Kendini İfade Etmek İçin Yanıp Tutuşan Ruhlar

256 52 92
                                    

2 Ağustos 2022
22:53

Gerginlikle aynaya baktım. Gülümsemeye çalışırken elimdeki kağıtları masaya bıraktım. Evde defalarca okuyup ezberlediğim konuşmayı tekrar okumaya, iyice streslenmeye lüzum yoktu. Derin nefes aldım. Hayallerimin çoktan gerçekleştiğini galada konuşma sırası bana yaklaşırken, tam şimdi fark ediyordum. Tek bir hayalim kalmıştı bir türlü gerçekleşmeyen. Bu düşünce kalbimi acıtırken terleyen avuç içlerimi pembe elbisemin kabarık tüllerine sürerek gelişi güzel sildim.

Tekrar derin nefes aldım. Beynimde konuşma sırasında hata yapacağımı veya sahneye çıkarken takılıp düşeceğimi söyleyen iç sesimi susturmaya çalışıyordum. Kapı tıkanıp hızla açıldı. Siyahlar içinde kuğu gibi asil görünen asistan kızın gergin sesi kulaklarımı doldurdu.

"Sizin sıranız. "

Belli ki proje boyunca güzel giden her şeyin son gece mahvolmasından korkan bir tek ben değildim. Zorlukla gülümsedim. Füme rengi topuklularımın üzerinde doğrulurken heyecandan yahut stresten başımın döndüğünü fark ettim. Aslı'nın bir kavalye gibi uzattığı eline titreyen parmaklarımı usulca değdirdim. Kırmızı dekorlu koridor boyunca kendi kendime olumlama yapmakla meşguldüm.

"Başardın, her şey harika ilerliyor. Üstesinden gelirsin kızım..." Mırıldanmalarıma alışan asistan kız artık sorgulamıyordu. Koridorun sonuna geldiğimizde rahatsız etmeden omzuma dokunup gülümsedi.

"Başaracaksınız."

"Teşekkür ederim." Dedim ama sesimi ben bile zorlukla duymuştum. Boğazımı temizlemek için hafifçe öksürdüm. Gülümseyerek sahneye yalnız ilerlememe müsaade etti.

Parıl parıl mor elbisesiyle göz alıcı görünen sunucudan mikrofonu alırken son bir kez kendimi gülmeye zorladım. Kalabalığın sesi uğultulu geliyordu. Sahneye çıkmamla başlayan alkış sesi yavaş yavaş kesildi. Birkaç kişi alkışlamayı topluluktan geç bıraktığında nihayet konuşmaya başladım.

"Nasıl desem, burada yapacağım konuşma günler öncesinden belirlenmişti ama bazen doğaçlama yapmak gerekir. Özellikle kendi duygularımız canlandırdığımız karakterin önüne geçtiğinde..."

Sakin kalmaya çalışırken hitap ettiğim topluluğa birkaç saniyeden bile az bir süreliğine göz gezdirdim. Tüm gözler üzerimdeydi. Kimi merakla bakıyordu, kimi imrenerek. Yönetmen en soldaki masada konuşmasını halletmiş olmanın verdiği gururla alkollü olduğunu tahmin ettiğim bir şeyler içiyordu. Salonun ortalarında menajerimi gördüğümde rahatladım. Yanında ismini bilmediğim favori magazincisi ve gülümsemesiyle içimi ısıtan Meryem'le beni izliyordu. Menajerim Tan, öyle bakışlara sahiptir ki insanı motive eder ve güvende hissettirir. Meryem ve Tan beni evimde gibi hissettiriyordu. Düşündükçe doğruladığım bu düşüncenin doğruluğunu şimdi daha iyi anlıyorum.

Salon bugün oldukça kalabalıktı. Arka masalarda çoğunun saçlarına ak düşmüş bir yetişkin grubunun arasında buraya zorla getirilmiş gibi etrafına bakınan kumral çocuk da çekimlerde hiç görmediğim yabancılar arasındaydı. Gerçek o ki salondaki insanların çoğunu tanımıyordum.

Bu düşünceler beni iyice gererken sağ tarafta kalan ailem umutla konuşmayı tamamlam için dua eder gibi gülümsüyordu. Annem bu gece giydiği lacivert elbiseyi bir kez daha giymişti; babamın iş yemeğinde. Elbise bana babamın da burada bir yerlerde beni dinlediğini hissettiriyordu. Sahi, onu görmeyeli ne kadar olmuştu. Annemin üzerinde hala yeni gibi parlıyordu elbisesinin taşları. Annem konuşmam için dürter gibi başını sallayarak yüzündeki gülümsemeyi büyüttü. Salondaki kişi sayısı sabit kalsa bile heyecandan her saniye arıyormuş gibi hissediyordum. Bakışlarım arka tarafa tekrar kaydığında etkinlikle ilgilenmeyen kumral çocuğun bile gözlerinin bende olduğunu fark ettim. Kalabalık beni korkutuyordu. Kim bilir neler geçiyordur o zihinlerden. Neler yatıyordur o gülen yüzlerin ardında.

Lips And LiarsDonde viven las historias. Descúbrelo ahora