BİLMECE

69 40 7
                                    

     Fedua iştahla yaptığı yemekleri yiyen adama baktı. Birinin yemeklerini beğenerek yemesi hoşuna gidebilirdi tabii sanki yıllardır tanışıyorlarmış gibi anahtarla girip onlarla akşam yemeği yiyen adamın kim olduğunu biliyor olsaydı. Rüzgâr'ın kardeşi olduğunu bilmenin dışında. Yemeklerini bitirdikten sonra kahveleriyle bahçeye çıktılar.

"Aldığın davayı anlat bana." diye sordu Eyinç keyifle kahvesini yudumlarken Mısra'ya içtenlikle gülümsedi.

"Çağrı karısı Ilgın'ı öldürmekten içerde yatıyor. Onunla görüştüm ve eşinden şüpheleniyor. Ama arkasından bir günlük ve günlükte yazan şeyleri doğrulayan bir darp raporu var"

"Vay, ilginçmiş!" Mısra için de hayli ilginçti. Zaman geçtikçe iş içinden çıkılmaz bir hâl almaya başlıyordu. Yani Eyinç'in yardımına gerçekten ihtiyacı vardı.

"Karısı davadan tam bir gece önce ölmüş. Çağrı'da Ilgın'da aynı okulda öğretmen ve Çağrı oradaki öğretmenlerden Yaprak ile yasak bir aşk yaşamaya başlamış. Ilgın'dan boşanmak istemiş ama kadın birlikte olmamaları için boşanmak istememiş. Ben öğrencilerin de ağzını aradım ve Yaprak'ın daha önce Ilgın'nı kapalı bir şekilde tehdit ettiğini öğrendim." Eyinç ellerini birbirine vurdu.

"Üç ihtimal var o halde: Ya İlgın kendisini aldatan eşinden intikam almak için dahiyane ama bir o kadar da şapşalca bir planla kendini öldürdü ya Yaprak ısrarla boşanmak istemeyen ve sevgilisiyle arasına giren karısını ortadan kaldırdı ya da Çağrı gerçekten de karısını öldürmüş bir katil."

"Vay canına! İşte bu gerçekten ilginçmiş." diye alayla dudak büktü Fedua.

"Yaprak bugün büroya geldi ve beni resmen katil olmadığına ikna etmeye çalıştı." Eyinç gözlerini irice açtı.

"Ve bu da ilginç, evet biliyoruz." Diyerek lafı ağzından aldı Fedua bezinlikle.

"O kızda bir şeyler var yenge. Yarın onu izlememiz gerekiyor. Şüpheli hareketleri var mı yok mu incelemeliyiz. Öncelikle bahsettiğin günlüğü inceleyebilir miyim?"

"Tabii. Ada benim için bir örneğini almıştı. Odamda alıp geliyorum hemen." Mısra komodinin üstünde duran  fotokopileri düzenleyip geri döndü. İki düzine kadar kağıdı Eyinç'in eline tutuşturdu. Eyinç on beş dakika kadar kağıtları inceledi sessizce.

"Çok tuhaf değil mi? Tamamında hep Çağrı'nın tehditinden ve şiddetinden bahsediyor. Bu kız öncesinde ve sonrasında da hiç mi bir şey yaşamadı? Ne okuldan ne öğrencilerden ne de arkadaşlarından  bahsediyor. Boşanmak isteyen taraf zaten Çağrı. Tehdit ediliyorsa ve Çağrı'dan korkuyorsa neden boşanmak istemesin ki Ilgın? Tuhaf bir şekilde asla isim kullanmamış. Dahası son sayfadaki şu sayılar ve şiir de ne böyle?" kağıdı Mısra ve Fedua'ya doğru çevirdi. 19, 76, 71, 76, 63

"Bunlara ben de anlam veremedim. Altındaki şiir çok tuhaf asıl."

"Birinin ölmesi gerekti

Bir diğerinin yaşaması için.

İki sevgili kavuşmamalıydı

Bir annenin isteği için." Fedua'nın sesli okuduğu dörtlükten sonra herkes gerildi. Tüyler ürpertici Bir şiirdi. Davanın zaten karışık olması yetmiyormuş gibi bir de devamlı olarak başka ihtimaller çıkıyordu karşılarına.

"Yaprak, Çağrı ve Ilgın üçlüsünden bahsediyor belli ki ama anne kim? Bu sayılar ne?" Eyinç saçını karıştırdı öfkeyle.

"Belki sadece öylesine sayılardır." diye fikir yürüttü Fedua. Eyinç ve Mısra aynı anda kafalarını salladılar olumsuz anlamda.

"Bir anlamı olmasaydı okla şiiri işaret etmezdi."





BİRAZ MAVİ İSTİYORUMWhere stories live. Discover now