Buruk Tebessüm

25 20 0
                                    

Lütfen oy verin babyler. 💓🍰


Yanağımda hissettiğim öpücükle gözlerimi araladım.

"Geldik güzelim."

Uyku sersemliğiyle gülümsedim. Emniyet kemerini açarken sürekli bana güzel kelimelerle hitap ettiği aklıma çalındı. Sevgili olup olmadığımızı sorsam çok mu aceleci görünürdüm acaba. Hem sevgili olup ayrılsak bile aileden dolayı hep hayatımda kalacaktı. Gerçi sevgili olmasak bile şu ana kadar yaşadıklarımız ileride küsersek pişman olmaya yeterdi.

Arabadan inip eve kadar yürürken arkamda beni takip etti. Onu şu an hiç bırakmak istemiyordum. Reddedilirse üzülecek bir bebek tınısıyla "Benimle odama kadar gelsen olmaz mı?" diye mırıldandım.

Damağını hayır anlamında şıklattı. "Ateşle oynamaya gerek yok. Odana girmem şüphe çeker. Zaten yarın yine beraberiz. Nişana az kaldı ve gecenin parlayan yıldızı olmanı istiyorum, sana abiye bakacağız." dedi.

Heyecanla ellerimi çırptım. "Ben de tam ne giyeceğimi düşünüyordum. Mazeretin kabul edildi. Yarına kadar beni özle lütfen. " dedikten sonra kapıyı çaldım. Birkaç saniye sonra kapı açıldı. Annemle ayaküstü selamlaştılar. Annem onu içeriye davet etse de Karan gitmekte kararlıydı. Ona da bahane olarak saatin geç olduğunu sundu. Daha geçen gece yarılarında bizim evdeydi. Umursamadım, bir planı vardır muhtemelen.

Birkaç dakika sonra merdivenlerden kendi odama yönelirken bugün yaşadıklarımızı otuz iki diş sırıtarak aklımdan geçiriyordum.

Üzerimdekileri çıkarttıktan sonra yatağa kurulup telefonumdan pinteresti açtım. Birkaç abiye modeli bakabilirdim. Beğendiğim beyaz abiyeyi kaydetmemek için zor duruyordum. Keşke gelin ben olsam diye içimden geçirdim. Gerçekleşmeyenler arasından en büyük hayalimdi, her genç kızın öyledir.

Kapıyı tıklamadan içeri daldı Selen. Ciyaklamaya başladı. "Naabbbeerrr?"

İyiyim dememe müsaade etmeden devam etti. "Yakışıklı kuzenle dışarı çıkmışsın, annem söyledi. Sana konuşuyoruz demiştim ama ablanın beğendiği çocuğa sulanman hiç hoş değil canım kardeşim." diyerek kendini yatağa bıraktı.

Ofladım. "Rahat bırak abla beni."

Elimden telefonu çekip aldı. Ekranda aşağı doğru inerken mırıldandı. "Demek nişan için bensiz abiye bakıyorsun."

Başımı salladım. Onu rahatsız etmek istedim o an. Çünkü Karan'ı ilk ben beğenmiştim, her ne kadar onun haberi olmasa da.

"Evet, yarın Karan'la alışverişe gideceğiz. İlham olsun şimdiden."

Gözlerini kıstı. Bir zafer kaybetmiş gibi kin saçıyordu gözleri. Gülmemi tutamadım. Selen istifini hiç bozmadan kalktı.

"Anneme söyleyeyim, ben de geliyorum sizinle."

Kaşlarımı kaldırdım. "O dediğin mümkün değil Selenciğim."

Omuz silkti. "Niyeymiş? Kuzen ortak kuzen sonuçta." Ayağa kalkıp kırıta kırıta kapıya yöneldi.

Peşinden kalktım. "İğrençleşme. Bana baksana sen."

Kapıyı usulca kapatıp çıktı. Gözlerimi devirdim. Derin bir nefes alıp içimden Karan'ın bana ait olduğunu geçirdim. Selen'i çatlatmak için ve Karan'dan uzak dursun diye tanışma hikayemizi anlatırsam doğruca anneme anlatmış olurdum.

Ekranı kaydırıp WhatsAppa girdim. Karan'ıma mesaj yazdım.

"Çok güzel modeller baktım."

Birkaç saniye sonra cevap geldi.

"Atsana bakayım."

Beyaz olan hariç hepsini attım. Karşılığında sadece gülücük attı.

"Nee?" yazıp gönderdim. Cevap gelmedi. Ben de sıkılıp aşağı indim. Hem Selen yarın bize yapışma konusunda ciddi mi, öğrenmiş olurdum.

Karan'dan

Ekrana gülümseyerek baktım. Onun üzerinde hayal etmeden duramazdım. Bir ömür boyunca her gün abiye giyinseydi keşke. Kendi kendime sırıttım. O günkü gibi güzel olacaktı bebeğim nişanda. Keşke benim olsa diye düşündüm. Keşkelerim bitmezdi. Annem seslenene kadar onu abiyeyle hayal etmeye devam ettim.

Annem bir şeylerin ters gittiğini belli eden bir tınıyla ısrarla sesleniyordu. Telefonu kenara bırakıp salına salına aşağı indim. "Ne oldu?"

Elindeki gül buketini gösterdi iğrenerek. "Babandan gelmiş. Hem de nişan haftamda. Resmen terbiyesizlik. Bir de yazdığı nota bak. Aşk çiçeğim, yanında kim olursa olsun benimsin. Sen de biliyorsun." Buketi sertçe masaya bıraktı. Bir cevap veremedim. Yutkundum. Aklımdan geçenleri söylersem annem ortalığı yıkardı.

"Lütfen konuş babanla Karan. Beni rahat bıraksın. Ondan uzak, mutlu yaşamak istiyorum..." Sesi titriyordu. Ondan uzak derken gözleri doldu. Hala seviyordu, inkar etse bile. Kendisini genç kızlarla aldattığını bildiği halde seviyordu işte.

"Tamam. " dedim. "Sen üzülme yeter ki." Sımsıkı sarılıp göğsüme bastırdım. Yanağından süzülen gözyaşını elimin tersiyle sildim. Başını kaldırıp gözlerime bakmaya zorladım. "Mutlu olacağız anneciğim."

Yiğit neşeyle salona girdi. "Ben açım yemek ne zaman?"

Annem yüzünü saklayarak yukarı çıktı. Ben de küçük kardeşime döndüm. "Bilmem koş sor mutfaktaki ablalara."

Kaşlarını çattı. "O ablaların isimleri var."

Omuz silkip odama çıktım. Hafızamda tutmam gereken daha önemli isimler vardı. Odama girdiğim gibi telefonuma yöneldim.

Önce Nihal'e cevap yazdım. "Senin üzerinde daha güzel durur. " Sonra babamın telefon numarasını tuşladım.

"Alo baba uzatmadan lafa gireceğim. "

Ahizeden babamın kahkaha sesi yükseldi.
"Dur ben senin modunu yükseltecek bir şey söyleyeyim Karancığım. Bu cuma Alya Nihal Karaca'nın iş toplantısı var. Yapımcı tanıdıklarım var biliyorsun. Biz de orada olacağız. "

Söyleyeceklerim aklımda uçtu gitti. Sadece "Tamam" diyebildim. Babam tabi o peşinde koştuğu oyuncu kızla bizim artık kuzen olduğumuzu bilmiyordu.

Lips And LiarsWhere stories live. Discover now