8~ Gezi ve Orman

27 3 0
                                    

M*

Araştırma yapacağımız yere gelmiştik ama bugün kendimi gereksiz halsiz hissediyordum ve sürekli son günlerdeki yeni yeteneğimin nasıl bu şekilde bir anda oluştuğunu sorguluyordum.

Otobüsten indikten sonra profesör 5 kişilik takımlara ayrılmamızı ve daha sonra da konularımızı alarak onları araştırmak için ayrılmamız gerektiğini söyledi.

Lila'yı yanımıza gelirken görmem ile Nino'yu dürttüm o da beni anlamış olacak ki yan tarafımızda duran Chloe'yi kolundan tutup yanımıza çekti ve "tek olduğunu gördük bizimle olabilirsin" diyerek gülümsedi o da "teşekkürler" dedi ve profesörden konularımızı aldıktan sonra ormana doğru yürümeye başladık.

Bir bitkiyi bulmamız ve düzgün bir şekilde kökünden söküp getirmemizi ve okula dönünce onu incelememizi istemişti. Ya tanrı aşkına ne boş boş işler diye düşünürken Chloe'nin ayağına bişey takıldı hemen onu tuttum ama ikimizinde başının dönmesiyle ayağı kalkamadık.

Kaşlarımı çatıp etrafa bakmaya çalıştım ama herşey çok bulanık görünüyordu. Chloe'ye tutunmaya çalıştım elimden tutup kaldırdı ve beni sarsmaya başladı. Biraz sonra kendime gelmeye başladım. Alya beni biryere oturtup su verdi ve "sana kahvaltı yap demiştim marinette" diyerek göz devirmişti. "size sorun oluşturmak istemedim üzgünüm" dedim. "ne sorunu endişelendik sadece" dedi Adrian.

Biraz daha oturduktan sonra yürümeye devam ettik. Yaklaşık 45 dakikadır yürüyorduk ve Nino yorulduğunu dile getirip bir ağacın dibine kendini attı. Alya da yanına oturdu ve birşeyler yemeye başladı. Bizde Adrian ve Chloe ile önlerine oturduk ve biraz dinlendikten sonra aramaya devam ettik.

Adrian' ın "bu mu acaba" demesiyle herkes baktığı yöne baktı ve kaşlarını çattı.
" nerde?" dedi Alya. Adrian da " görmüyor musunuz resimdekiyle aynı işte" diyerek boş toprağa doğru ilerlemeye başlayınca yüzümü düzeltip kolundan tuttum. "Adrian o pek bizim aradığımıza benzemiyor gel biraz daha arayalım sonra döneriz hava kararmaya başladı" dedim. O da tekrar oraya bakıp "peki" dedi.

Biraz sonra hepimiz yorulmuştuk ve geri dönmeye karar verdik. Adrian ile arkadan gidiyorduk ve birden konuşmaya başladı.

"Deli olduğumu mu düşünüyorsun?"
"Hayır sadece bende gördüm ama senin gibi değil"
"Zihnimdeki halini mi gördün?"
diyince gözlerim büyüdü ve kaşlarımı çatarak ona bakmaya başladım.
"Alya ile konuşurken seni gördüm, garip davranıyorsun"
"Enazından olmayan şeyler görmüyorum"
dedim birden ve o da kaşlarını çatarak bana baktı ve kafasını sallayarak daha hızlı yürümeye başladı.

"sevgili misiniz?" dedi Chloe, önümüzdeydi ve yavaşlayarak yanıma geldi.
"hayır tabi ki arkadaşız sadece" dedim.
"Sendelediğimde gözlerim karardı yani çok garip ben kahvaltımı da yapmıştım." dedi
"Hava çarpmıştır" dedim ama sadece onu rahatlatmak içindi çünkü aklından güzel şeyler geçmiyordu ve rahatlaması lazımdı.
"Ama Marinette yerde benim takılacağım birşeyler yoktu ki sanki birisi bacağımı tuttu gibi hissettim" diyince içimden bir ürperti geçti ve diğerlerinden çok arkada kaldığımızı farkettim.
"Chloe biraz hızlı yürümeliyiz hava kararıyor ve burası sıcak, ben sıcağı hiç sevmem."

yazardan

Adrian ormanda normal birşey yapmadığını biliyordu ama marinette'in öyle demesi yine de kırmıştı onu. Ama onun ve Marinette'in düşünecek daha önemli konuları vardı. İkisinin de son günlerde yaşadığı şeyler çok tuhaf ve rahatsız ediciydi. Bu yüzden ikiside kendini çok halsiz hissediyordu, ormandan döndükleri gibi yemek bile yemeden uyumak için odalarına gitmişlerdi.

M*
Alya'nın çığlık atmasıyla uyanmıştım ve hemen Alya'yı sarsmaya başlamıştım. Bi süre sonra uyanıp hemen bana sarılmıştı onu sakinleştirdikten sonra bi bardak su getirdim.

"şimdi daha iyi misin?"
"sen ölüyordun, şey yani rüyamda"
"sapasağlamım Alya gördüğün gibi hadi yat tekrar sabaha uykunu iyi al bitkiyi bulmamız lazım"
"Ben Nino'nun yanına gitmek istiyorum."
"saçmalama gece gece yat uyu zaten sabaha az kaldı"

Beni dinlemeden ayakkabılarını giyerek yan odaya gittiğinde gözlerimi devirip yatağıma yeniden yattım ve uyumaya çalıştım ama kapının tekrar açılıp kapanmasıyla kaşlarımı çattım ve niye geri geldin demek için kafamı kaldırdım.

"Adrian?"
"Sus, ben de burda olmaktan memnun değilim ama çok uykum var" diyip Alya'nın yatağına yattı ve arkasını döndü.

Bi süre onun sırtını izledikten sonra bende uykuya daldım.

Uyandığımda saat daha 6 olmuştu ama uykum kaçtığı için üstümü değiştirip camdan dışarıyı izlemeye başladım. Bi süre sonra camdan bir karaltı geçti bende irkilerek geriye doğru bir adım attım, aynı anda Adrian sıçrayarak uyandı ve etrafı büyümüş gözleriyle incelemeye başladı beni görünce.

"Aklımdan geçenleri gördüğünü biliyorum ve artık onu sen de görüyorsun" dedi.

Yutkunarak onu onayladım.

Bi süre öylece durduktan sonra ikimizde de olan bu garip durumları kimsenin yanında konuşmamaya karar verdik ve Adrian odasına gitti hepmiz hazırlanıp kahvaltıya indik.

Kahvaltıdan sonra herkes ormana dağıldı.
Abimle konuşarak yürüyordum ve birden hat kesildi normal olarak. Bıkkınlıkla nefes verip yavaş yavaş yürümeye devam ettim ama Adrian ile aynı anda birbirime dönmemmizle birlikte durduk ve etrafı kolaçan etmeye başladık bişey görmeyimce tereddütle yürümeye devam ettik.

...

...



You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Aug 07, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

WhistleWhere stories live. Discover now