❄44.Bölüm

26.2K 908 48
                                    

''Gözlerini açıyor,'' dedi bir ses. Gözlerimi aralamaya çalışıyordum. ''Eylül beni duyabiliyor musun?'' Sesler... O kadar çok gürültülü geliyordu ki başım ağrıyordu. Tepedeki ışık gözlerimi kısmama neden olurken başımı hafifçe sağa çevirdim. ''Eylül bizi duyabiliyorsan parmaklarını hareket ettir.'' Parmaklarımı oynattım. Artık canım acımıyordu. Elimi karnıma götürdüğümde gerçeği biliyordum. Artık yoktu. Ölmüştü.

Ağlayamıyordum. Ağlayamayacak kadar hissiz hissediyordum kendimi. Vücuduma yapışan kablolara, elimin üzerindeki bandaja ve etrafa baktım. ''Bizi duyuyor,'' dedi doktor. Gözlerimin içine bir ışık haznesi doluştu. İlk önce sağ gözüm sonra da sol. Gözlerim şimdi körleşmiş gibiydi. ''Sen serumunu değiştir. Ben ailesine haber vereyim.'' Burnumdaki maskeyi çekerek derin bir nefes aldım. Hemşire yanıma tebessüm ederek geldi ve maskeyi alarak tekrardan burnuma koydu. ''Bunu takmak zorundasın, küçük hanım.'' Küçük yılan...

Gözlerimi yumup suratımı buruşturdum. Başımı hafifçe sola çevirdiğimde yutkundum. ''Artık hamile değilim, değil mi?'' Hemşirenin yüzüne baktığımda gözlerini kaçırdı.

''Serumunu değiştirdim. İstersen ailenden birini çağırabilirim ya da...''

Burnumdaki maskeyi çekerek sertçe bağırdım. ''Hamile değilim dimi? Söylesene! Susmasana!'' Ben bağırarak doğrulunca kollarımdan tutarak yatırmaya çalıştı. ''Hamile değilim,'' dedim kendi kendime konuşurken. Kolumdaki ve vücudumdaki bandajları çıkardım. Hemşire bana engel olmaya çalışırken, sol tarafımdaki acil düğmesine bastı. ''Bırak!'' Diye bağırdım. Hemşireyi itecek kadar bile gücüm yoktu. Kapı açıldığında bir sürü hemşire ve deminki doktor içeriye girdi.

''Kollarından tutun,'' derken iğnenin içine bir şey çekiyordu. Kollarımın tutulmasıyla bağırdım. Aynı şeyleri yaşıyor gibi hissediyordum. Doktor iğneyle karşımda durduğunda bende durarak ona baktım. Ben ağlamaya başlayınca bana doğru yaklaşıp koluma iğne vurmaya çalıştı. Ben çırpındıkça hemşireler daha sert tutuyordu. Koluma giren iğneyle çığlık attım. O sahne... Tecavüze uğradığım an aklımdan çıkmıyordu. Yaşamak istemiyordum.

Vücuduma bir ağırlık çökerken sakinleşmiştim. Öylece durmuş lambaya bakarken gözlerim bulanıklaşıyordu. ''Birkaç saat uyuyacaktır. Odasına alın onu ve yeni bir serum takın.'' Parmaklarımı hafifçe hareket ettirirken gözümden akan yaş, şakaklarımdan yatağa doğru süzüldü. Gözlerim hafifçe kapanırken görüş alanımda gülümseyen hemşire vardı.

*****

Elimde bir sıcaklık vardı. Biri yüzüme dokunurken korkuyla sıçrayarak gözlerimi araladım. ''Uyandı,'' dedi Açelya. Karnı büyümüştü. Bebeği yaşıyordu. Teyzemle göz göze geldiğimizde tebessüm etti. Gözlerim yarı aralıyken başımı hafifçe sağa çevirdim. Abim acı dolu bir tebessüm ederken, Uzay'a baktım. Çoktan ağlamaya başlamış, gözyaşlarını siliyordu. ''Sarışın, iyi misin?'' Diye sordu Uzay.

''Kuzum benim,'' dedi teyzem yatağın kenarına otururken. Onlara baktım. Bana acımalarını, beni kovduktan sonra yanlarına çekmelerini istemiyordum. Tek kalmak istiyordum. Yalnız başıma.

''Çıkın odadan,'' dedim sertçe. Teyzem şaşkınlıkla bana bakarken abim durmuştu. ''Çıkın odadan!'' Diye sesimi yükselterek bağırdım. ''Çıkın gidin! Hiçbirinizi istemiyorum. Defolun!'' Deli gibi saçlarımı çekerken doğrulmuştum. Teyzem dolu gözleriyle korkmuş bir şekilde ayağa kalktı ve abime döndü.

Abim Açelya'nın belinden tutmuş odadan çıkarırken bana bakıyorlardı. Hepsi odadan çıktığında ayaklarımı kendime çekerek ağlamaya başladım. Elimi karnıma koydum. ''Seni özledim bebeğim. Annen seni çok özledi. Canım çok acıyor,'' dedim ağlarken. Kolumdaki bandajları çıkardım. Üzerimdeki beyaz örtüyü iterek ayaklarımı yataktan sallandırdım. ''Üzülme annecim. Yanına geleceğim. Ayrılmayacağız.'' Yataktan indiğimde adım adım pencereye doğru yürüdüm. Üzerimde mavi bir hastane elbisesi vardı. Pencereyi açtıktan sonra sıcak bir hava nüfuz etti içeriye. Kaç gün geçmişti buraya gelmemin ardından?

❄SESİNDE AŞK VAR❄Where stories live. Discover now