19

1.7K 271 135
                                    

Mavi çantayı açan beden üstündeki ıslak kıyafetlere baktı. Oturduğu yerde kalmıştı. Kafasını avuçlarının içine aldı. Kendi kendine mırıldanıyordu. Kendine kızıyordu birnevi.

"Ben ne yapıyorum ya."

"Bu kadar basit miydi benim için..."

Mavi çantaya ufak bir bakış atıp içindeki gri sweati çıkarttı. Islak gömleğini çıkartırken bir yandan Minho'nun o gömleğe nasıl baktığını hatırlamıştı. Ufak bir sinirlenmeyle kendi kendini yiyordu.

"Mal, atsana kendini suya. Felix seni kurtarır niye gözlerine inanıp öpüyorsun. Üçkağıtçının teki zaten!"

İç sesi ile çatışıyordu şuan. Aklı sonradan gelmişti başına resmen. Gri sweati üstüne geçirip siyah şortu da aldı. Başka çaresi yoktu ki? Yanında kıyafet taşımıyordu. Ama Minho'nun hem okul kıyafeti hem bu vardı. Hem önceden çok kıyafetini giymişti. Garipsemiyordu.

Önceden ikili arkadaş olduğundan dolayı çoğu şeylerini bilirlerdi birbirlerinin. Mesela Jisung'un yüzme bilmediğini bilen Minho gibi.

Jisung üstünü değiştirip diğerlerinin yanına geldiğinde onu gülerek karşılayan iki bedene de hızla ilerledi. Felix ve Hyunjin geri geri yaparken Jisung bağırdı. "Gelin gelin hain şerefsizler."

İkili havuzun diğer tarafina gittiklerinde Jisung da peşinden gidecekti ki Jay kahkaha atarak ona arkadan sarıldı. "Dur dur."

Jisung ortama geldiğinde Minho kendi kıyafetleri içindeki oglana baktı. Changbin Minho'nun bakışlarını yakaladığı için gülümsemişti. Jay'in böyle Jisung'a yakın olması Minhoyu bir tık sinir etmişti.

Jay, Jisung'u bıraktığında Jisung ona da kızmıştı. "Sen niye ayırmadın kalleş?" Jay kafası ıslak bedene biraz bakıp Felix'in havlusunu kaptı. Jisung'un kafasına koymuş saçını kurutmaya başlamıştı. Minho kitlenmiş gibi bakıyordu adeta.

Seungmin Minhoya biraz göz ucu ile baktığında konuştu. "Jisung'un flörtü sanırım çok yakınlar, bahsetti biraz Jisung. Jeongin'e tanıtırken manit falan dedi." Minho kaşlarını kaldırıp Seungmin'e döndü. "Manit?"

"Aynen. Ben de öyle baktım. Jisung biseksüelmiş." Minho sevinçle el çırptığında Changbin güldü. "Ulan mal herif ya nasıl sevindi şuna bak."

"Sen sus lan sik yarması. Mutlu olduk ne var. Hem ilk defa bir erkek tarafından öpücüğünü benden aldı."

Seungmin oturduğu yerden Minhoya baktı. "Iyy bu varoşa da eğlence çıktı." Minho eli ile Seungmin'i biraz itip konuştu. "Siktir git lan. Bozma moralimi."

"Hmm. Peki peki bozmuyorum. Ne ağladın."

Jay, Jisung ile ilgilenirken Jisung elindeki mavi çantayi aldığı yere bıraktı. Minhoya göz ucuyla baktığında onun da ona bakmış olduğunu görmüştü.

"Ya Felix bu havuz kaç metre?"

Minho sırıtmaya başladığında Felix düşünür gibi yaptı. "Vardır bi 170 180 santim. Ne oldu?" Jisung sinirle dilini yanağında dolandırırken Minhoya döndü. Döndüğünde konuşmaları duymuş, arsız arsız sırıtan bedenle karşılaştı.

"Tam üçkağıtçı ya."

"Ne dedin?"

"Sana demedim koçum."

İki arkadaş grubu da birbirine yakın oturuyordu şuan. Bir taraf sağda bir taraf solda. Felix bacaklarını açıp donunu düzeltmeye çalıştı. Bütün herkes onu izliyordu şuan. "Ne? Sort ıslak araya kaçıyor. Ne yapayım?"

Arkadaşları gülerken Seungmin de gülüyordu. Felix aklına bir şey gelmiş gibi sevinçle elini çırptığında Hyunjin anlamsız bakışlarıyla Felix'e bakıyordu. "Bugün Chan hyungu da çağıralım pese gidelim?"

Kuvay-i Milfiye  - MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin