once ended cannot be mended

35 2 3
                                    

"İşte amerikan devrimi bu yüzden...bu kadar önemliydi." Sona doğru yaklaştığı esnada güçlükle konuştu. Kelimelerini doğru bir sıraya dizdiğinden bile şüpheliydi.

Yarınki tarih sınavına hazırlanmak için Zayn'in evinde diğerleriyle toplanmayı kabul ettiğinde bir şekilde bunun Harry'nin yatağında sonuçlanacağını biliyordu. Ne de olsa neredeyse haftalardır tensel temasın üzerine kurulmuş bir ilişki inşa etmişlerdi.

"Bana anlatmak istediğin başka bir şey var mı?" Harry kafasını yorganın altından birkaç saniyeliğine çıkardığında Louis onu işinin başına dönmesi için omuzlarından ittirdi.

Tarih sınavı bir süre daha bekleyebilirdi, tamam mı?

"Louis, nerede kaldın?" Zayn'in holden yükselen sesiyle birlikte yorganın altındaki Harry'ye kumaşın üzerinden hafifçe vurup durdurmaya çalıştı ancak Harry elbette durmadı. Tam tersine, Louis'nin kalçalarını iki eliyle ayırıp kendine daha çok alan sağladı.

"Gelmek üzereyim!" Düz tutmaya çalıştığı sesi sona doğru hafif kırılmalar gösterdiyse de Zayn'in kendisini rahatça duyabilmesi için bağırdı. Kimsenin farkına varmaması gerekiyordu.

"Oh, evet, elbette öylesin." Harry'nin tok sesi yorganın altından kulaklarına ulaştı ancak karşı koymak için fazla yakındı Louis. "Lütfen...devam et." Ellerinden biri dudaklarının üzerindeki yerini aldığında Harry onun zorlandığını anladı.

Ancak, Louis yalvarıyor muydu? İşte bu yeniydi.

Harry onun aşina olmadığı halini gördüğünde kendine yeni bir motivasyon bulmuş oldu ve bu bitirici hamleydi. Alnından süzülen ter damlaları ve etrafa dağılmış saçlarıyla yorganın altından yükselerek Louis'nin çıplak göğsündeki pozisyonunu aldığında ondan bir öpücük çalabilmek için dudaklarına uzandı.

Elleri başının altında, Louis'nin göğsünün üzerinde kavuşmuştu. Louis ise gözlerini ağır ağır kapatıp kendini Harry'nin öpücüğüne hazırlamıştı ki Harry hızlı bir hamleyle ondan uzaklaştı.

Onu neden öpmek istediğini bir türlü anlayamıyordu Harry. Nasıl olsa iki tarafta bu ilişkiden istediğini alıyordu ve Harry'nin onun rahatlamış görüntüsüne dayanamadığı falan yoktu canım.

"Onlara ne zaman söylemeyi düşünüyorsun?" Yatağının hemen kenarında duran tişörtünü tek hareketle üzerine geçirdi ve Louis'nin hayal kırıklığıyla gölgelenen suratına baktı. "Neden bilmeleri gerekiyor? Seninle flört falan etmiyoruz, ne de olsa." Kısaca omuz silkti Louis.

Evet, flört falan etmiyorlardı. Louis'nin ses tonu bir cümle kurmuş olmaktan ziyade kuşku dolu bir soru sorarmış gibi çıksa da.

Harry önce kaşlarını çattı ve yatağında boylu boyunca uzanmış çıplak oğlanı iyice süzdü. "Öyle düşünmem delice olurdu, değil mi?" Dudakları dümdüz bir hal aldı ve gözlerini irice açarak başını iki yana salladı.

Tanrı aşkına, diye düşündü. Yatağımda çırılçıplak uzanmış, başının yarısını yastığıma gömmüş ve kalçasını sergilercesine bir bacağını yorganımın üzerine atmışken ne düşünmemi bekliyor?

Harry bir süre daha onu incelemekle vakit geçirirken Louis doğruldu ve hızlıca etraftaki kıyafetlerini toplamaya başladı. "Gitmeliyim." Harry'nin onu öpmeyişi içinde bir şeylerin kıyılmasına sebep olmuştu, doğrusu.

Belki de başından beri bunu bekliyor olması hataydı.

"Pekala. Sınavda başarılar." Ellerinden birini umursamazca kendi saçına daldırdı Harry. Telefonunu kaparak çalışma masasına yöneldiğinde hışırtı seslerinden Louis'nin giyindiğini anlayabiliyordu.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Aug 16, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

wear your heart on your sleeveWhere stories live. Discover now