2 / blow it up

1.1K 125 171
                                    

İyi Okumalar ✨  | ACE 🃏

Satır arası yorumlarınızı bekliyorum :3

Satır arası yorumlarınızı bekliyorum :3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Seoul / 00.01

"Burası Tokyo'ya benzemez."

Başını öne eğmiş, sessizce parmakları ile oynuyordu. Küçüklüğünden beri ona öğretilen şey buydu. Sus ve dinle.
"Güçlü bir kadın olduğunu sanıyordum Hwan. Daha doğrusu Ace'in güçlü biri olduğunu sanıyordum." Çenesinin kasıldığını hissetti. Birbirlerine bağlanmış olan parmaklarını çözerek ellerini koltuğun iki yanına yerleştirdi. "Ben güçlüyüm baba." Her kelimesini bastırarak söylemeye özen gösterdi. Ben güçlüyüm, diye tekrar etti içinden. Karşılığında cevap olarak kısa bir sessizlik aldığında yerdeki bakışlarını kaldırma cesaretinde bulundu.

Bay Kim, mimiksiz suratı ile hasta yatağında uzanmış gözlerini ona dikmişti. Onun yüzündeki ifadeyi okumaya çalıştı. Her defasında denerdi. Babasının duygusuz bir duvardan farksız olmadığını bilir ama yine de onu anlamaya çalışır, bunu denerdi.
"Tokyo sana farklı bir hava katmış. Kendine güvenin yerine gelmiş." Bay Kim'in kısık çıkan sesine rağmen tüm kelimeleri teker teker idrak etti Hwan. Babasına hak verdi içten içe. Zorla gönderildiği Tokyo sürgününde çok şey öğrenmişti. Onu Ace yapan her şeyi orada öğrenmişti.

Tokyo'daki anılarını hatırlamaya başladığında babasının otoriter sesi onu kendine getirdi. "Gösteri zamanı."

Afallayarak kaşlarını çattı Hwan. Babasının direkt konuya girmek yerine şifreli konuşmasından nefret ediyordu. Bay Kim serum takılı kolunu havaya kaldırarak işaret parmağı ile Hwan'ı işaret etti. "Yüzünü gösterme zamanının geldiğini söylüyorum. Sen saklanmaya devam ettikçe insanlar seni zayıf görecek. Dün Minho, yarın bir başkası. Sana saldırmaya devam edecekler."

Hwan itiraz etmek istese de sessiz kaldı. Dişlerini sıkarak oturduğu deri koltukta biraz daha arkasına yaslandı. Babası haklı olabilirdi. Ama kendisi buna hazır mıydı pek emin değildi. Çenesini eline yaslayarak gözlerini kapattı birkaç saniyeliğine. Şu an da tek yapmak istediği kendi evindeki yatağına kavuşmaktı. Ama o, ona biçilen bu rolü oynamaya devam etmeliydi.

"Aklındaki tüm o soru işaretlerini yok et. Yapman gerekeni söyledim. Yap."

Daha fazla dayanamadığını hissetti. Gözlerini araladığı anda ayağa kalkarak babasına üstten bir bakış attı. "Baba bu işi kendi yöntemlerimle halletmeme izin ver." Bunu istemenin saçma olduğunu biliyordu. Çünkü babasını tanıyordu. Kim Honjoong kararlarından vazgeçmezdi. Kararlarının sorgulanmasından ise nefret ederdi. Ve çoktan son sözünü söylemişti. Hwan'ın ne yapması gerektiğini açık şekilde ifade etmişti. Burnunun ucuna düşmüş olan gözlüğü çıkarırken kafasını iki yana salladı. "Nefesini boşa harcama. Sana söyledim, burası Tokyo'ya benzemez. Eğer güç ve saygı istiyorsan onu kendi elin ile almalısın. Sadece ismin sana yardım etmeyecek, Ace."

ace | lee know  ✔ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin