Yüzleşme

75 13 94
                                    

"Güneş ve Ay planlarının suya düşmesiyle sarsılır. Oldukça çaresiz bir duruma düşmüşlerdi ve tek şansları şeytanın onlara gelmesiydi. Onlar umutsuzca bir haber beklerken, şeytanın ininde yüzleşmesi gereken iki kişi bekliyordu. Sonunda 15 yılın acısı çıkacaktı, fakat gerçeklerin öğrenilmesi kaderi değiştirmeyecekti. Melekler çoktan şeytanın ağına düşmüştü ve son belliydi. Tabii plana son anda bir şey dahil olmasaydı..."

***

Tahmin etmeliydim. Oraya gelmeyeceğini ve başka işleri olduğunu bizzat söylemişti. Teyzemi ve Beomgyu'nun annesini evde tek bırakmamalıydık. Bir an bile hafife almamamız gerekiyordu ama kendi yaptığım uyarıya ben uymamıştım. Beomgyu annesine henüz kavuşmuşken tekrar ayrı kalacaktı. Ve o şeytanın, annesine neler yapabileceğini hayal bile etmek istemiyordum. Seo teyze'nin ise bir olayı daha kaldırabileceğini sanmıyordum. Beomgyu telaşlı gözlerle bana bakıyordu. Hiçbir şey diyemedim, öylece olduğum yere oturdum.

"Onları evde tek bırakmamalıydık. Bize açıkça söylemişti."

"Taehyun, ya onları öldürürse?"

Bu en son düşünmek isteyeceğim şey bile değildi. Ama bir şeyden emindim. Onları öylece öldürmeyeceğinden...

"Öldürmedi. Bizi tehdit etmek için kullanacak. Sonunda öyle bir şey denese bile o zamana kadar hayatta kalacaklar. Muhtemelen bize bir mesaj gönderecektir."

"Taehyun, ben dayanamıyorum artık."

"Hayır, pes etme. Anneni düşün."

"Ya o ya biz öleceğiz Taehyun. İki taraftan biri ölmeden bu hikaye bitmeyecek."

"Öyle olacaksa da ölecek kişi o olacak. Biz onu yeneceğiz."

Ayakta duramadığı için kapıya yaslanmıştı. Başımı kaldırdığımda sol elinin titrediğini fark ettim.

"Beomgyu iyi misin?"

"Bilmiyorum, ben-"

Hemen ayağa kalkıp düşmemesi için kollarından tuttum. Kesik kesik nefes alıyordu.

"Beomgyu, Beomgyu bana bak."

"Nefes alamıyor-um."

"Burada bekle, su getireceğim."

"Dur, gitme."

Kolumdan tutunca eğilip önüne oturdum. Sağ eliyle kalbini tutuyordu.

"Doktora gidelim mi? Nasıl hissediyorsun?"

"Birazdan geçer, sadece sakinleşmem gerek."

Sakinleşmesi için bir şey düşündüm ama aklıma bir şey gelmediği için sadece sarıldım. O da bana sıkıca sarılıp başını omzuma yasladı. Bir süre sonra sonunda nefesi düzene girmişti.

"İyi misin şimdi?"

"Daha iyiyim, sanırım." dedi başını geriye çekerek.

"Gel salonda uzan, dinlen biraz."

Kapıyı kapayıp Beomgyu'yu sırtından destekleyerek salona götürdüm. O koltuğa uzanınca, hızla mutfağa koşup bir bardağa su doldurdum ve salona döndüm.

"Al iç şunu."

Suyu içtikten sonra uzandı ama kısa süre sonra oturma pozisyonuna geçip derin nefesler almaya başladı.

"Annem orada kim bilir ne durumdayken ben öylece uyuyamam."

"Eğer enerjin olmazsa onu koruyamazsın ama."

Mumirón✔️Where stories live. Discover now