. NE OLURDU YANİ KİMSENİN HABERİ OLMADAN OKYANUS'U ALDIRSAYDIK." diyerek cümlesini bitirdi.

Evde bir sessizlik oldu. Birkaç dakika sonrada kapı çarpma sesi duyuldu. Ve bir kere daha... Küçük kız evde tek başına kalmıştı. Yalnız, kimsesiz ve darmadağın.

Yavaşça kapıya yaslanıp kendini yere bıraktı. 6 yaşındaki bir çocuk bunları algılayamazdı ama Okyanus çok zeki bir kızdı. Bu olayların hepsini algılayabilecek kadar olgundu. Bu iyi bir şey miydi yoksa kötü bir şey miydi bilmiyordu ama tek bildiği bundan sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağıydı. Kendini sıkmayı bıraktı ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. İşte şimdi okyanus içinde yaşayan balıkları tamamen öldürmüştü. Ama bunun olmasına o değil ailesi izin vermişti.

Okyanus gözleri kan çanağı olana kadar ağladı. Saatlerin nasıl geçtiğini anlamadı. Safir gözleri onu kendi yapan şeylerdi. Ama artık orada safir gözler yerine yakut kırmızısı gözler vardı. Saçı başı dağılmıştı, elbisesi yırtılmıştı. Annesi ve babasının onu istememesine mi bu kadar ağlamıştı yoksa onları çok saf bir şekilde sevmesine mi?

Saat tam 23.50'di. Doğum gününün bitmesine tam olarak 10 dakika kalmıştı. Yapayalnızdı. Kimse arayıp sormamış, doğum gününü kutlamamıştı. Gözlerini açacak hali bile yoktu. Duvara yaslanmış tam karşısındaki komodinin üzerinde olan saate bakıyordu. Ama saat su gibi akıp geçti.

YALNIZLIK RÜZGARIWhere stories live. Discover now