9. Bölüm

88.9K 6.9K 4.9K
                                    

Yıldızladıysak keyifle okuyun ✨

Yıldızladıysak keyifle okuyun ✨

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

9. Bölüm:

Kıyamet ve Öncesi

Ben ömrümde ilk kez sevildiğimi hissederken bunun karşılıksız olmadığını da fark edip büyük bir itirafta bulunmuştum. Ona o akşamüstü yaptığım o itiraftan sonra bunu kendi içimde kabullenmek bile o kadar kolay olmamıştı. Kaçtım. Hala da kaçmaktaydım. Hissettiklerim, hissettirdikleri o kadar büyük geldi ki yüreğim taşıyamazmış gibi hissetti.

Ama... Ama bir an vardı ki ne akıl bırakıyordu insanda ne kalp. Dudaklarının dudaklarıma temas ettiği o an. O an çok başkaydı. Sevginin bile sınırlarını aşan güçlü bir duygu gibiydi. Tutku muydu bu? Her neyse adı ben o anı bir an olsun aklımdan atamamıştım. Öpmemişti bile henüz. Öpüşmemiştik. Öpüşmeden beni bu hale sokan duygu öpüştükten sonra ne hale sokardı aklımın sınırlarına koyamadım fakat merak etmekten de geri duramadım. Ona dokunmak, onunla kaybolmuş gibi hissetmek, onun tarafından öpülmek, onun tarafından sevilmek. Bunları dillendirmeyi geçtim düşünmek bile beni ona yükseltiyor ama ona varmama yetecek cesareti vermiyordu.

Kaçtığım o andan itibaren karşısına çıkmamış, karşıma çıkmasına da izin vermemiştim. Aramalarına geri dönmemiş, iletişim kurabileceğim her yolu kapatmıştım. Çünkü ne kadar istersem isteyeyim benim böyle bir ilişkiyi yürütmeye cesaretim yoktu. Annemi çiğnemeye hiç yoktu. O an bir anlık duyguların esareti altında dökülen itiraflarımın zamansızlığı büyük bir pişmanlığa gebe olmuştu sonrasında ama iş işten geçmişti. Yanlış değildi. Sadece zamansızdı. Ben bir daha bu konuyu annemle bile konuşacak fırsatı bulamamıştım. Bulabilseydim, konuşsaydım ve sonrasında bu itirafı yapabilseydim bizim için her şey çok daha güzel ilerleyecekti. Şimdi ettiğim itiraf sonrası ben Demir ile arama nasıl mesafe koyabilirdim ki?

Ben bu kadar bilinmezin içinde bir cevap ararken ve henüz bulamazken çat kapı gelecek olan o adamı da hiç beklemiyordum.

''Ahuşan! Meyra!'' Abimin sesi daha bahçeden gelirken ses tonunun normalliğinden hiç ayaklanma gereği bile hissetmemiştik ikimizde. Televizyonun karşısında uzanmış günün yorgunluğunu atmak için son saatlerimizi geçirirken Meyra uyukluyordu bile.

Yarın kendisinin nişanı olacağından biz günlerdir bir telaş halindeydik. Uyuduğumuz süre oldukça kısıtlıydı. Annem birkaç günde evi 1 kez inceden diğer günlerde de detaylıca temizletmişti. Yaptığımız hamur işleri, tatlılarda ekstrasıydı. Akşamları anca oturabilme imkanı bulabilince de sızıp kalıyorduk işte.

Evin kapısı aralandığında ''Hop!'' Diye seslendi tekrar. ''Evde misiniz?''

''Yani.'' Dedim kendimden geçmiş bir halde. ''Bütün gün senin nişan işlerine koşturunca akşam gezecek hal olmadığına göre. Evdeyiz.''

Visal: Ahu DöngüsüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin