20- Hiding

1.7K 176 36
                                    

"Biraz daha iyi misin bebeğim?"

Hwang kollarının arasındaki, sabaha göre biraz daha sakinleşen Felix'in saçlarını okşarken sormuştu bu soruyu. Ona sıkı sıkı sarılan Felix sessizce başını salladı,

"Söyleyecek misin artık ne olduğunu?"

Felix bu olayın üzerinden yaklaşık 1 saat geçmesine rağmen hâlâ susmaya ısrarcıydı. Ne diyecekti ki? Nasıl izah edebilirdi ki bu olayı ona?

"Hyunjin... şey oldu..."

"Ne oldu bebeğim söyle?"

Felix doğruldu ve Hyunjin yüzüne baktı ellerini tutarken. Hyunjin Felix'in dudaklarına baktığında kaşları çatıldı. Sağ elinin baş parmağıyla Felix'in alt dudağının kenarını okşayarak konuştu,

"Burası neden kabarmış?"

Felix Hyunjin bu sorusuyla korkuyla yutkundu,

"Çay..."

"Ben şimdi seni iyileştiririm."

Felix'in dudağındaki Hyunjin'in eli, onun çenesine kayarken dudaklarına yaklaşıyordu. Dudaklarını aralayıp Felix'i öpeceği sırada, Felix bir eliyle kendi dudaklarını kapattı. Hyunjin onun bu hareketiyle kafa karışıklığı içinde ona baktı.

"Öpme..."

Felix bunu tir tir titreyen sesiyle söylerken, gözleri dolmuştu. Daha 1 saat önce dudağını öpen bir kızın üzerine Hyunjin'in onu öpmesine izin veremezdi. Ciddi bir ihanet duygusu vücudunu sarıp sarmıştı. İster istemez kendisinden tiksiniyordu, dudaklarını koparıp atmak istiyordu adeta.

"Felix sen iyi misin?"

Hyunjin kaşlarını çatarken, Felix'in yüzünü iki eli arasına alıp kendisine bakmasını sağlamıştı.

"Anlat hadi. Ağlama."

Felix hazır hissetmiyordu kendisini. Anlatmak istiyordu aslında, çünkü Minji'ye kendisi karşılık vermememişti bile. Bu düpedüz bir tacizdi hatta. Fakat... fakat onu durduran bir şey vardı. O an sanki Hyunjin'i kayebedecekmiş gibi bir his kaplamıştı onu. Ama o bunu istemiyordu. O Hyunjin'i kaybetmek istemiyordu. Bu yüzden şimdilik susacaktı..

"Ben salonda otururken... kapıdan sesler gelmişti. Sonra işte vazo kırılma sesi duyunca h-hırsız sandım. Ağlamaya başladım... sonra pencereden kedi girdiğini anladım. Daha sonra o şokla lavaboya girdim. O anda sen geldin işte..."

Felix kendisine göre en inandırıcı yalanı söylemişti Hyunjin'e. Bu söylediği yalan ne olursa olsun içindeki ihanet duygusunu bastıramazdı zaten. O yüzden yalan söylerken şu anlık içi rahattı.

Hyunjin Felix sıkıca kollarının arasına aldı ve saçlarını öptü.

"Affet beni Felix... seni evde tek bırakmamalıydım."

Hyunjin'in aklından Felix'in yaşadığı o berbat gece geçerken, bu travmayı tekrar yaşadığı için ağır pişmanlık duyuyordu. Tabii kendisi bu olayı böyle sanıyordu.

"Uyumak istiyorum Hyunjin.."

"Tamam bebeğim hadi odama çıkalım."

"Tek uyumak istiyorum."

Hyunjin Felix'in bu 1 haftadır tekrar ettiği cümleyi duyunca yine sıkıntıyla nefes verdi.

"Felix... yapma artık. Bir haftadan uzun bir süredir, evime geldin geleli benimle uyumuyorsun. Neden? Herkes bizi mutlu iki sevgili olarak biliyor. Neden sana dokunmama izin vermiyorsun? Neden yatakta yatarken senin kokunu alamıyorum ben? Neden tekrar tadına bakmama izin vermiyorsun? Neden aramızdaki tek etkileşim dudaklarımızın birleştiği zamanlar oluyor?"

Hwang uzun bir zamandır içinde tuttuğu bu soruları sevgilisi olduğunu düşündüğü Felix'e sorarken, Felix ona hak veriyordu. Ama işte şu an olmazdı. Dün olurdu, 2 gün öncesi olurdu fakat bugün olamazdı...

"Olmaz Hyunjin..."

Hwang en sonunda pes etmişti. Ne kadar çabalarsa çabalasın bu dudaklarına hayran olduğu genci ikna edemeyecekti anlaşılan.

"Tamam. Git uyu o zaman. İnsanları, bizi seven hayranlarımızı bir süre daha kandırmaya devam edelim oldu mu Felix? Sakın benimle aynı yatakta uyuma. Zehirliyim ya ben."

Hwang tuttuğu küçük elleri bırakarak yerinden kalkmış ve üst kata çıkarak Felix'in görüş açısından uzaklaşmıştı.

Felix Hyunjin'in bu tavrıyla oturduğu kanepede öylece kalakalmıştı. Korktuğu şey yavaş yavaş başına gelince kendini tutamayıp ağlamaya başlamıştı. Hyunjin ondan uzaklaşıyordu... Minji adeta kendisine yapılan bir lanetten farksızdı...

-The End-

Bu bölüm biraz kısa oldu
O yüzden bu akşam yeni bölüm gelebilir beeelki hah

Loyal / HYUNLİXWhere stories live. Discover now