0.1

147 14 15
                                    

Öncelikle anılarla karışık olarak anlatılacak bir olay olduğu için anılara geçildiği zaman başına ^^ koymayı düşünüyorum bunu dikkate alırsanız kafa karışıklığı olmayacaktır.

Plağı eski gramofona yerleştirdi Bay Louis. Ondan yardım almaya gelen öğrencilerin rahat olmasını isterdi. Huzur verici şarkılar duyulurdu odasından. Plak dönmeye, şarkı duyulmaya başlayınca bir süredir odasında oturan, yüzü yara bere içinde olan Beomgyu'ya döndü. "Görmeyeli biraz değişmişsin Gyu." dedi. Oğlan sessiz kaldı ve öğretmenine bakmaya devam etti. Bir an önce içindekileri dökmek istiyordu çünkü cesaretini bir daha toparlayabileceğinden hiç emin değildi. Sessizliğe karışan melodiler arasında Bay Louis derin bir nefes aldı rahatlatmak istercesine. Sonrasında gözlerini Gyu'nun kahvelerine kenetleyerek yüzündeki hafif tebessümle "Kız hangi sınıfta?" diye sordu. Beomgyu gözlerini zemine indirdi. Ardından başını eğdi. Bir süre öylece kaldı. Louis hala gülümseyerek ona bakıyordu. Ta ki ahşap parkeyi ıslatan iki damla yaşı görene kadar. Normal olmayan bir şeyler vardı, bunu sezmişti. Gülümsemesini tozlu bir rafa kaldırdı ve ağlayan genci izlemeye devam etti.

                                                                                            *****

^^Yüzme kulübündekiler havuzda alıştırma yapıyorlardı. Gyu başını sudan çıkardı ve soluklanmak için kenara yaslandı. Yanına yüzerek biri geldi ve o da aynı şekilde sırtını yasladı. Biraz öylece durdular. Beomgyu'nun tanımadığı çocuk sordu "Buraya nakil mi geldin?" Gyu başında siyah bone olan çocuğa döndü ve hafif bir tebessümle " H sınıfı, Sosyal Bilimler." dedi. Öteki çocuk da aynı şekilde " 11. sınıf A şubesi, Bilim." diye yanıtladı. 

Havuzdaki öğrencilere seslenmesiyle tüm öğrencilerin bakışları öğretmenlerini buldu. "Şimdi ciğer kapasitesini geliştireceğiz. Derin bir nefes alın ve başınızı suya sokun. Bakalım kim nefesini en uzun süre tutuyor. Başla." sözünü bitirmesiyle havuzdaki oğlanlar derin bir nefes alıp kafalarını suya soktu. Gyu suda nefesini tutarken ne olup bitiyor diye gözlerini açtı ve tam karşısında yeni tanıştığı delikanlıyı gördü. Suyun altında onu izlemeye devam etti. Cenin pozisyonunda nefesini tutan çocuktan gözlerini ayırmadı. 

"Sonradan öğrendim ki adı 'Aptal' değil, 'Birdy'." dedi yerdeki gözlerini tütün saran Bay Louis'i izlemek için kaldırdı. Louis de başını kaldırıp devam etmesini ister gibi çocuğa baktı. Gyu tekrardan nefesini içine çekti ve " 'Birdy' bir filmin adıymış, öyle diyor. Film iki iyi arkadaşı anlatıyor. Biri normal, diğeriyse çılgın. Çılgın olanın adı Birdy."

^^Uzun zamandır hareketsiz olan çocuğun yanına ilerledi. Onu ani bir şekilde sudan çıkardı. Çocuk nefes nefese kolundaki saate bakarak " 2 dakika 4 saniye" dedi. Yine nefes nefese ama mutlu bir şekilde "Rekorumu kırdım!" dedi Beomgyu'ya. Beomgyu sinirli bir ifade ile "Aptal mısın?" diyerek çocuğun koluna vurdu.

"Louis, gençken yaptığın en çılgınca şey neydi?" dedi Gyu, karşısındakine.

^^ "Yatmadan önce yatakhane kontrolü şart. Bakın, yasak eşyalar saklayayım demeyin." dedi belletmen uyarıda bulunarak. "Yorganlar düzgünce katlanacak demedim mi? , Kişisel hijyenine dikkat et, tamam mı?" Bir öğrenciye eğilerek kalkmış olduğunu gördü ve " Kendine çok güvenme." dedi ve lafına devam etti. " Bir keresinde birisi yatağın altına pornografik karikatürler saklamıştı. Gördüğümde..." lafı bir eşya yakalamasını düşünmesiyle yarım kaldı ancak yanlış gördüğünü anladı ve bakınmaya devam etti. "İç çamaşırını buraya koyma, tamam mı? Bu sararmış. Çöpe at, pis kokuyor." dedi ve devam etti. "Bakın, bunu fiziksel ve zihinsel gelişiminiz için yapıyorum. Bu süper starların albümünü dinlememelisin, senin için saklayayım." deyip cebine attı. Sonrasında öğrencilere dönerek " Neden sinsilik ediyorsunuz? Eğitim sistemi değişti diye sizi disipline edemem sanmayın. Bu okulda sıkıyönetim var." dedi ve odadan çıkmadan önce ekledi " Hatalı biri, kötülükten vazgeçtiği zaman kurtuluşa ulaşır. Bunu sizi sevdiğim için yapıyorum. Gözüm hep üzerinizde." dedi ve kapıyı çekip odadan ayrıldı. Öğretmenin odadan çıkmasıyla odadaki öğrenciler garip bir karmaşa içinde hazırlanırlarken Gyu, Birdy'ye döndü, "Burada ne işin var? Eceline mi susadın?" dedi. Birdy de "Sabuna ihtiyacım var diye yanıtladı. Gyu sabunu oğlana verdikten sonra hazırlananlara katıldı ve birkaç dakika içerisinde yatakhaneden sızdılar. Tam duvarı aşıp kaçacakları zaman birine yakalandıklarını sandılar ancak bu Birdy'ydi. Çok korktukları için Birdy'ye biraz kızdılar ve Gyu dışarıdan gelen Birdy'ye nereden geldiğini sorunca elindeki poşeti gösterdi ve yatakhaneye doğru yürüdü. Biraz durup şoku üstlerinden attıktan sonra kaçmayı başardılar.

Sahilde koroda çaldıkları müzik aletlerini çalıyorlardı. Gösterilerini bitirince Gyu ve üç arkadaşı yani Jaeyun, Minho ve Mingi selam verip hep bir ağızdan karşılarındaki dört kıza "Biz Grup Horn'uz" dedi ve kendilerini tanıttılar. O saatte en boş olan yer mezarlık olduğu için mezarlığa gittiler. Herkese bir kız düşüyordu. Partnerler belirlenmişti. Hepsi eğlencesindeyken bir tek Beomgyu ve onun seks yapacağı kız hiçbir şey olmamış gibi yan yana oturuyordu. Arkadan Jaeyun'un bir yandan öptüğü kızla konuşmaları duyuluyordu. "Hadi ama erkek lisesinde işler nasıl zor bilemezsin." O sırada Beomgyu'nun yanında oturan kız yavaşça elini kavradı ve göğsüne koydu. Gyu eli oradayken bile kızın yüzüne bakmıyordu. Kız "Cesur insanlardan nefret mi ediyorsun?" diye sordu. Gyu hala cevap vermiyordu. "Enstrüman çalmıyor musun?" dedi kız yavaşça kucağına otururken "Bedenimi bir müzik enstrümanı gibi kullanabilirsin." diye ekledi. Ve hala tepkisiz bir şekilde duran Gyu'yu öpmeye başladı. Durdu ve "Nasıl hissediyorsun?" dedi, ardından "Kalkmadı." cevabını aldı. Bu cevap çok kısaydı ama yakınlıklarından dolayı duyabilmişti. "O zaman sen..." devamını getiremedi ve Gyu'nun kucağından kalkıp yanına oturdu. Gyu titrek bir sesle "Özür dilerim." dedi.

Ertesi sabah derstelerdi. " Enstrümanlarınıza sevgiliniz gibi davranın, onu sevgiyle kucaklayın. Yoksa elinde taş tutmaktan farkı olmaz ve seyirci için can sıkıcı olur." Bay Louis'nin anlattıkları karşısında tepkisizdi Gyu, hala dün geceyi düşünüyordu, morali çok bozulmuştu. Louis anlatmaya devam etti. " Şunu unutmayın. Profiter du moment. 'Anı yaşayın'. Sizin yaşınızdayken aşık olmak çok güzel. Olacağı varsa olur. Bunu kimse durduramaz." Gyu kendini tutamayıp sordu "Boş laflar. Hiç aşık olmadıysan bunu nasıl bilebilirsin ki?" Louis ona dönerek "Bunu nerden biliyorsun?" dedi ve öğrencilerin şaşkın bakışlarına ve sorularına evet cevabını verdi. "Aşık oldum." Herkes anlatmasını istiyordu. Bu hissi merak eden çoktu. Öğrencilerden biri Louis'ye "Basit bir soru sorayım. Hiç..." cümlesini tamamlayamadan Louis anlamıştı "Öpüşmek mi?" deyince "Evet. Nasıl bir histi?" diye sordu öğrencisi. Louis " Çocuklar, aşk fiziksel yakınlıktan ibaret değildir." dedi ve tekrar soru yağmuruna tutuldu. "O da Montrealli miydi?", evet cevabını verdi Louis. "Dans partisinde tanıştık. Ona baktığımda o da bana bakıyordu." Bu cümleyi duyan Beomgyu bakışlarını yavaşça Birdy'ye çevirdi. Evet, Birdy onu izliyordu hatta uzun bir süre izlemiş olacak ki kollarına başını yaslamış ve Gyu'yu izlemeye dalmıştı. Gyu'nun onu fark ettiğini anlayınca hemen doğruldu, toparlanmaya başladı. Ancak bakışlarını hiç ayırmıyordu. İlk pes eden Gyu olmuştu. Hafif utanarak gözlerini kaçırdı ve yüzüne utanmayla karışık bir gülüş yerleştirmeye çalıştı. Ancak onu izlemeyi bırakmamıştı, her halini izlemeyi seviyordu Birdy daha doğrusu Soobin. 



          Yazamam falan diyordum ama bu bölüm bile 1017 kelime olmuş. Filmini çok sevdiğim için fazla değişiklik yapmamaya çalışıyorum ama ileriki bölümlerde biraz yaparım. Okunacağını da pek sanmıyorum ama okuyanlara teşekkürler. Bir yandan bilgisayardan yazarken telefondan filmi izliyorum eksik anlatmamak için. Bu kadardı, tekrar teşekkürler. 

your name engraved herein \\ soogyuWhere stories live. Discover now