0.4

30 7 0
                                    

Her yerim tutuldu ama devam ediyorum kafa karışıklılığı olmaması için şu anda evlerine döndüler.

^^"Cennetteki babamız. Bu nimetler için teşekkürler. Yemeğimiz temiz olsun ve bizi sağlıklı tut. Gyu yakında 12. sınıfa geçecek. Lütfen akademik olarak gelişmesine ve iyi bir üniversiteye gitmesine yardım et. Diğer oğullarıma gelirsek, lütfen nimetlerini onlara da bahşet. Yüce İsa adına, yemekten önce sana şükrediyoruz, Amin." Babasının sözlerini bitirmesiyle gözlerini açıp yemeklerini yemeye başladılar. Beomgyu büyük abisinin yanındaki kıza bakarak "Ne zamandır çıkıyorsunuz?" diye sorunca abisinden seni ilgilendirmez yanıtını aldı ve "Bu, ağabeyini ilgilendirir. Kendi işine bak. Üniversiteye başladığında istediğin kadar kızla çıkabilirsin." dedi babası. Annesi, oğlunun sevgilisiyle konuşurken Gyu abisinden motorunu ödünç vermesini istedi. Babası bunu duyunca sinirlendi yine bu motor konusu, hep aynı şeyler diye söylenmeye başladı. Gyu babasına dönerek "O zaman bana bir motor al. Böylece çalışmaya daha çok zamanım olur." dedi ve param yok yanıtını aldı. "Ana karaya altın bile getirdin ama bana motor alamıyorsun." kahretsin diye yakındı babası "Seni hiç aç bıraktım mı?" "Ne kadar para getirdin?" yine aynı cevabı aldı Gyu. "Bu seni ilgilendirmiyor. O benim kendi param." sinirlenmişti "Burası senin de evin" diye çıkıştı babasına. "Bu doğru, yani yetki bende!" diyerek konuşmayı sonlandırdı babası. Annesi ikisini de sakinleştirmeye çalışıyordu. Okuduğu bölümün çok küçük düşürücü olduğunu söyledi babası. "Hem sosyal bilimlerden hem de bilimden sınava gir. Hangisinde daha iyisin görelim. Abinden öğren. İyi bir üniversiteye gir, iyi bir kız arkadaşı bul." Gyu son cümleyle daha da sinirlendi ve kasedeki tüm pirinçleri hızlıca ağzına soktu.

Evlerinin önündeki merdivende oturmuş, kafasını merdiven korkuluğuna yaslayarak gökyüzünü izliyordu. "Beomgyu içeri gel. Baban kapıyı kilitlememi istiyor." birkaç basamak aşağı indi ve yanına oturdu annesi "Hala kızgın mısın?" Gyu kafasını başka yöne çevirdi "Çalışırken eve para göndermeyecek misin?" hala yanıt yoktu. "Baban eve para getirerek iyi durumda olduğunu kanıtlamaya çalışıyor sadece. Ailesi onunla gurur duysun istiyor." hafif kadına doğru döndü Gyu "Onunla neden evlendin?" annesi kısık bir sesle "Evlenmesem seni nasıl doğuracaktım?" bu sefer Gyu tamamen dönmüştü "Yani onu sevmiyorsun." Annesi hafifçe gülüp kafasını çevirdi. Ardından Beomgyuya tekrar döndü "Aşk mı? Bu yaşta mı? Daha yeni tanıştık." Gyu kafasını tekrar korkuluklara yaslarken "Yani bu sadece üreme amaçlıydı." dedi. "Üreme derken neyi kast ediyorsun?" Gyu gözlerini kapattı "Bebek yapmak demek."  Ayağa kalktı ve evin bahçesinde doğru ilerlemeye başladı "Aşıksan böyle olmamalı." Arkasında bıraktığı annesi onu izlerlen o çoktan bahçe kapısına ulaşmıştı. Annesi kalktı ve "Sen aşktan ne anlarsın?" diyerek yanına geldi, "Zamanla aşka dönüşüyor." Elini omzuna attı "Çok fazla düşünme. Derslerine odaklan. İçeri gel." dedi ve eve doğru yürümeye başladı. Sanki bir şeyi hatırlamış gibi arkasını döndü "Yarın kendine bir motor bak. Sana bir tane alacağım. Biraz birikmiş param var. Kask takmayı unutma. Dikkatli ol, tamam mı? Çabuk içeri gel." 

^^birkaç gün sonra^^Gyu elinde gitarıyla bekliyordu. Ev telefonundan gözünü ayırmıyordu. Çalmaya başlamasıyla hemen telefona koştu. Annesinin elinden kaptı. Gülümseyerek telefonu açtı. "Bil bakalım ben kimim?" aldığı cevapla yüzü düştü. "Anne, Bayan Chang arıyor."                        Bu sefer çiçekleriyle ilgileniyordu. Telefonun tekrar çalmasıyla telefona koştu. "Bil bakalım ben kimim?" bu sefer gülümsemesi silinmemiş daha da çok büyümüştü. "Ne yapıyorsun?"

^^Sarı Motorun üstünde iki genç sevinç nidaları atıyordu. Arkadaki Soobin kollarını havaya kaldırmış rüzgarı tüm bedeninde hissediyordu. "Motorun rengini beğendin mi?" seslerinin duyulması için bağırıyorlardı "Önemli olan senin beğenmiş olman."                                                            Sinemaya geldiler. Filmi izlerken noodlelarını yiyip gülüşüyorlardı. Film bittikten sonra dışarı çıktılar. "Birdy, ne yapıyorsun?" dedi Gyu sinema afişini söken Soobin'e "Poster topluyorum." yanıtını aldı. Gyu etrafı kolaçan ederken dikkat etmesini söylüyordu Birdy'ye. Bütün afişleri teker teker söktü Soobin. Bunlar yetmezmiş gibi projeksiyon odasına girdi oradakileri de almak için. Gyu daha da çok endişelenmeye başlamıştı. Ancak sadece afişleri alıp çıkacaklarını düşündüğü için abartmaması gerektiğini düşündü. Makine sesi duyunca kafasını Soobin'in olduğu yöne çevirdi. Projeksiyonu çalıştırmıştı. Sinemanın en küçük salonu olduğu için fark edilmeyecekti. Hemen salona indiler. Soobin beyaz perdenin önüne geçip tüm vücudunu ışıkların kaplayışıyla mest olmuş bir şekilde ellerini iki yana açtı. Beomgyu projeksiyonun önüne elini getirerek perdede gölge oluşmasını sağladı. İşaret parmağıyla Soobin'i kovaladıktan sonra 'gel' manasında parmağını oynattı. Soobin ayak uydurdu ve Gyu'nun gölgesine yaklaştı. Gyu elini hafif kaldırarak gölgesiyle Soobin'in başını okşuyormuş gibi yaptı. Soobin sevinçle iki yana sallanıyordu. Gyu, Soobin'in bu halini çok tatlı buldu. Sonra elini silah gibi yapıp Soobin'in baş hizasına getirdi. Tetiği çekmesiyle Soobin kendini yere bıraktı. İkisi de bundan inanılmaz zevk alıyorlardı. Soobin ayağa kalktı ve sanki karşısında biri varmış gibi sağına dönüp konuşmaya başlayınca, Gyu oturup seyretmeye başladı. Soobin tek kişilik oyununu sergiliyordu. "Hâlâ, o zamanlar nasıl göründüğünü hatırlıyorum. Benimle saklambaç oynamayı bırak. (ağlamaklı bir ses ve yüz ifadesiyle) Bana... Bana işkence ediyorsun." karşısındaki kişiymişçesine yer değiştirdi. "Ne demek istiyorsun?" eski yerine geri döndü "Ne dediğimi anlamamak için aptal olmak lazım." ve boşlukla öpüşmeye başladı o boşluğu dudaklarıyla öpücük yapan Beomgyu'nun elinin gölgesi doldurdu. Soobin şaşkınlıkla karışık mutlulukla Gyu'ya döndü.                                                        "Bir gün film yapımcısı olmak istiyorum." Gyu alkışlarken "Cidden çok tuhaf filmler izliyorsun." dedi. "Tuhaf biri olmana...şaşmamak gerek." Soobin ciddi bir ifadeyle SEnce de filmlerdeki her şey gerçek hayattan daha eğlenceli değil mi?" Gyu düşündü. "Film yapmayı hiç düşünmedim. Çok zor." Soobin ifadesini hiç bozmadan "Aptallar düşünmeden hareket eder." dedi ve Gyu biraz doğrulup Soobin'e yaklaştı. "O zaman...Bir gün film çektiğinde film müziğini ben yazacağım." anlaştık dedi Soobin. Arkadan bir ses duyuldu "Orada kim var?" Soobin ve Gyu kapıdaki adama döndü. Burada ne işiniz var? Sizi kim içeri aldı? Polisi arayacağım!" Bunu duyan oğlanlar hemen ayaklandıadam durun diye bağırıyordu. Sinema salonunun içinde kovalamaya başladı bağırmaya devam ederken Soobin koltukların arasından geçerken sordu "Benimle sinema okuluna gelir misin?" Gyu bir yandan gülüyor bir yandan da adamdan kaçıyordu "Ama ben fazla film izlemem." Yavaşça kapıya yönelirken "Merak etme tavsiye verebilirim. Sinema okuluna gidelim ve birlikte film çekelim." ve kapıdan sıvışırken "Hadi film çekelim!" diye bağırdı Gyu

^^Uyuyan bedenine temas eden bir şey vardı Beomgyu'nun. Üstünde bir ağırlık hissetti. Tenine değen bir şey vardı. Başka bir ten? Sıcak nefesleri de hissetti yüzünde. Biri üstünde yatıyordu. Teni tenine, nefesi nefesine değiyordu. Elinin üstünde birkaç parmak hissetti. Yüzünde hafif nemli iki et parçası... Şüphesiz bir öpücüktü. Öpücük yavaşça dudaklarına düşerken diğer kolunun da kavrandığını fark etti. Dudaklarındaki kafa karşısına düşmüş, onu izliyordu. Bunu biliyordu ve haklı olduğunu kanıtlamak için gözlerini açtı. Ortada hiçbir şey yoktu. Her şey bir rüyaydı. Soobin'in dokunuşları...nefesi... Hepsi zihninin ona oynadığı oyundan ibaretti sadece. Hissettiği nefes aslında ılık ılık esen rüzgardı. Odada yalnızca o vardı. Ve bir şeyi fark etti. Bu sefer kalkmıştı. Birkaç dakika öylece durdu. Oturduğu yerde düşündü. Sonra kimse fark etmeden iç çamaşırını yıkayıp astı ve düşünmeye devam etti.

       Bu sefer de 1063 kelime tuttu ve bu bölümün sonunda fazlasıyla utandım ayrıca ailemin yanında yazdım bu bölümü ne yazdığımı her kontrol ettiklerinde ne yapacağımı şaşırdım ve en sonunda bilgisayarı bırakmamı söylediler 😔. Son satırları telefondan yazıp yayınlıyorum. Yine okunmayacağını düşünerek okuyan herkese teşekkür ediyorum.

 Yine okunmayacağını düşünerek okuyan herkese teşekkür ediyorum

Deze afbeelding leeft onze inhoudsrichtlijnen niet na. Verwijder de afbeelding of upload een andere om verder te gaan met publiceren.

bu bölümü tarif etmek için

your name engraved herein \\ soogyuWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu