0.6|Perdenin Ardındakiler

92 5 1
                                    

Medya: Atlas Yıldırım

...

"Bir insan nasıl olurda hem her şeyinizken hemde hiçbir şeyinizi olabilir?"

Birçoğumuzun hayatımızla ilgili çok fazla hedefi var. İyi bir meslek, iyi bir gelecek, iyi şartlarda yaşamak ve huzurlu bir hayat.

Bunlar çoğumuzun gözünde harika imkanlarmış gibi gözükse de sanıldığından daha fazlası veya daha azıdır.

İyi şartlarda yaşamak isteriz çünkü zorluklar altında yaşamak insanı yorar. Biz fark etmesek de bizi yiyip bitirir. Her şey isteğimiz dışında gelişirken yapabileceğimiz tek şey pişman olmaktır. Neden daha çok çalışmadığımızı sorgularız. Neden daha fazla çaba gösterip iyi yerlerde olamadığımızı düşünür dururuz. Bu bizim acımızı ve yükümüzü arttırırken yapabilecek bir şeyimiz yoktur. Bu pişmanlıktır.

İyi şartlarda yaşamak isteriz çünkü insan oğlu rahatlığa düşkündür. Her koşulda rahat olmak isterler. Tembellerdir. Bu tembellik sanıldığından daha fazlasıdır. Çok çalışırlar, çok direnirler ve buralara gelirler. Fakat daha sonrasında çalışmanın sonucunun daha rahat bir hayat olmasını isterler, daha fazla yorulmak istemezler. Bu yanlıştır. Ne kadar çalışırsan, ne kadar çabalarsan hedefine ulaştığında bu çalışmanın iki katını sergilemen gerekir. İpleri ne zaman elinden bırakırsan her şey zincirleme bir kaza gibi birbirini takip eder. Bu güçsüz olmaktır.

İyi şartlarda yaşamak isteriz çünkü şimdimiz ve geleceğimiz mükemmel olsun isteriz. Pürüzsüz ve saydam bir hayat yaşamak isteriz. Tek bir sıkıntı olmadan ilerlemek isteriz çoğu zaman. Bunun imkansız olduğunu içimizde bir yerlerde biliyor olsak da o tarafımızı hep sustururuz. Her şeyin istediğimiz gibi olmasını, sonunda dilediğimiz gibi bir hayat yaşadığımızla avuturuz kendimizi. Bu saçmalıktır.

İyi şartlarda yaşamak isteriz çünkü kötü bir hayat ve kötü şartlar bizi zorlar. Olması gerekenden daha çok çaba sarf etmemiz gerekir. Çoğu zaman yorgun düşeriz bu yüzden. Çok çalışmak bizi bir uçuruma iter. Bazen o uçurumdan düşmemek için çabalasak da bazen uçurum ve karanlık bizi içine çeker. Yok oluruz. Bu tükenmişliktir.

İyi şartlarda yaşamak isteriz çünkü güçlü durmak isteriz. Başımız dik, gözümüz keskin olup güçlü gözükmek isteriz. Güçlü durmazsak bu hayatın bizi içine çekeceğini hep biliriz. Çok çabalarız, çok çalışırız. İstediğimiz yere gelene kadar tırnaklarımızla kazırız geleceğimizi. Kaderimizi biz belirleriz. Kendi ellerimizle yazar veya sileriz. İpler elimizdeyken işlerin yolundan çıkmasını istemeyiz. Bu yüzden hep dizginleriz hayatımızı. Bazı alışkanlıklarımızı bırakır, sadece sonuca odaklanırız. Bu başarıdır.

İyi şartlarda yaşamak isteriz çünkü gelecekteki ailemize güzel bir yaşam sunmak isteriz. Çocuklarımız iyi koşullarda büyüsün diye çabalarız. Onların zorluk çekmemesi için çalışırız çoğu zaman. İyi bir anne, iyi bir baba ve iyi bir ebeveyn olmak için varımızı yoğumuzu ortaya koyarız. Bu gerçek sevgi ve merhamettir.

Geleceğimiz ile bir çok hayalimiz vardır. Yukarıda sayılanlar bunların sadece bir kaçıdır. Bazen bunların hiçbirine gerek kalmadan ailemizden gelen para ile de istediklerimi rahatlıkla yapabiliyorken bazense sadece kendimiz başarmak isteriz. Ailemizin gölgesinin altında kalmayıp kendi adımızı duyurmak isteriz. Kendimiz bir şeyler başarıp, insanların bizi başarımızla tanımasını isteriz.

Böyle bir hayat yaşayan insanlar hep içine kapanık olur. Asla aileleri gibi olamayacaklarını düşünür dururlar. Bu düşünce onları kariyer yapmaktan ve hedeflerden uzaklaştırır. Bunu yapmak istemeseler de ellerinden pek bir şey gelmez. İyi yerlere gelseler de yine o soyadının altında kalmaktan, dipsiz bir kuyunun içine düşmekten korkarlar.

YALNIZLIK RÜZGARIWhere stories live. Discover now