KUR-AN NEDEN ARAPÇA?

26 10 15
                                    

07.09.2022

   Madem kuran ilahi bir kitap; neden Allah diğer dillere de çevirmedi? İslam; Arapların dini mi? Peki neden yalnızca Arapça indi?

Velevki İslamiyet hak din... Müslüman doğanlar şanslı iken; Hollanda'da eşcinsel bir çiftin evlatlığına neden haksızlık yapılıyor?

Çetin sualleri cevaplandırmadan önce; hakikatin (sahibi müstesna) hiç kimsenin tekelinde olmadığını belirtelim.

Hakikat iddiasında olan hiçbir görüş de başkasından dinlenilip, reddedilecek kadar değersiz değildir. Bizzat ve doğrudan araştırılıp ret ya da kabul edilmelidir.

Böyleyken Allah'tan çeviri beklemek ahmaklıktır. Bazı şeylerin kapalı ve meşakkatli olması doğaldır. Allah'ın kendini tanıtmak ve bizlere yol göstermesi amacıyla kitaplar, peygamberler vs. göndermesi büyük lütüftur.

Bununla birlikte her şey ayan beyan ortada iken; imtihanın anlamı yoktur. Hakikat bir perdenin ardındadır. Ve perdenin ardından çok mesaj vardır! İmtihanda perde olması doğaldır. Cevap kağıdı, sınav kağıdının bitişiğinde iken; imtihan yapılamaz!

Kaldı ki böyle olsa dahi sınavı umursamayacak insanlar vardır. "Kur-an neden sadece Arapça indi?" diyerek, inkara kadar gidenlerin; dilinde de inseydi yine inanmazlardı.

Çünkü; onlar hakikatin önündeki o incecik perdeyi parçalamak istiyorlar. Perde kalkmadan inanmayız diyorlar. Hâlbuki perdenin kalkmasıyla inanmanın boşa olduğunu ve perdesiz imtihan olamayacağını kavramak istemiyorlar.

Aslında mesele hakikatin hangi dilde indirildiği değil, yayılıp yayılmadığı... Ve hakikat indirildiği dilin sahiplerinin tekelinde değildir. Dilsel anlayışla hakikate inanılmaz. Öyle olsaydı; tüm Araplar Müslüman olurdu. Fakat Hz. Muhammed'in döneminde dahi inanmayan ve hatta ona düşmanlık edenler vardı.

Hakikat hiçbir dünyevi dille inanılacak değildir. Hakikat yalnızca basiretle gönülle anlaşılabilir. Gönül gözü kör olanlar; (yani; basiretsizler) başka hiçbir şeyle hakikati anlayamaz, kavrayamaz ve inanamaz!

Bununla birlikte başta Arapça bilmemiz ve Müslüman bir toplumda doğmamamızın daha iyi olacağı söylenebilir. Çünkü; hakikati keşfetmemizle ikinci bir dil (Arapça) öğrenme isteğimiz artacaktır. Ve Müslüman toplumda doğmak; Müslüman kalmak ve hakiki Müslümanlığı yaşamak anlamına asla gelmiyor. Nitekim İslam'ın temel değerlerine küfür eden ve kendilerine Müslüman diyen bir takım insanlar da mevcut.

Ayrıca tüm insanlar Müslüman doğar fakat aileleri tarafından sonradan şekillendirilebilirler. Bununla birlikte Müslüman bir toplumda doğmak, ayrıcalık değilken; inançsız bir toplumda doğmak da haksızlık değildir. Çünkü; farklılıklarımızla aramızda sonsuz bir adalet peyda olmakta.

Halen Müslüman olmayan bir toplumda doğumanın haksızlık olduğuna inananlar için diyeceğim; Müslümanlığın bozulmuş bir fırkasında doğmak, İslam'a karşı bir toplumda donmaktan zararlıdır! Çünkü; hak din de olduğunu sanmanın rehaveti, yanlışı daha da benimsetecektir. İslam karşıtı toplumda doğan bir çocuk araştırıp İslâmiyet'e girebilir. Araştırırken hak mezheplerde olmayı da önemser. Fakat diğeri için durum daha vahimdir.

Tüm bu anlattıklarımıza rağmen halen "Neden Arapça, neden Arapça?.." diye bıkmadan usanmadan soranlar varsa, onlara hitap ederek denememizi sonlandıralım.

Günümüzde tüm gelişmişlikten uzak bir kabilede doğmuş olsaydınız; birileri sizin dilinizi öğrenip, size gelişmişliği aktarmadıkça itiraz mı edeceksiniz? "Hayır! Elektriğin var olduğunu kanıtlayan, bizim kabile dilimizde bir kitap inmedikçe; elektriğin varlığına inanmayacağız!" mı diyecektiniz?

DENEMELERİM 2Where stories live. Discover now