1✧Dızo Sincap

4.9K 323 1.4K
                                    

tarih alim

/⁠╲⁠/⁠\⁠╭⁠(⁠•⁠‿⁠•⁠)⁠╮⁠/⁠\⁠╱⁠\

✧✧✧

İşte, yine müdürün odasındaydık. Jisung ile ettiğimiz kavgaların sonu her zaman müdürün odasında bitiyordu. Bu seferki kavgamız da Jisung'un beden kıyafetinin içine kaşıntı tozu dökmemle başlamıştı.

Jisung çocukluğumdan beri her zaman rakibim ve düşmanım olan, ölümüne nefret ettiğim kişiydi. Aynı okulda olmamız da sürekli olay çıkardığımız anlamına gelmekteydi.

Müdürün sabrını her ne kadar zorlasak da ailelerimiz sağolsun sadece uyarıp gönderiyordu.

Yani normalde öyle yapardı, bu sefer adamı cidden delirtmiş olabiliriz.

"LAN AMINA KOYDUĞUMUN SALAĞI, SIRF KEDİLİ ANAHTARLIĞINI ALDI DİYE KIYAFETE KAŞINTI TOZU DÖKMEK NE?"

Ortamı kaynatmak için oryantal dans mı yapsam?

Tatlı olduğunu düşündüğüm gülümsemem ve ses tonumla konuşmak ölüm riskimi azaltırdı muhtemelen. "Hocam sanki bi gerginsiniz bugün, evde işler iyi gitmiyor heralde."

"Sanane lan adamın özel hayatından" başladı işte benim mesai.

Kaşlarımı çatıp bakışlarımı karşımdaki sandalyede oturan elemana çevirmiştim. "Sen hiç konuşma lan dızo sincap!"

"Yemin ediyorum bıktım, ikinizden de kavgalarınızdan da bıktım. Ulan bu sefer değil aileniz, 7 sülaleniz gelse de sıyrılamazsınız." isyan edercesine konuşan müdür sustuğunda bu sefer Jisung konuşmaya başlamıştı.

"Hocam ben bu sefer suçsuzum, ne yapacaksınız bu herife yapın. Beni hiç saymayın."

"Hırsızlık ne zamandan beri suç değil?"

"Yalnız çalmadım. Kaybetmiştin, buldum, geri vermedim." benimle iddialaşırcasına konuşuyordu. Madem tartışmaktan yana, o halde tartışırız.

"Bana ait olduğunu bildiğin bir şeyi olduğu yerden alıp geri vermiyorsan, bu alıkoymadır. Yani diğer bir deyişle, hırsızlık. Hatta halk arasında dızcılık da deniyor, sen daha iyi bilirsin tâbi."

"İstemeyi denedin mi ki geri vermemi istiyorsun?"

"İstesem verecektin sanki."

"Sen istesem verir miydin?"

"Neyi?"

Bu tuhaf muhabbet daha ne kadar tuhaflaşabilir diye içimden sorgularken, Jisung'un çapkın gülümsemesiyle beraber bana yiyecekmiş gibi bakmaya başlamasıyla daha da tuhaflaşmıştı.

Sessizliği bozan müdürün hâlâ kulağa sinirli gelen sesi olmuştu."Yeter konuştuğunuz, ikiniz de cezalısınız."

"Onu anlarım da ben niye ceza alıyorum?" benimle tartışmaktan hırsını alamamış olacak ki, müdürle de her an tartışmaya girmeye hazır şekilde konuşmaya başlamıştı.

"Ne cezası şimdi amına- hocam?"

"İkiniz de güzel duygularınızı içeren birer şiir yazacaksınız ve törende tüm okulun önünde karşılıklı okuyacaksınız."

Seni Kendime Sakladım ✧ MinSungOù les histoires vivent. Découvrez maintenant