1- KAVGA

573 34 18
                                    

Tarih, günümüze bir çok farklı şekilde yansır. İyi ya da kötü, acı ya da tatlı. Ama tek bir değişmez gerçek vardır ki, atalarımızın yaptığı her şeyin bedelinin bizim üzerimizden ödendiğidir. Kurdukları ve yıktıkları sistemler, inandıkları ve uğruna savaştıkları şeyler bizim bu günümüzü, yarınımızı kurar. Onlar hata yapmış olabilir, sorun değil. Aman diyelim de bizim hatamız, geçmişteki olaylardan ders çıkarmadan bir gelecek kurmak olmasın. Kay Snyder, tam öyle bir dönemde yaşıyordu işte. Geçmişte yaşananlardan ders çıkarılmadan kurulmuş yeni bir düzenin olduğu dönemde. İyi tarafı ise Kay bunun bilincinde bir kızdı. Bunun iyi bir şey olası gerekirdi, değil mi? Ne yazık ki değil. Bazen gerçekleri fark etmek hiç düşünemeyeceğiniz tehlikeli sonuçlara yol açabilir. Bazen sadece sıradan, cahil insanlar gibi kör olmak en iyisidir. Çünkü sizin gerçekleri görmenizi engellemek isteyen her kimse, inanın bana iyi bir sebebi olabilir.

Geçmişe gidelim. Çok geçmişe. Hava, su, ateş, toprak ve ruh Titanlarının birleşip Dünya gezegenini oluşturmadan önceki zamana. Evet, dediğim gibi, çok geçmiş. Evrende oluşmuş binbir çeşit element Titanlarından beşi (hava, su, toprak, ateş ve ruh) birleşti. Hepsi Dünya'ya can veren bir parçaydı. Ateş, Dünya'nın çekirdeği, temeli oldu. Toprak, bir örtü gibi çevreledi gezegeni. Su, karaya yayıldı gelecek varlıklara can olmak için. Hava, gezegenin etrafını sardı. Son olarak Ruh Titanı; Suya, Ateşe, Havaya, Toprağa ve oluşacak varlıklara hayat verdi. İlk insanların oluşmasıyla Titanlar, bazı insanların Toprak Titan'ı tarafından yer yüzüne bırakılmış özel taşlardan sihir alıp onları kullanabildiklerini fark etmişler. Ne var ki her insanın bunu yapamıyor olması, ilkel toplumun iki gruba bölünmesine sebep olmuş. Bundan hoşlanmayan dört Titan (Ateş, Hava, Su ve Toprak) kendi güçlerini yeryüzündeki bir grup güçsüz insana aktarmaya karar vermiş. Bir kesimin bunu reddetmesi sonucu Titanlar, güçlerini sadece isteyen kısma aktarmış. Böylece Dünya üzerinde üç çeşit insan oluşmuş; sıradanlar, büyücüler ve cadılar, doğuştan Titanların gücüne sahip olan Elementor'lar. Büyücüler ve Elementor'ların soylarının birleşmesi sonucu, yeni güce sahip Elementor'lar ortaya çıkmış. Bu, Elementor'ların gelişmesini sağlamış. Büyücü ve cadı olanlar sihirli taşlar olmadan güce erişemezken, Elementor'lar içinde güçle doğuyormuş. Fakat onlar da taşlardan sihir alamıyormuş. Titanların eşitlik amacıyla yaptıkları şey, insanların gelişmesiyle daha büyük haksızlıklara yol açmış. Elementor'lar güçlerinin farkına varmaya başladıkça kapıldıkları rehavetle geçmişlerini, nereden geldiklerini unutmaya başlamışlar. Gücün verdiği hazla, bunu kullanabileceklerini fark etmişler. Bu fikre kapıldıktan sonra üstünlük kurmaları uzun sürmemiş. Onlar Dünya'yı hayasızca hakimiyetleri altına alırken diğer iki ırkın baş kaldırışıyla, asırlara etki edecek olay başlar; savaş.

Savaş, üç ırkın da birbirinden daha da fazla ayrılmasına neden olur. Her biri bu güç zincirini kırıp en üste çıkmak istemektedir. Halkın bazı kesimleri savaştan yana değillerdir. Umutsuzca savaşların durması için çırpınırlar. Hatta bazıları, yüz yıllar önce Dünyadaki adaletsizliği çözdüğünü sanıp sonsuz uykuya dalan Titanları uyandırmaya bile çalışır. Zamanın savaş dolu akışı, üç ırkı birbirine tamamen düşman eder. Bitmeyen ve asla Elementor'ların yenilmediği savaşlar sonucunda, beklenmedik bir güç ortaya çıkararak üç ırkı birleşik bir sistem kurmaya zorlar. Kendinden büyük bir güçle ilk kez karşılaşan Elementor'lar bu günün, Kay Snyder'ın döneminin sistemini kurmaya ön ayak olur. Tek problem, bu sistemin de aldatmaca olmasıydı.

30 Ağustos Pazartesi 2012

Kay Snyder, Kuzey Krallığı'nın 9-1-2 kanadında doğmuştu. Kanında Elementor kanı akan bir kızdı. Şimdiki adıyla o bir Asildi. Evet, bu kurulan sistemin getirdiği bazı unvanlar vardı. Elementor'lar Asil, Büyücüler ve Cadılar Olgun, sıradan insanlar ise Ordi. Kay'in tarihe yön veren, her savaşı kazanan ve en güçlü ırkın kanına sahip olması bir avantaj olmalıydı. Zaten bu günlerde Asil demek, öyle sıradan bir şey değildi. Asiller her zaman en iyi yaşam şartlarına sahipti. Asiller her zaman herkesten bir adım öndeydi. Asillerin çoğunun çalışmasına bile gerek yoktu çünkü onlar yönetendi. Asillerin para birimi dahi Olgun ve Ordiler'inkinden değerliydi. Eh, bütün bunlara göre Asil olarak doğmak bir ayrıcalık sayılmalıydı değil mi? Peki Kay bunu bir ayrıcalık olarak görüyor muydu? Kay Asil olmakla gurur duyuyor muydu? Aslında bakarsanız, Kay Asil olmayı umursamıyordu. Hatta ve hatta, Kay hayatının bir kabusa benzediğini düşünüyordu.

MÜZMİN JÖNLER KONSEYİ 1: Lenobia'nın HafızasıWhere stories live. Discover now