"Tehlikeli bir adam olduğunu duydum Lee." ✔
Kore'nin en ünlü mafyalarına bile sadece ismi ile korku saçan Ace, Lee Minho'nun dikkatini çekmişti.
🌟tüm hakları bana aittir.
🌟angst değildir.
🌟 aşırıya kaçmayacak şekilde cinsellik içeren sahneler...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Seoul / 20.34
"O adam hâlâ konuşmamak konusunda ısrarcı mı?" Odaya giren Changbin bu soruyu soran Subin'e bakarak kafa salladı. "Dayak veya işkence adama işlemiyor. Ağzından tek bir laf alamadık. Mekanları dağıtması için biri onu gönderdi bu açık ve net. Ama kim? Asla söylemiyor kimin kuklası olduğunu."
Hwan gözlerini karşısına oturan Changbin'den ayırmadı. "Kim olduğunu düşünüyorsun peki?"
Changbin bıkkın bir şekilde kafasını geriye yasladı ve sesinin yorgun çıkmasını umursamadan yanıtladı. "O Lee Know denen adam. Bu çok net. Onun dışında kimse buna cesaret edemez."
Hwan'ın kaşları havalandı. O ağzını açmadan konuşan kişi Subin oldu. "Changbin'e katılıyorum. Bu işin arkasında Lee Know var. Depoları patladıktan sonra hızlı bir intikam almak istedi ve bunu yaptı. Sence de öyle değil mi?"
Hwan kafasını olumsuz anlamda iki yana salladı. "Eğer bu işin içinde o olsaydı bir kuklanın arkasına saklanmazdı. Aksine yaptığı hamleyi herkesin duymasını sağlardı. Bu işin arkasında kim varsa saklanmak istiyor. En azından bir süreliğine." Oturduğu sandalyeden kalkarak cam duvarlara ilerledi.
"Eğer kim olduğunu öğrenirsem onun işini bitireceğimi biliyor."
Aşağıdaki şehri izlerken aklından bir sürü düşünce akıp geçiyordu. Yorucu bir günün ardından daha fazla düşünmek istemesede yapacak daha iyi bir şeyi yoktu. Odada sessizlik hakim iken kapının tıklatılmasıyla Hwan dönerek masasına ilerledi. "Gel."
Kapı açıldığında içeriye Mina girdi. Elindeki kutuyu sıkıca tutarken küçük bir baş selamı verdi. "Efendim maskeli biri bu kutuyu sizin adınızı vererek güvenliğe bırakıp kaçmış. Tüm kontroller yaptırdım merak etmeyin. İçinde herhangi bir patlayıcı yok. Bir de kutunun üzerinde küçük bir mektup var." İlerledi ve topuklu ayakkabılarının tok sesinin duyulmasını izin verdi.
"Bu tam olarak ne zaman oldu? Ve kişinin kimliği tespit edilebildi mi?" Kutuyu Hwan'ın masasına bırakan Mina sorularını cevaplamak adına Subin'e döndü. "Bir saat önce. Kontroller uzun sürdüğü için hemen haber veremedim. Ve maalesef kimliği tespit edilemedi efendim. Ancak bir erkek olduğu kesin."
Hwan kutuyu önüne çekerek kafa salladı. "Sen çıkabilirsin Mina. Teşekkürler." Mina bir baş selamı vererek hızla odadan ayrıldı.
"Hwan istersen ben açayım." Changbin ayağa kalkarak masanın diğer tarafına dolaştı. Hwan kafasını olumsuz anlamda iki yana sallayarak kutunun üzerindeki mektubu ellerinin arasına aldı. "Biri aptalca bir şaka yapıyor olmalı." diye mırıldandı Subin onların yanına ilerlerken.
Zarfı açarak içindeki notu çıkaran Hwan sesli bir şekilde okumaya başladı.
"Vücudunun her tarafına yazılmışken geçmiş, kaçman imkansız.Daha fazla zamanın yok. Daha ne kadar kaçacaksın, Ace?"
