14

292 39 8
                                    

Amon

''Başıma açtığın belayı tahmin bile edemezsin.'' dedi Chan zindanın anahtarlarını bana verirken. Keyifle gülümseyip onları cebime attım. Onu zar zor ikna etmiştim. Aslında yalnız olsam belki de daha kolay olurdu ama benimle Heeseung da gelmişti. Çünkü onu da ilgilendiren birkaç sorumuz vardı. ''Teşekkür ederim.'' Sıkıntıyla derin bir nefes verdi. Yanımda dura vampire kısa bir süre baktı. Aslında o tamamen objektif bir bakış açısına sahipti ama benim sivri dişlilerle anlaşamayacağımı bildiğinden bana bir şey yapmış olduğundan şüpheleniyordu. Ki ona öyle bir şey olmadığını onlarca kez söylemiştim. ''Sorularımı sorup çıkacağım.'' Chan'a, başıma gelen dehşet verici olaydan bahsetmemiştim. Ne için Yujin'le konuşmak istediğimi ısrarla sorsa da ona sonra anlatacağımı söyledim ama anlatmayacaktım.

''Dediğim gibi, on beş dakikanız var. Nöbet değişimi bir dakikaya başlayacak. O sırada zindanda güvenlik kimse olmuyor ve ben de kameraları etkisiz hale getireceğim. Elektrik kesintisiymiş gibi göstereceğim ve yedek jeneratörler devreye girene kadar da yirmi dakikanız olacak. Yani yirmi dakika içinde bu binayı terk etmeniz gerekiyor.'' Her şeyi anladığımda başımı salladım. Bize gereken tek şey hızdı ve ona yanımdaki oğlanın kendisiydi. "Bu iyiliğini unutmayacağım."

"Unutmasan iyi olur." Chan son kez Heeseung'a baktıktan sonra yanımızdan ayrılmıştı. Ona güvenebileceğimi biliyordum çünkü bu zamana kadar beni asla yüz üstü bırakmamıştı. Hyunjin gibi o da abim gibiydi. Konseyin baskılarını adeta bir hiçe sayıp, bize kardeş olmaya çalışıyordu. Bunu her ğyr yapmıyordu. "Sana gerçekten değer veriyor olmalı. Konseyde iyi bir yeri var ama ihanet ediyor." Başımı aşağı yukarı salladım. Zindana giden merdivenleri saklanarak izlerken bir yandan da ona karşılık verdim. "Hyunjin gibi sahip olmadığım abim diyebilirim. Riki ile bana diğer herkesten daha iyi davranıyor."

Güvenliklerin olduğumuz kata çıktığını gördüğümde, saklandığımız yerde biraz daha geri çekildik. Bizi görmeleri imkansızdı. Öylece önümüzden geçip giderlerken, zaman kaybettiğimizi bilsem de birkaç saniye daha bekledim emin olmak adına. Daha sonra hızlıca merdivenlere ilerledim. Heeseung da beni takip ediyordu. Yarı karanlık, yarı aydınlık koridorda ilerleyip etrafıma bakındım. Buradaki çoğu kişiyi tanımıyordum. Hepsi, kenara çekilmiş bir şekilde parmaklıkların arkasından ikimize bakıyorlardı. Yüzlerindeki çaresizlik ve halsizliği görünce istemeden derin bir nefes almıştım. Durumları kötüydü ve suçlarını bilmesem de onların için üzülmüştüm. Konseyin ne kadar baskıcı olduğunu biliyordum, eminim ki burada hak etmediği takdirde olanlar da vardı.

Gözüm tanıdık simayı ararken Heeseung ileride durdu. Bir hareketlenme olduğunda, Yujin'in orada olduğunu anlamıştım. Yanına gittiğimde, tahmin ettiğim görüntüyle karşılaştım. Diğerlerine göre daha iyi durumdaydı. Onlara hiç yemek vermiyor olmamılardı çünkü birkaç gün olmasına rağmen zayıflamıştı. Beni görünce yüzüne alaycı bir ifade takınmıştı. Dağılmış saçlarını geriye doğru attı. "Önce işbirlikçi oldunuz, şimdi de sevgili mi?" Benim hakkımda bir şeyler bilmesine gerek yoktu, bu yüzden ona gereksiz yere cevaplar vermeyecektim.

"Sana sormam gereken birkaç soru var."

"Neden cevaplayayım? Beni buraya tıkan sensin. Neden sana yardım edeyim?" Anahtarları yukarı kaldırırken bir kez bile göz kırpmadım. Kararımdan emindim. "Çünkü içeri seni nasıl soktuysam, öyle de çıkaracağım." Heeseung kolumdan tuttuğunda ona bir kez bile bakmadım. İstediğimi almam gerekiyordu. Yujin beni uzun uzun incelerken, diğer insanların kapılarının kilitlerine baktım. Hepsinin şekli ayrıydı. Kolayca bulabilirdim.

"Amon." Arkamdaki oğlan benimle konuşmaya çalışsa da, onu takmadım. Önümdeki kız anahtarlara dik dik bakarken konuşmaya devam ediyordu. "Sana nasıl güveneceğim?" Başımı hafifçe sola yatırdım. "İstersen güvenme, ama tek şansını kaybedersin. Sonuçta bana güvenemeyeceğin kadar güvenebileceğin şansın da var." Gözlerini kıstı. Kollarını göğsünde birleştirip başını salladı. "Başla." Parmaklıklara biraz daha yaklaşıp anahtarları geriye doğru çektim.

drunk dazed ✵ lee heeseungWhere stories live. Discover now