17.Bölüm

985 70 1
                                    


Keyifli okumalar!

Gelen mesajı bir 50 defa okuduktan sonra telefonumu kenara koymuştum. Başım ellerim arasında yatağa oturmuş düşünüyordum. Böyle bir şey cidden olabilir miydi? İçimden bir ses bu mesajın yalan olmadığını bas bas bağırıyordu. Bana yapılan acımasızca şey bir başkasına daha yapılabilirdi. Korumak adı altında kardeşimin abimin veya belkide ablamın hayatını bir yalan içine kurmuş olabilirlerdi. Neden bir anda bilinmeyen bir numaradan gelen bu mesaja bu kadar inanmıştım bilmiyordum. Yalanda olabilirdi. Fakat olmayadabilirdi. Bunu anlamanında tek bir yolu vardı. Telefonumu elime alarak çıktığım mesaj paneline tekrar girdim. 'Sen kimsin?' yazmak saçma olurdu sanki tanıyacaktım? Kim olduğuyla ilgilenmiyordum zaten.

Ben: Sana neden inanayım?

diye yazdım ve hiç düşünmeden gönderdim. Bana mesaj atan kişi anında çevrimiçi olurken kalbim heycandan yerinden çıkacaktı resmen.

Bilinmeyen numara: Bir video gönderdi.

Ne? Video mu? Evet şu an cidden kalbim yerinden çıkacaktı. Ellerim titremeye başlarken kendime kızdım. Sakin ol Çağla. Şu an saçma bir şakanın içinde de olabilirsin. Video tek izlemelik bir video olduğundan masamın üzerinde duran tabletimi alıp video kaydını başlattım. Ne olur ne olmaz salak değiliz çok şükür. Derin bir nefes alıp videoyu açtım.

Görüntüde annem vardı elindeyse ultrason fotoğrafı tutuyordu. Çok mutlu olduğu yüzünden belliydi. Kameraya kocaman gülümseyerek "Bugün minik bebeğimizin cinsiyetini öğrenmeye gittik fakat daha güzel bir şey öğrendik." dedi ve kıkırdadı. Ne kadar da güzel gülüyordu. Çok güzel bir kadındı. Kameraya doğru elini uzatarak "Hayatım sende gelsene beraber olalım" dedi. Bir anda kadraja biyolojik dady girerken onunda mutluluğu gözlerine yansımıştı. Annemin yanına gelerek saçlarından öptü ve kameraya dönerek konuşmaya başladı "Biz bugün bir değil iki minik bebeğimizin olacağını öğrendik." dedi. Annem eş zamanlı olarak gülerek alkış yapmıştı ve video bitmişti.

Hayır ben bittiğini sanmıştım ama video devam ediyordu. Sadece başka bir videoya geçmişti. Bu sefer kadrajda sadece biyolojik dady vardı ve kollarında iki tane bebek. Gülerek bebeklere bir şeyler söylüyordu ama tam olarak anlaşılmıyordu. "Baba banada ver kardeşlerimi bende tutacağım." diye bir ses geldi. Küçük bir erkek çocuğunun sesiydi ve kamera açısında değildi. Ya Çağan'dı ya da Çağrı.

"Çağan babacım onlar daha çok küçükler bir süre en azından kucağına almaman onların sağlığı için daha iyi." dedi biyolojik dady aşağı doğru bakarak. "Onları en çok ben korurum baba niye sağlıklarına zarar vereyim?" diye sinirle söylendi küçük Çağan. Bu sefer video tamamiyle bitmişti.

Ne düşünmem gerektiğini ne yapmam gerektiğini dahi bilmiyordum. Bir ikizim mi vardı? Aynı benim yaşadıklarımı yaşayan hemde? Bu nasıl olabilirdi? Bu konuyu biyolojiklere sormadan tek başıma çözecektim.

Bizimkilerle olan gruba girip yarın okuldan sonra buluşmamız gerektiğine dair bir mesaj çektim ve telefonumu kapatıp yanıma bıraktım. Çünkü beni soru yağmuruna tutacaklardı ve şu an konuşmak istemiyordum. Kafamdaki milyonlarca düşünceyle uykuya daldım.

***

"Ne uykucu bir şeysin sen ya! Hadi kalk bak okula geç kaldın." diye başımda söylenen Çağrı'ya kısık bir bakış attım ve ona sırtımı dönerek uyumaya devam ettim. Ne yapayım uykum vardı!

"Abiye sırt çevrilir mi hiç kalk bakayım!" diyerek beni kucağına alan Çağrı'ya tepki bile vermedim. Kendimi yorgun bitkin halsiz hissediyordum. "Abicim hadi ama cidden uyanman lazım." diye söylenerek kucağında benimle birlikte aşağı inmeye başladı. Bende gözlerimi açmadan ve hiç efor harcamadan kahvaltıya inmenin keyfini yaşıyordum.

Akrep Prenses (Aile kurgusu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin