past not past

1K 77 131
                                    

bolum sarkisi: nct127-chain

iyi okumalar <3

Üzerindeki kırmızı kadife kumaştan yapılan gömleği bıkkınlıkla çekiştirirken merdivenlerden yavaşça iniyordu Pete. Birazdan Vegas'ın yanına gidecek, keskin bakışlarına maruz kalacaktı. Bedeni bu düşünceyle daha da gerilirken derin bir nefes verdi. Üzerindeki gömleği daha da çekiştirirken birden durdu ve iç çekti. Vegas'ındı bu kırmızı gömlek, kendi giymişti giymesine ama anlaşılan Pete'in üzerinde de görmek istemişti. Deri pantolonu ise o Tawan denilen gencin giydirdiği açıktı.

Uzun koridordan geçerken boy aynasına takıldı gözü, kalçasını açıkça belli eden bu pantolon bacaklarını da sıkı sıkıya sarıyor, tüm vücut hatlarını cesurca ortaya seriyordu.

Yerin dibine girdi Pete aynada kendine baktıkça. Her zaman rahat şeyleri giymeyi severdi fakat şu an üzerindeki kıyafetlerin rahatlıkla uzaktan yakından alakası yoktu. Üstelik Vegas'ın gömleğiydi bu, nasıl rahat olabilirdi ki!

"Yarım saattir seni bekliyorum, ama sen burada durmuş kendine mi bakıyorsun?"

Duyduğu sesle bakışları aynanın yanına yaslanmış Vegas'a kayarken yakından daha da çekici görünen beden yüzünden gerilemişti Pete.

"Ve-Vegas-"

"Hm? Bana bir şey mi söylemek istiyorsun tatlım?"

Alayla üzerine doğru yaklaşan Vegas'a karşılık hiçbir şey yapamazken beyninde yankılanan tatlım kelimesi hepten aklını karıştırmıştı Pete'in. Ne yapacağını bilemez bir şekilde vücudunu duvar ile arasına sıkıştıran Vegas'a bakarken keskin bakışlar nefesini kesiyor, hareleri korku ve heyecandan ürkek bir titremeyle kendisine koyu irislerini diken Vegas'ın üzerinde geziniyordu.

Tanrım, dedi içten içe Pete. O çok yakışıklı ve bana aklımı kaybettiriyor.

"Dilini mi yuttun Pete?"

Vegas çenesine elini koyduğunda transtan çıktı ve kaçmak adına beyaz takım elbiseli bedenin kolunun altından geçmek üzere eğildi Pete lakin izin vermemişti Vegas, ensesindeki yakasından tuttuğu gibi Pete'in kaçtığı yönün tersine doğru ilerlerken elinden kurtulmaya çalışan bedeni umursamıyor, yalnızca peşinden sürüklüyordu.

"Vegas, bırak beni!"

"Ah, hayır tatlım, henüz değil. Sana göstermek istediğim bir şey var."

Geri geri yürümeye çalışırken yeniden tatlım demesi üzerine korkuyla bakışları arkasındaki bedene döndü Pete'in. Kayıtsızdı yüzü, büyük ihtimalle dalga geçmek için böyle diyordu Vegas fakat bu kelimenin Pete için önemini bilse bırak ağzına almayı, hatırlatmazdı bile.

"Bana tatlım deme." Çırpınmayı bırakıp Vegas'ı kuzu kuzu takip etmeye başlamadan önce fısıldadı Pete.

Vegas duydu bu sözleri, başta bir şey söylemek istemedi lakin gülümsemesini tutmamış, salladıktan hemen sonra alayla söylenmişti. "Pekâlâ, tatlım."

"Burası neresi?"

Girdikleri odaya merakla bakarken kapının kapanmasıyla arkasına dönmüş, kendisine gülümseyerek yaklaşan Vegas'ı görmesiyle gerilemişti Pete.

"Ve-Vegas?"

"Burası özel bir oda, yalnızca ikimiz için."

Zoraki bir gülümseme verdi ve başını salladı Pete, hızla önüne dönerken odayı incelemeye devam etmişti sessizce. Vegas'ın bakışlarının üzerinde olduğunu bilse de sesini çıkarmıyor, fark etmemiş gibi yapmaya çalışıyordu.

Güldü onun bu haline Vegas, Pete'in endişelendiğini, huzursuzlandığını ve gerildiğini biliyordu. Kızarmış yanaklarından da utandığını anlarken güzelliği karşısında iç çekmeden edemedi, bu çocuk hep böyle nefesini mi kesecekti?

"Sen bana ne yapıyorsun, haberin var mı?" bir haberdi Vegas yaptıklarından. Kollarını Pete'in beline sararken de, omuzuna öpücükler kondurmaya başlarken de tamamen kendinden geçmişti. "Pete Phongsakorn, böylesine bir çekiciliğin sorumluluğunu almak zorundasın."

Pete şaşkınlıkla omuzuna çenesini koyan bedene döndü, çekici mi bulmuştu Vegas onu? Oysaki ortalama Taylandlı erkek gibi görürdü kendini, çok da yakışıklı olduğunu düşünmüyordu. Ama Vegas şimdi öyle diyince birden yüzünün nasıl göründüğünü merak etti. Acaba o Tawan denilen genç makyaj mı yapmıştı? Oysaki makyajın ağırlığını hissetmemişti.

"Vegas, sarhoş musun?"

Uzun uzadıya düşündükten sonra kendince tek mantıklı sonuca varan Pete arkasına dönmek istedi lakin izin vermedi Vegas. Öylece sarıldığı bedenin kokusunu içerken kıpırdamasına izin vermiyordu.

"Ve-Vegas?"

"Şşh, sessiz ol, sana odaklanmakla meşgulüm..."

"Neden bana odaklanıyorsun?"

Pete diline hakim olamayıp sorduğunda kıkırdama kazandı arkasındaki bedenden. Sanki cevap açıktı da Pete bunu göremiyormuş gibi davranıyordu Vegas.

Oysaki cevap gerçekten de açıktı lakin Pete bunu görmek istememişti.

"Gözümün senden başkasını görmesini istemiyorum," iç çekip yavaşça Pete'ten ayrılan Vegas'ın gözleri hayal kırıklığı ile doluydu. "Senin de beni görmek istemediğin gibi."

Pekâlâ, anlaşılan o ki Vegas eski defterleri açmak istiyordu.

Pete ise o defterleri çoktan rafa kaldırmıştı bile.

slm slm slm

biraz uzun zaman olmus kusura bakmayin

olaylari kafamda kurmak ve duzen vermek zaman aldi ama sanirim oturtturdum her seyi. umarim siz de begenirsiniz >-<

saglicakla kalin, vegaspete ile kalin!

optum hepinizi, bye bye >3<

call me master | vegaspete Where stories live. Discover now